Partisinin grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Önce AKP, sandıkta tek haneye inecek! Ardından da enflasyon tek haneye düşecek” ifadelerini kullandı
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Buldan, “AKP’nin siyasi hikayesinin bittiğini söyleyerek yurttaşlara hesap sormanın zamanıdır” çağrısında bulundu.
Hrant Dink’in katledilmesinin 15’inci ölüm yıldönümünde anan Buldan, “Gündeme geçmeden önce yarın yani 19 Ocak, Sevgili Hrant’ın Dink’in katledilişinin 15’inci yıl dönümü. Sevgili Ahparing’i saygıyla, sevgiyle ve büyük özlemle anmak istiyorum. Evet, Hrant’sız 15 yıl geçti. Ama yüzündeki umut dolu o kocaman gülüşü unutmadık. Cesaretini yüreğimize yazdık. Bize emanet ettiği barışı asla unutmadık! Yarım kalan özgür bir ülke düşünü asla unutmadık. Evet; katili de onunla resim çekenleri de onların arkasındaki karanlığı da tabi ki unutmadık ve unutmayacağız. Cinayete giden süreçte rol oynayan üst düzey kamu görevlileri ve rütbeliler hakkında bugüne değin tek bir işlem yapılmadı, tek bir dava açılmadı. Cinayetin arka planı aydınlatılmadı. Sorumlular, cezasızlık zırhıyla korundular. Kollandılar ve korunmaya devam ediyorlar. Merkezinde devlet görevlilerinin planlayıcı ve yönlendirici olarak yer aldığı bir cinayettir, Hrant Dink cinayeti” dedi.
Barışa kurşun sıkılan değil
Hrant Dink’i katleden mekanizmayı iyi tanıdıklarını söyleyen Buldan, “Biz bunu nereden tanıyoruz. Roboski’den tanıyoruz. Diyarbakır, Suruç, Ankara ve İzmir katliamlarından tanıyoruz. Bu mekanizmanın sahipleri iyi bilmelidir ki; işlenen cinayetler, katliamlar, unutulur, yanlarına kâr kalır sanmasınlar! Bu hakikatler elbette gerçek adalet önünde bir bir açığa çıkacaktır, çıkarılacaktır. Halklarımızın büyük hafızası asla unutmaz! Unutturmaz. Sevgili Apharing! Düşlediğin özgür ülkeyi, barış ülkesini bu topraklarda mutlaka gerçeğe dönüştüreceğimizi bir kez daha söylüyoruz. Barışa kurşun sıkılan değil, kucak açılan, düşlerin ve gülüşlerin yarım kaldığı değil, gerçeğe dönüştüğü, nefretin değil sevginin kazandığı güzel bir ülkeyi ve yeni yaşamı birlikte var edeceğiz, birlikte başaracağız. Bir kez daha sevgiyle saygıyla anıyorum” diye konuştu.
Ekonomik sorunlar
Ekonomide yaşanan soruna değinen Buldan, şöyle devam etti: “Çarşıda, pazarda, sokakta, işyerlerinde, marketlerde, ‘geçinemiyoruz’ seslerinin yükseldiği, iktidara yönelik öfke ve itirazın giderek büyüdüğü önemli ve sıkıntılı günlerden geçiyoruz. Tabi; bu seslere iktidarın kulaklarının kapalı olduğunun da biliyoruz, halkın tepkisinden de bunu görüyoruz. ‘64 yaşındayım pazarcılık yapıyorum benim hakkım değil mi evde oturmak’ diyen bir kadının isyanını da ‘Cebimde 4 lira param var, okulda yemek yiyemiyorum’ diyen bir çocuğun çığlığını da, market kasalarında fiyatlara karşı yükselen itirazı da bu iktidar duymuyor, görmüyor ve görmezden geliyor. Ama biz duyuyoruz ve görüyoruz.
Hikayeleri bitti
HDP, emekçi yoksul halkın sesidir, sözüdür! Bu kürsüden ekonomi gerçeklerini, yolsuzlukları, hırsızlıkları bir bir anlatmaya devam edeceğiz. Hafta sonu AKP’nin bir grup başkanvekili teşkilat toplantısında bol bol hamaset yaparken, AKP’li bir vatandaş itiraz etti, hepimiz bunu gördük, bunu izledik. ‘Geçin bunları’ dedi itiraz etti grup başkan vekilinin söylediklerine. ‘Esas mevzumuz işsizlik. Açız biz’ dedi. Tabi bu vatandaşı apar topar salondan çıkarttılar. Çünkü yarattıkları açlık tablosuyla yüzleşmek istemediklerini ve kaçmak istediklerini biliyoruz. Ürettikleri yalan siyasetinin halkta bir karşılığının olmadığını, hikâyelerinin bittiğini görmek istemiyorlar. Ama daha fazla kaçamayacaklar. Saklanamayacaklar. Gittikleri her yerde bu gerçeklerle yüzleşecekler. Her yerde halkın ‘artık düşün yakamızdan’ tavrıyla karşılaşmaya devam edecekler!
Buradan tüm yurttaşlarımıza sesleniyorum. AKP-MHP iktidarının hamasetine karşı çarşıda, pazarda, sokakta, meydanlarda, marketlerde, her yerde ‘geçin bu yalanları’ demenin tam da zamanıdır. Hesap sormanın tam da zamanıdır.
