MEB’e bağlı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’ne 2020 yılı bütçesinden ayrılan pay artarken imam hatip okullarına giden öğrenci sayısındaki azalma dikkat çekti. Eğitim Sen Genel Sekreteri Velat Kaya, iktidarın yanlış politikaları devam ettirdiğini söyledi.
Zemo Ağgöz/MA
Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 2019 yılında 113 milyar 813 milyon TL olan bütçesi, 2020 yılı için 125 milyar 396 milyon 892 bin TL’ye çıkartıldı. MEB bütçesinin Merkezi Yönetim Bütçesine oranı 2019 yılında yüzde 11,84 iken, 2020’de bu oran yüzde 11,45’e geriledi.
2019’da MEB bütçesinin milli gelire oranı yüzde 2,56 iken, 2020’de bu oranın yüzde 2,57 olması öngörülüyor.
Öğrenci sayısında azalma
MEB’e bağlı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’ne ayrılması öngörülen pay ise, 2019 yılına oranla yüzde 14 artırılarak 9 milyar 904 milyon TL olarak belirlendi. Yine imam hatip okullarının sayısındaki iktidar destekli artış da devam ediyor.
4+4+4 sistemine geçişin olduğu 2012-2013 eğitim öğretim yılında toplam bin 99 imam hatip ortaokulu varken 2018-2019 eğitim öğretim yılı sonu itibariyle bu sayı 3 bin 394’e çıktı. Yine 2012-2013 eğitim öğretim yılında toplam 708 olan imam hatip lisesi sayısı 2018-2019 eğitim öğretim yılında bin 623’e yükseldi.
İmam hatip okullarının sayısı artmasına rağmen MEB’in 7 Eylül’de yayınladığı 2018-2019 eğitim öğretim yılsonu örgün eğitim istatistiklerine bakıldığında imam hatip okullarını tercih eden öğrenci sayısında azalma söz konusu.
2018-2019 öğretim yılında imam hatip lisesi ve açık öğretim imam hatip lisesinde okuyan öğrencilerin toplam sayısı 605 bin 869. Bu sayı önceki yıllarda 627 bin 503 idi.
Açık öğretimdeki öğrenci sayısı arttı
İmam hatipte okuyan öğrenci sayısında azalırken, MEB’in verilerine göre açık öğretimde okuyan öğrenci sayısındaki artış ise dikkat çekici. Eğitimde 4+4+4 düzenlemesine geçilmeden önce açık öğretim lisesinde 940 bin öğrenci bulunurken, bu sayı 2018-2019 eğitim öğretim yılı sonu itibariyle toplamda 1 milyon 579 bin 691 oldu.
‘MEB öğrencileri yük olarak görüyor’
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Genel Sekreteri Velat Kaya, açık öğretimde okuyan öğrenci sayısındaki artıştaki nedenin temel eğitimden ortaöğretime geçiş sistemi olduğunu ifade etti.
Kaya, “Bu sistemle beraber istemediği halde meslek lisesi ya da imam hatip lisesine otomatik kaydı yapılan öğrenciler bu okullarda okumak yerine açık liselere kayıt yaptırdılar. En son yapılan düzenlemelerle beraber birçok meslek lisesi organize sanayi bölgeleri içerisinde açılmaya başlandı. Bu liseler aynı zamanda öğrencilerin ucuz iş gücü olarak kullanılmasını da beraberinde getirdi” ifadelerini kullandı.
MEB’in öğrencilerin kamusal eğitim içerisinde eğitim öğretime devam etmesini istemediğini kaydeden Kaya, “Çünkü kendisine bir yük olarak görüyor. Bu yüzden öğrencileri, velileri bir taraftan özel okullara yönlendiriyor. Diğer taraftan koşulları zorlaştırarak onları farklı arayışlara yönlendiriyor. Bu yüzden çok fazla öğrenci örgün eğitimin dışında. Bu son zamanların en yüksek rakamı. Her 12 öğrenciden birinin örgün eğitimin dışında öğrenim gördüğünü söyleyebiliriz” diye belirtti.
‘Yanlış politikalarda devam ediliyor’
Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’ne ayrılan bütçeye rağmen imam hatip okullarında okuyan öğrenci sayısındaki düşüşe de dikkat çeken Kaya, bu durumu şöyle açıkladı: “AKP’nin kendi eliyle açtığı imam hatip okullarını kendi eliyle kapatmak istemiyor” diye değerlendirdi. İmam hatip okulu müdürlerinin bile çocuğunu imam hatibe göndermeyecek duruma olduğunu kaydeden Kaya, “Birçok okulda öğrenci sayısı sınıf mevcudunun çok altında. İktidarın kendi mercileri bunu ifade ediyor. İmam hatip okullarındaki artış şunu gösteriyor ki mevcut iktidarın kendi çıkarı adına uyguladığı yanlış politikaları devam ettirdiğini gösteriyor.”
‘İtiraz edilmeli’
İktidarın kendi politik çıkarı doğrultusunda çıkardığı 4+4+4 sistemiyle bir kaos yarattığını söyleyen Kaya, buna karşı net bir şekilde itiraz etmek gerektiğini kaydetti.
Bu noktada sendikaların, velilerin ve öğrencilerin üzerine büyük yüklerin düştüğünü kaydeden Kaya, “Ciddi refleksler göstermek gerekiyor. Bu AKP iktidarının ortaya koyduğu bir hat. Bu hattı hep beraber parçalamak zorundayız ve bu ancak mücadeleyle sağlanabilir. Biz Eğitim-Sen olarak bilimsel, kamusal ve anadilde eğitimi savunan bir sendikayız. Eğitim alanındaki sorunları paylaşmaya ve aktarmaya da devam edeceğiz” dedi.