Türkiye’de derinleşen ekonomik krizde şirketlere sağlanan sınırsız teşvikler dahi batışların önüne geçemiyor. Diğer yandan savaş sanayisi ise büyümeye devam ediyor
Yusuf Gürsucu
Türkiye’de bugüne kadar hemen hemen tüm iktidarlar hazırladıkları bütçelerde en büyük payı silahlı kuvvetlere ve savunma sanayisine aktardı. AKP iktidarı ile birlikte 18 yıl boyunca her yıl artarak süren destekler ise özelleştirmeler yoluyla özel şirketlere verilmeye başlandı. Bu süreçte savunma sanayii olarak adlandırılan desteklerin toplamı ise savaş politikalarını beslerken, hak mücadelelerine karşı ‘güvenlik’ yatırımlarına doğru genişledi. Sürekli bir beka sorunundan bahseden iktidarın beka olarak ele aldığı şeyin şirket çıkarlarından başkaca bir şey olmadığı giderek daha net görülmeye başladı.
Savaşa 148 milyar
2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi’ne göre başta Milli Savunma Bakanlığı (MBS) olmak üzere savaşa ayrılan pay yine arttırıldı. 2021 yılı bütçesinde İçişleri Bakanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), Jandarma Genel Komutanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’na toplamda 148 milyar 471 milyon 798 bin TL ödenek ayrıldı. MSB’nin 2021 Yılı Bütçesi 2020’ye göre 7 milyar 625 milyon 597 bin artarak, 61 milyar 484 milyon 939 bine yükseldi. 2021 yılı için MSB’ye ayrılan bütçe; Adalet, Çevre ve Şehircilik, Enerji ve Tabi Kaynaklar, Gençlik ve Spor, Dışişleri, Tarım ve Orman, Ticaret, Ulaştırma ve Altyapı, Sanayi ve Teknoloji bakanlıklarının bütçesini geride bıraktı.
Her yıl artıyor
İçişleri Bakanlığı’nın 2021 Yılı Bütçesi de 2020 yılına oranla artacak. Buna göre 2020 yılında 9 milyar 672 milyon 218 bin iken, bu rakam 2021 yılı için 10 milyar 665 milyon olarak öngörüldü. Diğer yandan Jandarma Genel Komutanlığı’nın bütçesi ise bir önceki yıla göre 4 milyar 698 milyon 763 bin TL artarak, 27 milyar 666 milyon 880 bin TL olurken, bütçesi arttırılan diğer kurum ise Emniyet Genel Müdürlüğü oldu. 2020 yılında 38 milyar 978 milyon 189 bin TL bütçe ayrılan Emniyet Genel Müdürlüğü için 2021 yılında 44 milyar 555 milyon 427 bin TL ayrıldı. Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) bütçesi de 2020 yılında 2 milyar 182 milyon 381 bin lirayken, 2021 yılında 2 milyar 628 milyon 749 bin TL oldu.
Asker mezarlıkları için bütçe
İçişleri Bakanlığı, ‘ölen asker yakını ve yaralanan askerlere hizmet’ adı altında 2021 yılında 110 kişiye tazminat ödenebileceğini öngörürken, 2021 yılında ölecek askerler için 6 mezarlık alanının inşa edilmesi için bütçeden pay ayrıldı. Bir diğer dikkat çekici gider ise ‘tedavi ve cenaze giderleri’ olurken 2021 yılında bu işler için 36 milyon 25 bin lira ayrıldı. Dikkat çekici bir madde de ise 2020 yılında bin 968 korucu alımı yapılırken, 2021 yılı için 3 bin yeni korucu alınacağı bütçede yer buldu. Bütçeye yerleştirilen bu giderlerin tamamı savaş hazırlığı içinde olunduğunu ortaya koymakta.
39 yeni cezaevi
Adalet Bakanlığı bütçesine göre 2021 yılında 39 yeni cezaevi açılmasının hedeflendiği görüldü. Adalet Bakanlığı’na 2021 yılı bütçesinde toplam 23 milyar 973 milyon 52 bin TL ayrıldı. Açılan cezaevleri sayısı 2019’da 26 iken, bu sayı 2020’de 29’a çıkmıştı. Bakanlığın dikkat çeken bir diğer hedefi ise 2021 yılında 9 bin kişinin elektronik izleme sistemiyle takip edilecek olması. Ayrıca 12 bin çocuğun da denetimli serbestlik sistemiyle takip edileceği hedeflendi. Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından sonuçlandırılan rapor sayısı 2019’da 625 bin 640 iken bu sayı 2020 yılında azalış kaydederek, 550 bin olmuştu. Bakanlık daha fazla vaka öngörerek 2021 yılı için 650 bin ATK rapor sayısı belirledi.
