Hüseyin Deniz
Türkiye ekonomisi yılın ilk çeyreğinde yüzde 7.3 büyüdü. Büyüme rakamlarını 25 lirayı geçen benzin, 25 liraya dayanan mazot, elektrikteki yüzde 15-25 arasındaki zam izledi. Peşinden doğalgaza yüzde 30 zam geldi. Sanayi elektriğine ise büyük zam bekleniyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) aldığı son kararla, aylık 80 bin TL ve üzeri elektrik faturası ödeyen mesken hariç tüm abone grubu tüketicileri ulusal tarife sisteminden çıkarılacak. 1,89 TL’lik enerji bedeli 3,5 TL’ye çıkacak.
Tüm bunlara neden olan Lira’nın dolar ve euro karşısındaki değer kaybı her geçen gün daha da artıyor. Liradaki her erime ise bizi yoksullaştırıyor. Somut olarak yüzde 100’ü aşan enflasyon her geçen gün daha da yükseliyor. İktidarın mevcut politikası bırakın çözüm üretmeyi, daha siyasal sosyal ve ekonomik sıkıntılara yol açmaya başladı. Yarına ilişkin öngörü yapılamaz hale geldi. EBSO Başkanı Ender Yorgancılar, “Eğer 6 aylık ve 1 yıllık orta vadeli program oluşturulursa ve orada hedeflenen işsizlik oranı, büyüme, döviz kuru gibi bilgilere yer verilirse biz de maliyetlerimizi, fiyatlarımızı ona göre belirleyebiliriz” derken, günde 60 bin kişiye yemek satan şirket yöneticisi ve EBSO Meclis Üyesi Hasan Küçükkurt ise “Buğday olursa sıkıntı olmaz ama buğday yok. Torbalı’daki arazimize buğday ektim. 2.5 TL fiyat verildi. Şimdi 6. 8 TL’ye buğday ithal ediyoruz. Üreticinin, çiftçinin korunması gerekiyor. Önümüzdeki günler zorlu geçecek. Ocak ayında 280 TL olan şekerin çuvalı bin 300 TL oldu ve şeker de bulamıyoruz. Gıda enflasyonu öyle 84 falan değil” diyor.
Bir torba un fiyatı bir yıl olmadan iki kat artarak, 400’ü çoktan aştı… Antalya Ticaret Borsası ve Antalya Tarım Konseyi (ATAK) Başkanı Ali Çandır, para kazanamayan üreticinin topraktan uzaklaştığını ve 1.5 milyon olan çiftçi sayısının 500 bine indiğini belirerek, tarımdaki diğer bir gerçeğe vurgu yapmakta.
Peki ya ücretliler ve sabit gelirlilerin durumu…
EBSO Başkanı Yorgancılar bile “5 ayın sonunda yüzde 45 civarında olan ÜFE-TÜFE’nin ortalamasında çalışanlara bir zam yapma durumu doğdu. ‘Benim sorunum değil’ deyip kenara oturup bakmak doğru değil. Eğer sosyal yaşam dengesini kuramazsak iş farklı boyutlara gider. Bizim çözmemiz gereken konuların başında enflasyon, hayat pahalılığı var. Gıda enflasyonu dünyada yüzde 30 dolayında iken, bu rakam bizde yüzde 89. Gıda enflasyonu öncelikli çözmemiz gereken konulardan biri. Çünkü, asgari ücret esas buna bağlı. Yılbaşında yapılan zam maalesef erimiş durumda” deme noktasına gelmiş durumda.
Ekonomik krizin bir başka görünümünü Alianz Trade ortaya koydu: “Küresel İflaslar Raporu”na göre, üst üste iki senelik düşüşün ardından ticari iflaslar 2022 yılında yüzde 10, 2023 yılında ise yüzde 14 artışla salgın öncesi seviyelere yaklaşacak. 2022 yılında özellikle Fas ve Türkiye’de iflaslarda yaşanacak artış nedeniyle (Türkiye’de yüzde 12 artışla 19.200 iflas) Afrika ve Orta ve Doğu Avrupa’da, 2022 yılında iflas sayıları rekor seviyelere ulaşacak.
Sadece ekonomide, gelir dağılımı ve insanca geçinmede değil, hak ve özgürlüklerde, adalet ve sosyal devlet yaklaşımında da kriz derinleşiyor. Bu yüzden “büyüme”, sadece istatistiki bir balon oluyor.