Sağlık Bakanlığı’nın gizlediği kanser raporunu kamuoyuyla paylaştığı gerekçesiyle yargılanan Bülent Şık’ın duruşması ertelendi.
Sağlık Bakanlığı’nın gizlediği kanser raporunu açıkladığı için hakkında 12 yıl hapis istemiyle İstanbul 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açılan Gıda Mühendisleri Odası üyesi Dr. Bülent Şık, mahkemede savunma yaptı. Şık’ın avukatlarının hazır bulunduğu duruşmaya Tekirdağ, Kocaeli, Antalya ve Kırklareli baroları ile çok sayıda kişi izledi. İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin duruşma salonunda görülen duruşmada, Sağlık Bakanlığı’nın yazısı ve bilirkişi tarafından hazırlanan raporunun dosyaya konuldu.
Bilirkişi raporunda, söz konusu olayın daha önce haberlerinin yapıldığı ve bundan kaynaklı da gizliliğinin kalmadığına yer verildi. Sağlık Bakanlığı da yazısında söz konusu bilgilerin gizli kalması gerektiğine ilişkin her hangi bir kanun ya da düzenleyici işlem olmadığını, yalnızca özel hukuk alanında değerlendirebileceğine yer verdi.
Ardından söz alan avukat Can Atalay, suçun maddi unsurlarının oluşmadığını belirterek, müvekkili hakkında derhal beraat kararı verilmesini istedi.
Atalay’ın ardından Bülent Şık, savunma yaptı. Şık, “Dosyaya gelen bilirkişi raporundan sonra bu yazının konusuz kaldığını tekrar vurgulamak isterim. Mahkemenizin talebi sonucu hazırlanan raporda, benim yazılarımdan önce de benzer haberlerin yayınlandığı tespit edilmiş durumdadır. Buna göre artık gizli kalması gereken bilgilerden söz etme olanağı yoktur, kamuoyu bunları zaten genel itibarıyla bilmektedir” dedi.
Bakanlığa sordu
Mahkemenin sadece tek bir soruyu Sağlık Bakanlığı’na yöneltmesinin bu yargılamanın adalet duygusuna uygunluğu ve selameti açısından çok gerekli olduğunu düşündüğünü ifade eden Şık, şu ifadeleri kullandı: “Bakanlığa şu soruyu sormak gerekiyor. ‘Araştırma çalışmasından elde edilen bilgiler insan sağlığı, özellikle de çocuk sağlığı açısından çeşitli riskler olduğunu gösteriyor. Bakanlık bu riskleri bertaraf etmek için ne gibi önlemler almış ya da ne gibi girişimlerde bulunmuştur?’ Riskler derken belirsiz değil aksine sağlık üzerindeki zararlı etkilerini bildiğimiz durumlardan söz ediyorum. Örneğin gıda ürünlerinde ya da sularda bazı kanserojen kimyasalların kalıntısının bulunması zaman içinde çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilmektedir; bunu biliyoruz. Araştırma biteli üç yıldan fazla bir zaman geçti. Dolayısıyla ‘önlem almak için ne yaptınız’ sorusunu bakanlığa sormak çok kritiktir. Ve mahkemenizden sadece bu sorunun bakanlığa sorulmasını talep ediyorum.”
‘Tartışılmasız gerçeçktir’
“Bakanlığın yapmış olduğu araştırma çalışmasından elde edilen sonuçlar araştırma bölgelerinde gözlenen yaygın kimyasal kirlilik meselesini nasıl çözeceğimizi de bize söylüyor” diyerek savunmasına devam eden Şık, konuşmasına şöyle devam etti: “Kimin ya da hangi kurumların kirlettiğini söylüyor, hangi yerleşim noktalarında kirliliğin yaygın olduğunu, gıdaların, suların, toprağın ve havanın bu kirlilikten ne kadar etkilendiğini söylüyor. Dolayısıyla bu bölgelerdeki halk ve çevre sağlığı meselesini çözmek istiyorsak elde edilen bilgileri kamuya açmak, bilim kurumlarının, akademisyenlerin, sağlık, gıda, çevre başta olmak üzere çeşitli meslek örgütlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının ve elbette yurttaşların konuya dâhil olmasını sağlamak çok önemlidir. Bu kanımca tartışılmaz bir gerekliliktir.”
Ertelendi
Şık’ın savunmasının ardından mahkeme hakimi verdiği kararında, Şık’ın Sağlık Bakanlığı’na sorulmasını istediği sorunun dosyanın esasına bir şey katmayacağını ileri sürerek, reddetti. Avukatların esas hakkındaki savunmalarını hazırlamaları ile süre talep etmelerini kabul ederek, duruşma 26 Eylül’e ertelendi.
HABER MERKEZİ