19 milyar gizli ödenek
2021 Yılı Bütçe Teklifi’ne göre, genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerine 1 trilyon 223,5 milyar TL ödenek ayrıldı. Kanun gereği, Cumhurbaşkanı Erdoğan isterse gelecek yıl gizli hizmet gideri olarak bu tutarın binde 5’ini harcayabilecek. Bu hesapla Erdoğan’ın istediği gibi kullanabileceği rakam 6 milyar 115 milyon TL’ye kadar çıkabilecek. Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Yasası’nda yer alan düzenlemeye göre, gizli hizmet giderleri, “Kapalı istihbarat ve kapalı savunma hizmetleri, Devletin millî güvenliği ve yüksek menfaatleri ile Devlet itibarının gerekleri, siyasi, sosyal ve kültürel amaçlar ve olağanüstü hizmetlerle ilgili Devlet ve Hükümet icapları” için kullanılabiliyor. AKP, iktidara geldiği 2002 yılından 2020 yılının Ekim ayına kadar örtülü ödenekten nereye kullanıldığı bilinmeyen 19 milyar TL harcandı.
Savunmada havuz sistemi
AKP iktidarı, bugüne kadar yürüttüğü ekonomi politikalarında medya başta olmak üzere bazı sektörlerde oluşturdukları “havuz” sistemiyle savunma sanayisine de yön veriyor. Kamu elindeki tüm olanakları ve gücü bu havuzların beslenmesine bağlayarak ciddi oranlarda büyümesini sağlayan iktidar başta enerji, inşaat, maden ve medyaya kaynak akıtırken, özellikle 2015 sonrası ‘savunma sanayi havuzu’ da oluşturulduğunu gösteren birçok gelişme yaşandı. Cumhurbaşkanlığı tarafından çıkartılan KHK ile savunma sanayinin direkt olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlanması ise dikkat çekmişti.
İHA ve SİHA’lar!
Türkiye’de bazı savunma sanayi şirketleri dünyanın en büyük silah satıcısı şirketler içine girmiş durumda. ASELSAN, TAİ, Roketsan gibi şirketler ilk yüz içinde yer almaktadırlar. Savunma sanayisinde yer alan bazı şirketlerin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aile ve yakın dostlarına ait olması dikkat çeken bir ayrıntı. Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar, İnsansız Hava Aracı (İHA) ve Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) üretirken, AKP’nin merkez karar yönetim organında görev almış olan Ethem Sancak’ın sahibi olduğu BMC zırhlı araçlar ve İzmir eski Milletvekili AKP’li İsmail Katmerci’nin sahibi olduğu Katmerciler Grubu da TOMA ve zırhlı araç üretiyor. Birçok alanda oluşturulan havuz yapılarına kaynak verildiği gibi savunma sanayisinin içinde yer alan şirketlere de büyük teşvikler veriliyor. Bu şirketlerin ne vergi ne de SSK ödedikleri dikkat çekiyor. Yatırım arazileri BMC örneğinde olduğu gibi bedava veriliyor.
Savunmada büyüme stratejisi
AKP iktidarı komşu ülkelerle sıfır sorun perspektifiyle politika üreteceğini iddia etmesine karşın bugün düşmanlaşılmamış komşu ülke neredeyse kalmamış durumda. Bu politikalarla savaş tehditleri artarken, ortaya çıkarılan düşmanlarla başetmek adına savunma sanayisinin desteklendiği algısıyla halkta milliyetçi duyguların kabartılmaya çalışıldığı gözleniyor. Suriye’de, Libya’da ve en son Azarbeycan-Ermenistan geriliminde ortaya çıkan gerçekler bütün dünyanın dikkatini Türkiye’ye çevirmiş durumda. Kanada, geçtiğimiz günlerde Karabağ’da kullanıldığı gerekçesiyle Bayraktar’ların ürettiği SİHA’larda kullanılan motorlarının vermeyeceğini açıklaması savunma sanayisinin iç yüzünü ortaya seriyor.
Aselsan’ın yükselişi
Türkiye Varlık Fonu’na devredilen Aselsan’ın fon aracılığıyla nasıl değerlendirildiği bilinmiyor. Daha önce yüzde 51 hissesinin satıldığı yönünde iddialara, borçlar karşılığı rehin verildiği iddiaları gündeme gelmişti. Aselsan, geçtiğimiz gün yaptığı yazılı açıklamasında, 2020 yılı üçüncü çeyrek finansal sonuçlarını paylaştı. Buna göre şirketin kârı, söz konusu dönemde 3 milyar TL olarak belirlendi. Cirosu da yüzde 10 artarak 8,4 milyar TL seviyesinde kayıtlara geçti. Aselsan’ın kârlılık göstergelerindeki artış 2020 yılının ilk dokuz aylık döneminde de sürdü.
