İçişleri Bakanlığı tarafından yerlerine kayyum atanan Van Büyükşehir Belediyesi eşbaşkanları Bedia Özgökçe Ertan ile Mustafa Avcı, 3 ay boyunca sadece kayyumun enkazını kaldırmaya çalıştıklarını vurguladı. Eşbaşkanlar, kayyumu normalleştirmek için söylenen yalanlara karşı gerçeği anlattı
AKP ve MHP’nin işbirliğinde İçişleri Bakanlığı kararıyla 19 Ağustos’ta HDP’li Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyelerine kayyum atanmasına dönük tepkiler dinmiyor. Her üç kent başta olmak üzere birçok merkezde bir haftadır gece gündüz eylemler yapılıyor. Ortaya çıkan belgeler her üç kentin valisinin daha belediye eşbaşkanları mazbatalarını almadan 1 Nisan günü İçişleri Bakanlığı’na yazı yazarak kayyum istediklerini açığa çıkarmış, bu yüzden kayyuma gerekçe yapılan iddialar da çürütülmüştü.
Görevden alınan eşbaşkanların yanı sıra HDP’li milletvekilleri, siyasetçiler, sendikacılar ve sivil toplum örgütleri tam hukuksuzluk haline karşı halkla birlikte sokaklarda. 31 Mart seçimlerinde yüzde 54 oranında oy alıp AKP’ye fark atan HDP Van Büyükşehir Belediyesi eşbaşkanları Bedia Özgökçe Ertan ve Mustafa Avcı da ‘sivil darbe’ olarak nitelendirilen karara karşı ilk günden bu yana ayakta.
‘Kayyumu değil bizi seçtiler’
Yoğun gündem arasında kayyum siyasetini Jinnews’e değerlendiren Eşbaşkan Bedia Özgökçe Ertan, “Eğer halk kayyumlardan memnun kalsaydı bizi seçmezdi” vurgusu yaptı. AKP’nin ve İçişleri Bakanı Soylu’nun ‘Halk kayyumla birlikte hizmetle tanıştı’ propagandasının yalandan ibaret olduğunu kaydeden Ertan, şöyle dedi: “Yine söylemeye başladılar ‘halkımız kayyımla birlikte hizmetle tanıştı’ diye. Hayır! Halkın vergileriyle toplanan bütçe kayyumlar arasında pay edildi. Kayyumların çıkar gruplarına aktarıldı. Çok ciddi talan ve yolsuzluk baş gösterdi. Halkın evi olan belediyeler halka kapatıldı. Ayrıca belediye personeli üzerinde çok ciddi olumsuz etkiler yaratıldı. Sadece belediye personeli üzerinde değil bütün memurlar ve çalışanlar arasında çok ciddi bir güvencesiz ortam yaratıldı. Halk her şeye rağmen ‘bir daha kayyum gelmesin, kayyum istemiyoruz’ diye seslenerek, sandıklara giderek oyunu kullandı. Ve tercihini bizden yana yaptı.”
‘Soruşturmalar eski’
Halkın yerel yönetimlerden beklentileri olduğunu ancak kayyum atayarak, halkın beklentilerinin tersyüz edildiğini ifade eden Ertan, “19 Ağustos atamaları tamamen darbedir. Kendileri de bunu açıkça dile getiriyorlar. Bizler kayyum atamasını yapılan hazırlıklar itibariyle biliyorduk. Çünkü ülkede ciddi bir güvensiz ortam var zaten. Seçme seçilme iradesine saygı duymayan, millet iradesine saygı duymayan bir hükümetin yine aynı yola başvuracağını biliyorduk. Ancak siyaseten hiçbir kazançları yok. Zaten ellerinde patladığını düşünüyorum. Çünkü gerekçeleri hukuki gerekçeler değil, tamamen siyasi gerekçelerdir. Örneğin benim hakkımda açılan soruşturmalar TMK kapsamında, ben milletvekiliyken, dokunulmazlığımın olduğu dönemde kürsüde yaptığım konuşmalardan oluşuyor. Yaptığım her konuşmaya, her şeye dava açılmış. Örneğin genel başkanımı tepki göstermeden dinlediğim için hakkımda propagandadan soruşturma başlatılmış ve fezleke hazırlanmış” dedi. Böylesi bir uygulamanın dünyanın hiçbir yerinde olmadığını kaydeden Ertan, “Ama burada yaptılar işte. Televizyon televizyon gezip gerekçelerini haklı çıkarmaya çalışanların yanında, bizim de öyle bir imkanımız olsa bizler de halka anlatabileceğiz. Elimizdeki imkanlarla ne kadar haklı olduğumuzu anlatmaya çalışıyoruz. Hiç kimse onlara inanmıyor. Kimse bu gerekçelere inanmıyor. Kayyum bir darbedir. Halk iradesine saygısızlıktır. Bu anlamda yapılan darbe sadece Diyarbakır, Mardin, Van halkına değil bütün Türkiye’ye yapılmıştır” değerlendirmesi yaptı.
‘Bir sabah Meclis feshedilebilir’
Kayyumun atanır atanmaz Van’da yaptığı ilk icraatın meclisi feshetmek olduğuna dikkat çeken Ertan, “Bir sabah uyandığımızda TBMM’nin de feshedildiğini, böyle bir sebeple kapatılabileceğini herkesin düşünmesi gerekir. Çünkü rejim artık buna evrilmiş durumda. Bu güvencesiz ortamdan çıkmanın tek yolu dayanışma, birlikte sesimizi yükseltme, bu hukuksuzluğa dur demektir. Bu sadece HDP’nin değil Mecliste olan olmayan bütün siyasi partilerin, bu partilere oy vermiş halkın da gündemine alması gereken, düşünmesi gereken bir durumdur” dedi.
