HDP Manisa kongresinde konuşan Buldan, Paris’teki katliamın arkasındaki siyasi hesapların bir an önce ortaya çıkması çağrısı yaparak, ‘Özür ve başsağlığı dileyerek geçirilecek bir durumdan bahsetmiyoruz’ dedi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Manisa İl Örgütü 4’üncü Olağan Kongresi’ni kentte bulunan bir düğün salonunda gerçekleştirdi. Kongreye, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, demokratik kitle örgütü ve siyasi parti temsilcileri ile çok sayıda kişi katıldı. Halaylarla başlayan kongreye gençlerin yoğun ilgisi dikkati çekti.
HDP Eş Genel Başkanı Buldan kongrede gündeme dair konuştu. 2022 yılının zor geçtiğini belirttiğini belirten Buldan, büyük saldırıların yaşandığına işaret ederek, “Bir hafta sonra 2023’e yeni bir adımla yeni bir heyecan, inanç ve umutla girmeyi temenni ediyorum. 2022 tüm demokrasi güçleri açısından zorlu bir yıl oldu. Büyük saldırılar gerçekleşti, hem HDP hem de HDP bileşenlerine aynı zamanda demokrasi güçlerine, barış isteyenlere, bu düzen değişsin diyenlere yönelik büyük saldırıların gerçekleştiği 2022 yılını geride bırakıyoruz. 2022 bizim de için de mücadele yılıydı. Faşizm durmadı ama biz de durmadık, faşizm saldırdı, biz direndik ve mücadele ettik” dedi.
Buldan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“Faşizm her yerdeydi, sokaklarda, meydanlarda, alanlardaydı. Faşizm bu ülkenin her yerindeydi, ama demokrasi güçleri ve HDP hem alanları hem meydanları terk etmedi, direnmeye ve mücadeleye devam etti. Bu mücadele azim ve kararlılık ile bir yıla girmeyi hedefledi. Biz 2023 yılında büyük bir başarıyı elde edeceğimizi, büyük bir zaferi kazanacağımızı biliyoruz. Faşizmin bu kadar tavan yaptığı ülkede direnmekten ve mücadele etmekten başka bir yolumuzun olmadığını çok iyi biliyoruz. O yüzden 2023 yılı bizim yılımız olacak. Yeni yüzyıl Kürtlerin, demokrasi güçlerinin, HDP’nin kadınların ve gençlerin yılı olacak.
İktidar karşımıza yargı darbesiyle çıkyor
HDP, Türkiye’nin bir çözüm partisidir. HDP çözüm partisi olduğu için bu kadar büyük saldırılarla karşı karşıya kalıyor.
Bu ülkeyi yönetenlerin bizim karşımıza siyaseten çıkmadığını, bizim karşımıza yargı darbesiyle çıktığını herkesin bilmesi gerektiğini özellikle ifade ediyoruz. Bu ülkeyi yönetenler HDP’nin karşısına siyaseten değil, yargı darbesiyle çıkıyor, bunun içindir ki HDP kapatma davası ve Kobanî Kumpas Davasının devam ettiği bir dönemde saldırıların hiç hız kesmeden devam ettiğini söylemek mümkündür. Kapatma davası ve Kobanî Kumpas Davası HDP’yi zayıflatmak, kolunu kırmak ve siyaseten güçten düşürmek için kurulan kumpas davalarıdır. HDP kapatma davası da Kobanî Kumpas Davası da her gün parlamentoya gönderilen fezlekelerde düşürülen vekillikler de, cezaevine atılan siyasetçilere de bütün bunları bir araya getirdiğimizde ülkeyi yönetenlerin bizimle siyaseten baş edemediklerinin göstergesidir. Bunu yapmalarının nedeni bir kez daha iktidara gelmek içindir. Yapılacak seçimlerde kazanmak içindir. Artık Türkiye halkları, toplumu bütün bunları görüyor, farkında. AKP’nin yalanlarına ve oyunlarına karnı tok bir Türkiye toplumu var.