Silah ticareti fuarı
Savunma Sanayii büyümeye devam ederken bu büyümenin başını yine Bayraktarlar çekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı olan Selçuk Bayraktar’ın ağabeyi Haluk Bayraktar’ın Yön. Kur. Başkanı olduğu SAHA İstanbul Savunma, Havacılık Uzay Kümelenmesi Derneği 4-7 Kasım’da “SAHA EXPO Sanal Fuarı” dizenliyor. Sanal fuarda, Akıncı Taarruzi İnsansız Hava Aracı (TİHA), ATAK Helikopteri, TB2 ve füze sistemleri başta olmak üzere savunma sanayinde yüzlerce firmanın ürünlerini ve geliştirdikleri sistemleri sergileyecekleri bir fuar olacak. Fuara 300’ün üzerinde savunma havacılık ve uzay sanayi firmasının katılacağı ve ayrıca Kuzey ve Güney Amerika, Avrupa, Ortadoğu, Kuzey ve Kıta Afrikası, Rusya, Ukrayna, Pakistan, Hindistan, Malezya, Endonezya, Bangladeş ve daha birçok ülkeden firma ve devlet temsilcisi görüşmeler için fuara katılacak.
Silahlı insansız deniz aracı!
SİHA’lara deniz altı SİDA’lar ekleniyor. Ares Tersanesi ve Meteksan Savunma tarafından geliştirildiği açıklanan silahlı insansız deniz aracı (SİDA) yapılan basın topantısı ile geçtiğimiz günlerde tanıtıldı. Aracın 2021 yılı ilk çeyreğinde hazır hale geleceği belirtildi. 400 kilometre seyir menziline, saatte 65 kilometre sürate, gündüz/gece görüş kabiliyetine, “milli kriptolu” haberleşme altyapısına sahip olacak SİDA, farklı operasyonel harekat ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde füze sistemlerinin yanı sıra elektronik harp, karıştırma gibi farklı tiplerde yükler ve farklı haberleşme ve istihbarat sistemleriyle donatılabileceği vurgulandı. SİDA’lar insansız ve insanlı hava araçlarıyla müşterek harekat edebilecek.
Silah üreten talep yaratır!
KHK ile işinden edilen Akademisyen Özgür Müftüoğlu’nun iki sorumuza verdiği yanıt süreci özetliyor.
- AKP iktidarının silahlanmaya ağırlık vererek ortaya koyduğu savaş politikaları ile oluşturulduğu iddia edilen savunma sanayii havuzunun bir bağı var mı?
Kapitalist sistemde savaş, sermaye birikiminin önünü açan bir işlev görmüştür her zaman. Bu nedenle de silah sanayii özellikle ekonomide daralmanın olduğu dönemlerde sermaye için kârlı bir yatırım alanı olarak değerlendirilir. AKP, özellikle 2010’lu yılların başlarından itibaren silahlanma yatırımlarına özel bir önem vermeye başladı ve silah sanayii ileriye dönük hedeflemelerde en fazla büyümesi öngörülen sektörler içinde yer aldı. Kapitalizmde “her arz kendi talebini yaratır” temel kurallardan biridir. Eğer silaha daha fazla yatırım yapıyorsanız talebini de yaratmanız gerekir. AKP’nin özellikle 2011’de Suriye ile başlayan ve her geçen gün daha yayılan savaş politikalarını bu çerçevede değerlendirmek gerekir. Ki ekonomik krizin pandeminin de etkisiyle had safhada olduğu bir dönemde Aselsan’ın bu yılın ilk çeyreği için açıkladığı 3 milyar TL kârı da bu kapsamda örnek olarak vermek gerekir.
- Yeni 39 cezaevi, yeni mezarlıklar, ‘ölen asker yakını ve yaralanan 110 asker ve polis için tazminat ödeneği’, ‘tedavi ve cenaze giderleri’ ve 2021 yılı için 3 bin yeni korucu alınacağının bütçede yer alması savaş politikalarının artarak sürdürüleceğine mi işaret ediyor?
Elbette, savaşlar insansız olmaz. Savaş demek daha fazla savaşçı demektir ve sermayenin üzerinden büyük kârlar edindiği silahlar, insanların öldürülmesi için kullanılır. Dolayısıyla daha çok ölüm, daha çok mezarlık ve ölenlerin yakınlarını bu ölümlere razı edecek bir takım harcamaların yapılmasını da gerektirir. Toplumda savaşlara, ölüme karşı olanları sindirmek için de tabiatıyla daha fazla kolluk gücü ve cezaevine ihtiyaç olacaktır.