Partisinin Siirt kongresinde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Newroz’da çıkan mesajlarımızı Siirt’ten ifade etmek ve Ankara’ya ulaştırmak üzere tekrarlamak isterim. Milyonların iradesini ve dile getirdiği talepler karşısında köşe bucak saklanmaktan vazgeçin” dedi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Siirt İl Örgütü, “Şimdi HDP Zamanı” şiarıyla 4’üncü Olağan Kongresi’ni gerçekleştirdi. Yüzlerce kişi, yöresel kıyafetleri ile sarı, kırmızı ve yeşil flamalarıyla kongre salonunu doldurmaya başladı. Yurttaşlar, kongre öncesi çalınan ezgiler eşliğinde halaya durdu.
‘Yeni bir sürecin başlangıcı’
Kongrede konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Sizleri Newroz’un coşkusuyla selamlıyorum” diyerek konuşmasına başladı. Newroz’un gücüyle kongrelerini gerçekleştirdiklerini ifade eden Buldan, “Yaptığımız bütün kongrelerin oldukça coşkulu, kararlı ve aynı yeni bir sürecin başlangıcı olduğunu hepimiz görüyoruz, buna tanıklık ediyoruz. Sizlerdeki bu heyecanı ve kararlılığı gördükçe biz daha çok büyüyoruz, güçleniyoruz ve bu güçle yeni bir sürece hazırlanıyoruz. O yüzden hepinize ayrı ayrı bir kez daha teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız ve HDP’nin de sizlerle var olduğunu sizlerle büyüdüğünü sizlerden aldığı güçle mücadelesine devam ettiğini özellikle ifade etmek isterim. Sizlerin güçlü sesi adım adım gelmekte olan büyük değişimin aynı zamanda göstergesidir. Newroz’un da Türkiye’nin her yerinde ve Avrupa’nın birçok kentinde bu kadar güçlü, bu kadar kararlı ve kitlesel geçmesinin elbette halkımızın, Kürt halkı başta olmak üzere Türkiye’deki demokrasi güçlerinin barışı isteyenlerin büyük bir emeğinin ve katkısının olduğunu hepimiz biliyoruz. Newroz bunun göstergesidir” diye kaydetti.
‘Milyonların dile getirdiği talepler karşısında köşe bucak saklanmaktan vazgeçin’
Newroz’da verilen mesajlara değinen Buldan, “Halka rağmen siyaset yapılamayacağını geleceğin konuşulmayacağını halklarımız Newroz alanlarında bir kez daha ispat etmiştir ve göstermiştir. Newroz’un çizdiği büyük fotoğraf ortak geleceğin, demokratik cumhuriyetin fotoğrafıdır. Newroz inkarla, tecritle, imha ile savaş politikalarıyla kayyımlarla, yok saymayla, hukuksuzluklarla, cezaevleri politikalarıyla, yolsuzlukla, yoksullukla kuşatılan ülkenin yönünü belirleyecek olan bir iradeyi ortaya çıkarmıştır. Çözümün ve barışın yolunu gösteren bu irade aynı zamanda siyasetinde yönünü belirleyecek olan bir güçtür. Öncesi Newroz’daki büyük resim büyük barışın resmidir. Newroz’daki büyük resim aynı zamanda güçlü demokrasinin resmidir, aynı zamanda gerçek adaletin resmidir. Onurlu ve eşit yaşamı hedef olarak belirlemiş olan bir resimdir. Bu resim Newrozlarda ortaya çıkmıştır. Halkların Newrozlarda ortaya çıkardığı güçlü iradeyi görmek istemeyen ve saklambaç oynayan Ankara siyasetine söyleyeceklerimiz ve mesajlarımız vardır. Her yerde söylediğimiz ve seslendiğimiz taleplerimizi ve Newroz’da çıkan mesajlarımızı Siirt’ten ifade etmek ve Ankara’ya ulaştırmak üzere tekrarlamak isterim. Milyonların iradesini ve dile getirdiği talepler karşısında köşe bucak saklanmaktan vazgeçin. Bu talepleri ve kararlığı görmezden gelen ve kaçan iradenin, kaçan bir siyasetin, kaçan bir Ankara’nın olduğunu hepimiz biliyoruz. Bir gün iki gün kaçabilirsiniz ama hakikatin ortaya çıkmasını asla ve asla engelleyemezsiniz çünkü halkımız buna asla izin vermeyecektir.”