Faiz düştü diyenler yalan söylüyor
Halka yaşattıkları yetmezmiş gibi her gün çıkıp ekonomiyle ilgili güllük gülistanlık tablo çizmeye devam ediyorlar. Herkesi A Haber izleyicisi sanıyorlar. AKP Genel Başkanı biliyorsunuz ‘faiz sebeptir, enflasyon neticedir’ diyerek olmayan bir bağ icat etmişti. Bunu söylediği zaman faiz yüzde 16’ydı. Aynı dönem enflasyon ise yüzde 21’di. Aradan sadece bir ay geçti. Faiz 14’e düşürüldü. Ama enflasyon yüzde 36’yı geçti. Bu iktidar her şeyde tekçidir, ama enflasyonları çift hanedir. Böyle giderse 3 haneye de ulaşacaklar. Şu gerçeği de söyleyelim; vatandaş açısından faiz hiçbir zaman düşmedi. Düştü diyenler de yalan konuşuyorlar. Bir vatandaş bugün bankaya gittiğinde ihtiyaç kredisi almak için en az yüzde 31 faiz ödemek zorundadır. Dükkânını açmak için kredi çekecek bir esnaf yüzde 25, taşıt almak isteyen bir yurttaş yüzde 29 faiz ödemek zorundadır. Hani faiz düşmüştü? Hani faiz düşmüştü? Her gün TV kanallarında bol bol yalan söyleyerek faizin düştüğünü söyleyenlere bu gerçeği hatırlatmak isterim.
Önce AKP sonra enflasyon düşecek
Buraya yazıyorum. Gelmiş geçmiş en büyük faizci iktidar, AKP-MHP iktidarıdır. Bunların yalanları dahi yüksek faizlidir. Düşmüyor bir türlü! Maliye Bakanları çıkmış ‘Bekleyin enflasyon 2023 Haziran’ında tek haneye inecek’ diyor. Vallahi bu bakan, olacakları şimdiden çok iyi görüyor. Aslında iyi bir bakan doğruyu söylüyor. Evet, olur da seçimler o tarihe kalırsa 2023 Haziran’ından önce sizin iktidarınız düşecek, arkasından enflasyon düşecek. Sizin gördüğünüz budur. Önce AKP, sandıkta tek haneye inecek! Ardından da enflasyon tek haneye düşecek.”
Demokratik siyaset
HDP işte bu değişimi ve dönüşümü başarmak için vardır. HDP’yi engelleyebilmek, durdurabilmek için uğraşadursunlar; bizler yolumuza kararlılıkla ve en güçlü şekilde, halklarımızla birlikte devam edeceğiz. Bir kez daha vurguluyor ve altını önemle çiziyorum: HDP’nin durduğu nokta; demokratik siyaset zeminidir. HDP’yi silah, şiddet ve çatışmayla bağdaştıramaz, öyle bir fotoğrafın içine yerleştiremezsiniz. İftiralarla partimizi illegalize etmeye çalışan yalan merkezlerine buradan tekrar sesleniyoruz: HDP’nin durduğu yer diyalog ve müzakere zeminidir. Demokratik çözüm ve barış zeminidir. Halkımıza verdiğimiz sözün gereği olarak durduğumuz zemin aynı zamanda demokratik mücadele zeminidir. Her koşulda bu zeminde yürümeye kararlı olduğumuzu özellikle belirtmek istiyorum. HDP demokratik siyaseti tercih edenlerin mücadele ettiği bir partidir. Bunu hiç kimse engelleyemeyecektir.
Samimi değiller
Demokratik çözüm için toplumsal barış için diyalog ve müzakereye dayalı yöntem tek çözüm yoludur. Bu çerçevede İmralı’da yürütülecek diyalog görüşmelerini sonuna kadar destekleriz.
Ancak bir taraftan mutlak tecridi uygulamaya devam edenlerin diğer taraftan İmralı’dan söz etmelerini asla samimi bulmuyoruz. Bir tarafta rehin tutulan demokratik siyasetçiler; Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Sebahat Tuncel, İdris Baluken, Gültan Kışanak ve tüm arkadaşlarımız, diğer tarafta ise İmralı’da ağırlaştırılan tecrit. Sürdürülen bu iki durumu da, bu iki durum üzerinden yürütülen tartışmayı da doğru bulmuyoruz, kabul etmiyoruz. Bunu da herkesin bilmesi gerekiyor. Biz, demokratik çözümün, demokratik müzakerenin ve onurlu bir barışın zeminini yaratma konusunda sonuna kadar kararlıyız.
İşçilerin direnişlerini selamlıyoruz
HDP, halkın sesini, sokağın, meydanların sesini, milyonların barış taleplerini meclise, meclisin sesini halka taşımak üzere yola çıkan köklü bir partidir. Buradaki demokratik muhalefetimizi de hayatın içinde, halkın içinde, alanlarda örüyoruz. Örmeye devam edeceğiz. Bu vesileyle buradan hakkını arayan Birleşik Metal İş üyelerinin de, BBC’de grevde olan gazetecilerin de yanında olduğumuzu belirtiyor, direnişlerini buradan selamlıyoruz.
İşte bize ittifaklarımızı soruyorlar ya. Açıklayalım. Bizim ittifakımız, grev çadırındaki işçilerdir, bütün ekonomi bakanlarından daha iyi ekonomi bilen işportacı Zehra teyzedir. Bizim ittifakımız; kardeşleri Enes Kara için Taksim’e çıkan ve polis müdahalesine karşı direnen genç yoldaşlarımızdır. Bizim ittifakımız, havasını toprağını, deresini suyunu savunan Havva Ana’dır Havva Ana. Bizim ittifakımız her gün öldürülen kadınlar için adliye adliye gezen, sokakları, caddeleri dolduran, hiçbir şeyden korkmayan kadınlardır. Bizim ittifakımız, barış isteyen milyonlardır. Bu kadar açık ve nettir. Bizim ittifakımız; kayyıma karşı halkın sandıktaki iradesidir. Bizim ittifakımız; toplumdaki büyük itirazı, inşaya çevireceğimiz büyük dönüşüm ittifakıdır.