HDP’nin kapısına kilit vurarak siyaset dışı bırakamazsınız
HDP’yi güçsüz bırakmak istediklerini biliyoruz. Bu saldırıları yaparken 2 gün önce Diyarbakır merkezli DBP’nin Eş Genel Başkanı (Keskin Bayındır) gözaltına almalarının, birçok ilde eşbaşkanlarını gözaltına almalarının sebebi seçimlerine yakın bu süreçte HDP bileşenlerine bir operasyon düzenlemek ve HDP’yi güçsüz bırakmaktır. HDP’yi operasyonlar, tutuklanma, engellemelerle zayıf düşüreceklerine inananlar çok büyük yanılıyor. Çünkü HDP milyonlardır, milyonlar olmaya devam edecektir. HDP’nin kapısına kilit vurarak bu ülkenin siyasetin dışına atamayacaklarını bilmeleri gerekiyor. HDP fikriyatı, siyaseti ve mücadelesini engellemek kimsenin haddi ve harcı değildir.
Kürtleri inkar edenlerin bugün esamesi okunmuyor
Onlar Tansu Çiller’in aklıyla hareket edenlerdir. Tansu Çiller’in aklı ile hareket edenler zafere değil, tarihin çöplüğüne gidecektir. Bunu burada ifade etmekte özellikle bir sakınca bulmuyorum. Çiller’in de, geçmişte Kürtleri inkar edenlerin de, Kürtleri demokratik siyasetin dışına itmek isteyenlerin sonunun ne olduğunu hepimizi çok iyi biliyoruz. Kürtleri inkar edenlerin bugün esamesi okunmazken, Kürtleri ve demokratik güçleri siyasetin dışına atmak isteyenler bugün siyaset tarihinde yoklar. Bu yüzden AKP’nin tarihin çöplüğünde yer alacağı yeni bir dönemi başlatıyoruz ve bu yeni dönemde AKP’siz demokratik siyasetin ve mücadelenin gerçek anlamda adaletin, hukukun işletildiği demokratik siyasetin yer aldığı zihniyeti bu ülkeyi hakim kılmak bizim görev sorumluluğumuzdur.
Tecrit ağırlaştırıldı
Biz savaş olmasın diyoruz, onlar tecritte ısrar ediyor. Bugün İmralı’da Sayın Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış bir tecrit var. Tecridin bir insan hakları ihlali, demokrasi ayıbı olduğunu ve meşru bir tarafı olmadığın her yerde söyledik. Bir kez daha ifade ediyoruz, kendi yasalarına bile uymayan, anayasayı bile uygulamayan ve keyfi davranarak İmralı avukatları ve ailesini göndermeyen, bundan ısrar eden, kendi yasalarını tanımamakta ısrar eden bir zihniyet var. Oysa barış sürecinde 2013-2015 yılları arasında Sayın Öcalan’ın devrede olduğu dönemde, tecridin olmadığı, barış, huzur, müzakerin olduğu dönemde bu ülkede ne bir ekonomik krizin yaşandığını ne bir istikrarsızlığın yaşandığın görmedik. Barışın, müzakerenin ülkeyi faydalarını, ağlayamayan anneleri, cenazelerin kapılara gitmediğini gencecik insanların toprağı düşmediğini gördük. Çünkü o dönem diyalog süreci vardı. 28 Şubat 2015’te Dolmabahçe Mutabakatının yok sayılmasıyla birlikte Kürtlerle barış yerine Kürtlerle düşmanlığı esas aldılar. O tarihten itibaren Sayın Öcalan’a yönelik tecrit ağırlaştırıldı ve derinleştirildi hem de Kürtlerin bütün kazanımlarına el konuldu, Kürtler demokratik siyasetin dışına atılmak istendi ve bu politikalar hala devam ediyor. Cezaevlerinde binlerce siyasetçi var. Figen Yüksedağlar, Selahattin Demirtaşlar, Gültan Kışanaklar, İdris Balukenler, Ayla Akat Atalar, Sebahat Tunceller, belediye eşbakanlarımız var. Yerlerine kayyım atanan ve her bir kayyımın Kürtleri inkar ettiği hırsızlığı tavan yaptığı bir süreci başlattılar. Belediye eşbaşkanlarımız yerine atanan kayyımların Sayıştay raporlarında binlerce usulsüzlük ve hırsızlığı var. Kürt düşmanlığını esas alanlar sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde Kürt halkına büyük bir nefret ve öfke ve ırkçılığı yarattılar.
