Türkiye bir kaos aralığından geçiyor. Birey, toplum ve doğaya ait tüm değerlerin bir bir yok edildiği, rant alanına dönüştürüldüğü, şiddet ve militarizmin en üst düzeyde yaşandığı bir süreci yaşıyoruz. Tekçi, hegemonik yapısıyla etnik kimliğin ulusal kimliğe dönüşmesi, eşitsizliğin yapısal karakterinin göstergelerinden biridir. Başka bir ifade ile Türkiye’de egemen resmi siyasetin meşruiyeti, toplumdaki “ötekilerin” reddi üzerine kuruluyor olmasıdır. Resmi muhalefet partileri ya da benzer oluşumlar hala bu anlayıştan kurtulmuş değiller.
Osmanlı toplumsal yapısındaki eşitsizlik anlayışı, kısmi değişiklerle Cumhuriyet modernitesine devriye oluşu yüzyıldır devam etmektedir. Tek parti döneminde sistemli hale gelen resmi ideoloji, çok partili dönemde de devam etti. Dinsel ve etnik eşitsizlik sosyo-politik kültür içerisinde günümüze kadar devam etti.
Demokratik teamüllere esnek hale gelmeyen Cumhuriyet modernitesinin toplumsal yapısı ve resmi siyaset anlayışı “ötekiler” üzerinde sistemli bir şekilde devam ettiriliyor. “Ötekilerin” tarihsel, sosyal, kültürel kimliklerinin kabul edilmemesi anlayışı günümüzde yaşanan kaos sürecinin temel nedenidir.
Eşit ve özgür yurttaş hukuku ile kabul edilmeyen “dezavantajlı topluluklar” hukuki olmayan “kardeşlik” illüzyonu ile tanımlanması aslında “ötekilerin” doğuştan kaynaklı haklı talepkârlıkların önüne geçmenin ifadesidir. “Türk-Kürt kardeştir” ya da Alevilere yönelik, “Hepimiz aynı dine, aynı Allah’a, aynı peygambere inanıyoruz” söylemleri, Kürtlerin ve Alevilerin sosyal ve kültürel haklarını talep etmelerinin önünü kesmeye yönelikti. Evrensel hukuk ve adalet normlarına göre verilmeyen haklar “kardeşlik” illüzyonu ile engellenmeye çalışıldı.
Türkiye’nin yaşadığı bu derin kaos sürecinde kurtulmasının tek yolu eşitsizlik üzerine kurulu olan sosyo-politik resmi akıldan kurtulmasıdır. Bu derin kriz ve kaostan kurtulmak için ideolojik, sosyal, politik, düşünsel, örgütsel, eylemsel ve yöntemsel olarak alternatif olacak paradigma ve buna uygun mücadele etmekle olur. 14 Mayıs’ta yapılacak seçimler bu kaos ikliminden çıkışın kapısını aralayacaktır. Seçimler alternatif bir paradigmanın imkan dahilinde olduğunun eşiğidir.
Alevi inancında eşik bir halden bir hale geçişi ifade eder. Bir toplumsal ve zihinsel sistemden, bir başkasına geçişin halidir. Eşik kaos aralığının kavramsal ifadesidir. Eski ile yeni arasında üryanlaşmanın, yeni inşanın krizidir. Yeniden doğuşun ilk adımıdır. Hakikat ve özgürlük arayışında eşikler çoklu kazanım ve kayıpların derin yaşandığı anlardır. Ezelin ve ebedin anda birleştiği tarihi adımlardır. Yeter ki yerinde ve zamanında sonuç alıcı müdahalelerde bulunulsun. Eşik, Hak meydanında kom olmak, irilenmek, dirilenmek, birlenmek için aklı pak, zihni pak olma halidir. Zikir, fikir ve eylemde birlenme halidir. Eşik birliğe ikrar vermenin, harekete geçmenin sınırıdır. Bu krizden kurtulmanın yegane yolu kişisel, grupsal çıkardan çok, toplumsallığın esas alınmasıdır.
Toplumsal ikrarlaşma ve ikrarında durma esas alınmazsa muhatap alınmazsınız, bireyler önplana gelir. Toplumsal ikrarlaşma örgütlü güçtür; bireyde ve toplumda gizli olan komün enerjinin açığa çıkarılmasıdır. Toplumsal taleplerin en güçlü araçları birlik meydanında görünür olur. Birlik meydanı iktidarın zayıfladığı, toplumun güçlendiği meydandır. Seçimler yaklaşırken “Emek ve Özgürlük İttifakı” Yeşil Sol Parti ile birlik meydanını açmıştır.
Yeşil Sol Parti seçim bildirgesini “buradayız, birlikte değiştireceğiz” tarihi kelamı ile açıkladı. “Buradayız” demek yerini bilmektir. Yerini bilmeyen yer gösteremez. Bütün yok edilme siyasetine karşı, hakikat ve özgürlük mücadelesinde pratiğini, kemaletini, derinliğini, toplumsal hafızanın güncellenmesinin ifadesidir “buradayız” söylemi. Örgütlüyüz, korkmuyoruz, inançlıyız, değiştireceğiz, demokrasi mücadelesinde delil olmaya hazırız demektir.
“Birlikte değiştireceğiz” söylemi komün gücünün nelere kadir olduğunun ifadesidir. Aynı zamanda demokratik siyasetin dile getirilmesidir. Toplumsal varoluşu, toplumsal değerleri, kadın özgürlükçü zihniyeti yok etmeye çalışan, parçalayan, gasp eden, denetim ve kontrol altına almaya çalışan, sömüren anlayışa karşı, demokratik siyasetin araçları ile karşı durmayı ifade eder. “Buradayız, birlikte değiştireceğiz” demek bir hakikatin dile getirilişidir. Yaratan, var eden, güzelleştiren, zenginleştiren, anlam katan, holistik ve çoklu hakikat yöntemini esas alan, arsıza, hırsıza meyletmeyen bir yöntemi dile getirir.
Seçim bildirgesinin tamamına baktığımızda birey, toplum ve doğanın birliğini esas alan, toplumsal ekolojik bir bakış açısı esastır. Birbirini parçalayan, ayrıştıran, karşıtlık oluşturan, tekçi bir siyaset anlayışının mahkumiyeti söz konusudur. Evrensel uyum ve kainatla yar olma anlayışı dile getirilmiştir. Bilgi iktidarı, eril zihniyet, grupsal ya da parti çıkarı ve sermaye üretmeyen, endüstriyalizm ve dinciliğe karşı duran radikal demokrasiyi esas alan bir siyaset anlayışının inşası dile getirilmiştir.
Seçim bildirgesinde yerelin temel güç olduğu, farklılıkların zenginlik, demokratik oluşumların temel güç ve irade olması esası vardır. Toplumun kendi kendisini yönettiği, halkın irade olduğu demokratik siyaset anlayışı bildirgede net olarak ifade edilmiştir. İrade olmak özgürleşmektir. Özgürlük birbirini tamamlama durumudur. Demokrasi adına, özgürlük adına, emek adına, birlikten kopma, ayrılma, kendini dayatma sonuç itibariyle toplumu ve mücadeleyi güçsüzleştirme eylemidir. Hakikat ve özgürlük birlik içinde birbirini tamamlar.
Cumhuriyetin ikinci yüzyılı toplumsal hakikatin inşa yüzyılı olacaktır. Kürtler ve Aleviler tarihsel hafızalarıyla toplumsal hakikatin inşasında özne görevi görecekler. Yeter ki kişilerde gizli olan komün gücü bu seçimlerde siyaset alanında görünür olsun.