Kapatmalarla faaliyetleri engellenmek istenen MKM 27. yılını pazar günü Bostancı Gösteri Merkezi’nde büyük bir konserle kutlamaya hazırlanıyor. Sanatçılar, ‘Bi hev re’ diyerek halkı omuz omuza olmaya çağırdı.
İstanbul’da 27 yıldır bünyesinde birçok sanat alanına yer açan Navenda Çanda Mezopotamya (MKM) baskıya ve yok sayma çabalarına rağmen Kürt kültürünü her alanda yaşatan çalışmalara imza attı. Müzikten sinema atölyesine, edebiyat dergisinden tiyatroya, halk oyunlarından modern dansa kadar 27 yıldır aralıksız olarak üretime ve bunlara yenilerini eklemeye de devam ediyor. 27. yıl vesilesiyle MKM’nin tarihini, gelişimini ve dünden bugüne nasıl bir ihtiyaca karşılık geldiğini ANF’den Roni Aram, kadın sanatçılar yoğun bir çalışma temposunda olduğu için Veysi Altay, Cihat Ekinci ve Ömer Şahin ile konuştu.
Kültür güç noktasıdır
Ulusların, ulusallaşma süreci açısından kültürün önemine değinen Teatra Jiyana Nu’den Cihat Ekinci, MKM’nin Kürtler açısından ilk kurumsal yapı olduğuna dikkat çekiyor. Ekinci, ilk olarak İstanbul’da açılan merkezin daha sonra bölgede yapılan hemen hemen tüm sanatsal faaliyetlere de öncülük ettiğini ifade ediyor. Bölgede sanat yapan herkesin yolu bir şekilde MKM’den geçmiştir diyen Ekinci şunları söylüyor: “En çok yatırımın da saldırının da olduğu alanlardan bir tanesi kültür sanattır. Bu sistem için de geçerli. Çünkü bilgi ve kültür önemli güç noktalarıdır. Bugün bilgi basın üzerinden akıyorsa kültür de merkezler aracılığıyla ulaşıyor halka. Devletin buraları hedef alması da bundan.”
MKM direnişteki sanatın yeri
MKM’ninKürt dilinin, kültürünün ve Mezopotamya halklarına ait tüm renklerin yasak olduğu bir dönemde kurulduğunu hatırlatan MKM bünyesindeki Mezopotamya Sinema Yapım 13’ten Veysi Altay’da kültür merkezinin ne kadar önemli bir alan kapladığının altını çiziyor. Atalay sözlerine şöyle devam ediyor: “MKM’nin kuruluş amacı elbetteKürt dilini, kültürünü yaşatmakla beraber aslında tüm Mezopotamya halkalarını rengini, dilini ve kültürünü yansıtmaya çalışmaktır. MKM her daim halkların bir arada söylediği, omuz omza verdiği ve birlikte halay çektiği noktada oldu ve bunu öncülüğünü yaptı 27 yıllık mücadelesinde” dedi. Altay bu mücadelenin kolay verilmediğine ve 27 yılın çoğu kez zor şartlar altında geçtiğini de vurguluyor. ‘Devletin baskısı, konserlerinin yasaklanması, gözaltılar, etkinliklere yer verilmemesi, mekânların basılması,tutuklamalar… Bunlar 27 yılda MKM’nin tarihinin bir parçası’ oldu diyor Altay ve devam ediyor: “İstanbul’dan sonra Mersin’den Diyarbakır’a birçok yerde şubelerimiz açıldı ama son dönemde devlet tarafından bunların çoğu kapatıldı. Bizim direnişimiz, duruşumuz ya da fikrimiz değişmedi. Ama şunu da eklemek gerekiyor ki 27 yılda devlet de değişmedi. 27 yıl önce MKM kurulduğunda hangi noktadaysa şimdi birçok kurumu kapatan devlet de o noktada. MKM ise bir direnişin sesini, halkla birlikte sanatla yükseltmeye devam ediyor.”