Paris’te katliam
Paris’te 2 gün önce 3 Kürdün katledilmesi sıradan bir olay değildir. Paris’teki katliamın arkasındaki siyasi nedenleri ve siyasi hesapların bir an önce ortaya çıkmasının çağrılarını bir kez daha yenilemek istiyorum. 2013 yılı 9 Ocak tarihinde yine Paris’te 3 siyasetçi Kürt kadın katledilmişti. Bu 3 Kürt kadının araştırılmayan, açığa çıkarılmayan ve hesabı tam anlamıyla sorulmayan katliamın arkasından göz göre göre gelen bir katliam ile karşı karşıyayız. Bir an önce bu cinayet ve arkasındaki güçler ortaya çıkarılmalı. Özür ve başsağlığı dileyerek geçirilecek bir durumdan bahsetmiyoruz. Macron, ‘Kürtler Fransa’da hedef oldu’ açıklaması her şeyi açıkça ifade ediyor. Kürtler dünyanın her yerinde hedeftir, hedef olmaya devam ediyor. Kürtleri karşı nefreti körükleyenler bunun müsebbibidir. Kürtlerin varlığı, siyasetini nefret ile karşılığını bilsinler ki Kürtler mücadele etmeye, siyaset yapmaya, var olmaya yaşamaya devam edecekler. Biz bu tür süreçleri çok gördük, faili meçhulleri yaşadık, köylerimizin yakılıp yıkıldığını gördük, sürgüne gönderildiğimiz yılları gördük, her birimiz ağır bedeller gördük. Mücadelemiz kimliğimiz ve kültürümüzden hiçbir zaman taviz vermedik. Bundan sonra da bu böyle olacak. Kürtlerin siyasetine, mücadelesine varlığı ve kimliğini herkes duyacak, duymak zorundadır.
HDP belirleyecek
Yeni dönemi ancak ve ancak HDP’nin başarısı belirleyecek. Parlamentoyu Kürdüyle, Türküyle, Alevisiyle, Çerkesiyle Ermenisiyle, Süryanisiyle, kadınıyla, genciyle bütün kesimlerin farklı inanç ve kimliklerin yüksek sayıda milletvekili ile parlamentoya girmenin önemi özellikle belirtmek istiyorum. Önümüzdeki dönem büyük ve belirleyici güç olacak tek parti HDP’dir. Bunun için çalışmalarımıza şimdiden ev ev dolaşarak insanların yüreklerine dokunarak, girmedik ev bırakmadan yürütmek zorundayız.
Erdoğan’ı gönderecek büyük bir gücüz
Büyük bir başarı elde etmenin de çalışmaktan geçtiğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçimde de önemli görev sorumluluğunun HDP’nin üzerinde olduğunun bilincindeyiz. HDP’nin anahtar bir role sahip olduğunun bilincindeyiz, Bütün çalışma ve hazırlıklarımız da buna göre yaptığımızın herkesin bilmesini özellikle istiyoruz. Halkınız hiçbir kuşku ve kaygıya kapılmasın. Biz üzerimizdeki görev sorumluluk gereği Cumhurbaşkanlığı Sistemini değiştirecek ve Recep Tayyip Erdoğan’ı gönderecek büyük bir gücüz, bu büyük güçle çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu seçimler hepimiz açısından önemlidir, o yüzden gece gündüz çalışmak, başarmak ve kazanmak zorundayız. Yapacağımız bütün çalışmaların geleceğine dair Türkiye halkalarının geleceğine dair büyük moral ve motivasyon kazandıracağına yürekten inanıyorum. Çalışmalarımızı da bu moral ve motivasyon ile yaparsak büyük kazanacağımızdan hiç kimsenin şüphesinin olmamasını özellikle istiyoruz. Yolumuz uzun, engellerle dolu ama arkamızda barış isteyen, demokrasi isteyen güçler, kazanmak ve başarmak isteyen güçler var. Biz de size söz veriyoruz, hep birlikte başaracağız, kazanacağız.”
HABER MERKEZİ