‘Halk eşbaşkanlığı onayladı’
Kayyum atamalarına gerekçe olarak sunulan eşbaşkanlık sistemine dair konuşan Ertan, “Eşbaşkanlık sistemi belediye mevzuatında yok. Sadece siyasi parti kanununda ve bizim partimizin programında, tüzüğünde var. Siyasi partiler açısında önü açık ama sadece bizim partimiz tarafından uygulanıyor. Eşbaşkanlık sistemi özellikle kadının siyasette önünü açan ve güçlendiren bir yöntem ve bugün bütün dünyada tartışılan ilerici partiler ve sol partiler tarafından gündeme alınan bir anlayış. Doğrusu bir katkı, yerel hizmetleri güçlendiren bir anlayıştır. Zaten bizler topluma bir vaat olarak sunmuş ve programımıza almış, halka anlatmış durumdayız. Halk da bunu onaylamıştır. 31 Mart seçimlerinde halk eşbaşkanlık sistemini de onaylamıştır. Geriye kalan şey TBMM’nin yasal düzenleme yapması gerekirken, bugün eşbaşkanlık sistemi yargılanıyor. Yasalar da böyle çıkar. Halk kendisine uygun olan bir şeyi onaylar. Ona karşı fikrini beyan eder, talebini dile getirir ondan sonra yasa çıkar” ifadelerini kullandı.
‘Yine kadına müdahale’
Diyarbakır ve Mardin büyükşehir belediyelerine atanan kayyumların yine ilk icraatlarının Kadın Politikalar Müdürlükleri’ni kapatmak olduğuna işaret eden Ertan, şunları söyledi: “Bunlar kadın düşmanı politikalardır. HDP bir kadın partisidir. Toplumsal değişimin, dönüşümün kadınların hayata katılmasıyla sağlanabileceğini söylüyoruz. Bunun hizmetlerini veriyoruz. Önceki dönemde Kadın Politikalar Müdürlüklerimizi açmıştık. Kayyumlar atanır atanmaz ilk iş olarak daire başkanlıklarını, müdürlüklerini kapattı, kadın sığınaklarını kapattı, kadına yönelik şiddetle mücadele birimlerini kapattı. Kreşleri kapattı. Kayyum kadınların hayatını kolaylaştıracak her ne varsa yok ederek, kadınları eve kapatarak, kendi çizdiği çerçevede kalmasını istemişti.”
‘Halkın karşısında duramazlar’
Kayyum atamalarının ardından halkın belediyeleri sahiplenmesine ilişkin de konuşan Ertan, “Şu an hali hazırda röportaj yaparken dahi etrafımız çevrelenmiş. Helikopter kentin üzerinde geçiş yapıyor. Yıllardır partimizin önünde güvenlik güçleri bekletiliyor. Halkın gidiş gelişi engellenmekte. Partimiz sürekli olarak kriminalize edilmektedir. Bu halkın iradesi karşısında hiç kimse duramaz. Farklı çevrelerden de destekler sürüyor. Çünkü herkes ne kadar haksız bir karar olduğunu da biliyor. Bunu darbe olarak yorumluyor. Ben inanıyorum bu siyasi karar nasıl alındıysa geri çekilecektir. Bunu halk iradesi başaracaktır. Ben bir kez daha halkın sağduyusu karşısında saygıyla eğiliyorum.”
‘Daha enkazı kaldırmakla uğraşıyorduk’
Belediyelerin gasp edilmesine karşı halkın iradesine sahip çıktığını söyleyen diğer eşbaşkan Mustafa Avcı da bu darbenin hiçbir maddi gerekçesi ve zemininin olmadığını dile getirdi. Siyasal bir karar ile alınıp uygulanan kayyum darbesinin sonuçlarını değerlendiren Avcı, “Bunun mevcut iktidara yararı olur mu? Tabi ki de olmaz. Biz son üç ayda göreve gelir gelmez bazı adımlar atmaya çalıştık. Toparlanalım, enkazı ortadan kaldıralım, kendisi ile yürüyebilecek, iç rotasyonla arkadaş ekibi oluşturalım derken üç ayımız geçti” dedi.
Ciddi bir hazırlık içerisinde, seçim öncesi halka verdikleri sözleri yerine getirmeye çalıştıklarını anlatan Avcı, “Özellikle seçim sürecinde propaganda ettiğimiz bir durum vardı. Halkın değerlerine el uzatanlarla uğraşacağız diye söz vermiştik. Son üç ayda ciddi çalışmalar yaptık, ahlaki çöküntü yaşayan, kirliliğin içinde olan kişilikler hakkında hem görevden uzaklaştırma hem de haklarında belgeli, bilgili dosyalar hazırladık. Bu dosyalar yargı yolundaydı, bir kısmı intikal etti, bir kısmı intikal edecekti. Hükümet bunların üstünü örtmek, aklamak için ciddi bir adım attı” ifadelerini kullandı.
‘Atak ayı olacaktı’
AKP için belediyelerin büyük rant kapısı olduğunun altını çizen Avcı, rant musluklarını bir bir kapattıklarını aktardı. Avcı, “Ciddi bir hizmet sürecine girmiştik, halkla, muhtarlarla, STK’lerle görüşmeler oldu, talepler alındı, bu ay içerisinde programa bağlanacaktı. Atak ayı olacaktı, yıllık programımızın deklare edileceği bir ay olacaktı o borç yüküne rağmen. Bir katrilyon 108 trilyon borç devredildi bize. Her atacağımız adım, kayyum politikasını da deşifre edecekti” diye ekledi.
VAN