Mezopotamya Sinema
Altay, MKM’nin sinemadan tiyatroya, folklordan edebiyata birçok alanda çeşitli çalışmalarının olduğunu söylerken Kürt Enstitüsü’nün de MKM bünyesinde kurulduğunu hatırlatıyor.Kendisinin de içerisinde yer aldığı sinema birimine dair ise şunları dile getiriyor: “Sinema birimi 1995 yılında küçük bir bölüm olarak kuruldu. Bugün ise Mezopotamya Sinema Yapım 13 haline geldi. Şimdiye kadar sinema birimi 100’ün üzerinde eser ortaya çıkardı. Öte yandan bu yıl 14. sinema atölyemizi gerçekleştireceğiz. Bugüne kadar 300’den fazla öğrencimiz buralardan mezun oldu. Birçoğu sinemayla ilgileniyor. Özcan Alper misal Mezopotamya sinema atölyesinden eğitim almış ve ayrıca içinde çalışmalar yürütmüştür. Hüseyin Karabey, Kazım Öz ve buna benzer şu an sinema alanında çalışmalar yapan yönetmenler, bizlerle burada çalışmalar yürüttü, atölyelere katıldı. Ayrıca Ahmet Öner, Hüseyin Kuzu, Zahit Atam, Özgür Şeyben gibi birçok isim de burada ders verdi.”
Teatra Jiyana Nu
Ömer Şahin ise başlangıç olarak daha çok müzik alt yapılı başlayan MKM sürecinde 1992’de Teatra Jiyana Nu adını alarak devam eden tiyatro çalışmalarını anlatıyor. 2000’lere kadar daha çok köy seyirlik denilen bir türle modern tiyatronun sentezlendiği; doğaçlama ürünlerle ya da o dönem ki grupların kendi yazdığı edebi oyunlar üzerinde bir tiyatro anlayışı geliştiğini aktarıyor. Şahin sözlerine şöyle devam ediyor: “2000’den sonra daha farklı bir sürece girildi. Hem Türk hem de modern dünya tiyatrosunun etkisiyle biraz daha çeviri oyunlarla ya da farklı tarzdaki eserlerle kendini dile getirmeye başladı Teatra Jiyana Nu. Bu süreç devam da ediyor. Dönem dönem kendi yazdığımız oyunlarla ya da farklı şeyler deneyerek seyircinin karşısına çıkmaya çalışıyoruz. Ama Teatra Jiyana Nu’nun kimliği gereği şöyle bir şey söz konusu; hiçbir zaman var olduğu yerde durmayan, sürekli farklı yöntemler, anlayışlarla yeni bir tiyatro anlayışını oturtmaya çalışan bir kimlik bu. Bir anlamda hem Kürtlerin geleneksel anlamdaki tiyatro kimliğini temsil eden hem de dünya ile evrensel anlamda bir ilişki kurup kendini dünyada da var etmeye çalışan biri çalışma yapmaya çalışıyoruz. Bu elbette imkânlarımız doğrultusunda gerçekleşiyor.”
Moskova’dan en iyi ödül
Cihat Ekinci de geçen yıl sahneledikleri ve bu dönem de devam edecekleri Dairo Fo’nun Kürtçeye “Berû: Klakson Borîzan û Birt” olarak çevirdikleri Yüzsüz: Klakson, Borazanlar ve Bırtlar” adlı oyunundan bahsediyor. Ekinci bu oyunun Moskova Belediyesi tarafından düzenlenen uluslararası festivalde en iyi ödül aldığının da altını çiziyor. Şahin de farklı bir tarzda ilerlediklerini söylüyor ve iki yıl önce katıldığı sinema atölyesinin de etkisiyle Charlie Chaplin’in Büyük Diktatör filmini “Tenê Ez” adıyla tiyatroya uyarladıklarını belirtiyor.
Pazar günü şöleni
Sanatçılar,tüm halkı 9 Aralık’ta Bostancı Gösteri Merkezi’ndeki kutlamaya çağırırken; OHAL’le baskıyla yan yana gelmeye karşı oluşturulan bu korku duvarına karşı “Bi hev re” diyerek omuz omuza olma çağrısı yapıyor. 9 Aralık saat 17’de başlayacak kutlamada sahne alacak isimler ise şöyle: Mizgin Tahir, Yelda Abbasi, Ferhat Tunç, Teatra Jiyana Nu, Mezopotamya Dans, Mezopotamya Sinema,Kay-Der Koma Dilan Govend, Dengbejler Mıhemede Beyro, Xeniye Qereyaz, Xalede, Sebri Agıri, Bedredin Ebasi, Arhat, Deniz Esmer, Ferit Elalmış, Gulen Xerzan Çiya,Koma Çiya Genım, Mervan Tan, Nurcan Değirmenci, Nurhak Kılagöz, Ruken Yılmaz, Serhat Kural, Talat Yeşil ve Weysi Ermiş.
İSTANBUL