Öcalan üzerindeki tecrit
Buldan, ülkede birçok sorunun devam ettiğine işaret ederek, şöyle devam etti: “İşte bu konuları ve meseleleri bir kez daha Ankara’ya hatırlatmak istiyorum. Newroz meydanlarında halkımız özellikle şunu sordu ve şunu ifade etti; ‘Ben buradayım’ dedi ve ‘Beni görmüyor musun’ diye Ankara’ya sordu. Devlet aklına, siyasi iradeye seslendi. Demokratik muhalefete seslendi. Tüm Türkiye’ye ve tüm kamuoyuna halklarımız seslendi. Halk ^’benim irademi gasp ederek ortaklarına ve atadığın kayyımlarla bu ülkeyi yönetemezsin biz senin kayyımlarını tanımıyoruz’ dedi. ‘Bu sesi duydun mu’ diye buradan Ankara’ya sormak istiyoruz. Halk aynı zamanda ‘anadilim kimliğimdir onurumdur’ dedi, ‘anadilimden ve kimliğimden asla vazgeçmeyeceğim’ mesajını verdi. ‘Ankara bunu duydun mu?’ bunu sormak istiyoruz. Halk ‘HDP’yi ve yürüttüğü demokratik siyaseti kumpas davalarıyla kapatma davalarıyla, tutuklamalarıyla, haksızlıklarla, irade gaspıyla ve darbe ile engelleyemezsin’ mesajını verdi. Ankara’ya soruyoruz sen bu sesi duydun mu? Halkımız kararlı bir şekilde ve inatla, kararlılıkla, coşkuyla bütün bu soruları sordu sormaya da devam edecek. Aynı zamanda halkımız ‘Sayın Öcalan’a uygulanan tecride karşı çıkıyoruz’ dedi ve ‘tecridin bir an önce kaldırılmasını istiyoruz’ mesajını verdi. ‘Ankara bu mesajı duydun mu duymadın mı?’ buradan bir kez daha bunu sormak istiyoruz.
‘AKP de tarihe zulüm edenlerin başında geçecek’
HDP halkımızın sormuş olduğu bütün soruları ve dile getirdiği bütün taleplerin takipçisidir, takipçisi olmaya devam edecektir. Ta ki bu ülkeye barış gelene, demokrasi gelene, özgürlükler gelene kadar. HDP kendi fikriyatıyla, 3’üncü yol stratejisiyle, demokratik ittifakıyla bu ülkeye bütün bunları getirmek için yola çıktı. Bu yolun zorlu olduğu kadar onurlu olduğunu ifade etmek istiyorum. Büyük bedeller ödediğimiz hepimiz biliyoruz. Ödenen bedellerde halkımızın ve halklarımızın yaşadığı bütün zulümlere karşı bu bedelleri ödemekten asla vazgeçmediğini biliyoruz. Arkadaşlarımız barış dediği, demokrasi talep ettiği için ve demokratik siyaset dediği için bugün cezaevlerinde rehine olarak tutuluyorlar. Selahattin Demirtaş’ın da Figen Yüksekdağ’ın da İdris Baluken’in de Gülten Kışanak’ın da Sebahat Tuncel’in de Aysel Tuğluk’un da Ayla Akat Ata’nın da tek suçu barışı ifade etmek ve talep etmek. Bu ülkeye demokrasinin gelmesini talep etmektir. Ancak arkadaşlarımız 5 yıla yakındır haksız ve hukuksuz bir şekilde cezaevlerinde rehine olarak tutuluyorlar. Bunun adı bedel ödemektir. Bedel ödeyenleri elbette tarih yazacaktır. Tarih Selahattin Demirtaş’ı, Figen Yüksekdağ’ı, İdris Baluken’i yazacaktır. Tarih direnen kadınları ve direnen gençleri yazacaktır. Ödenen bedellerin boşa gitmediğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Bedel ödetenler zalimdir ve her zaman kaybetmiştir. Tıpkı geçmiş dönemlerde olduğu gibi 20 yıldır siyaset yapan ve iktidarda olan AKP’nin başta Kürtler olmak üzere Türkiye halklarına uyguladığı zulmün, zorun, baskının haddi hesabı yoktur. Ondan önceki dönemlerde de iktidarda olan partiler nasıl Kürtlere zulüm ettiyse, aynı geleneği sürdüren bir AKP hükümeti var. Ancak geçmiş dönemdeki hiçbir partinin esamesi bile okunmuyor. Çünkü onlar tarihe zulüm edenler olarak geçtiler. AKP de tarihe zulüm edenlerin başında geçecek, bundan kimsenin kuşkusu ve kaygısı olmasın.
İki ayrı ülke
Bugün AKP’nin iki ayrı Türkiye varmış gibi, iki ayrı Türkiye yarattıklarının fotoğrafını her gün görüyoruz. Bir Türkiye, AKP hükümetinin, Sarayı’nın, yandaşlarının, 5’li çetesinin zengin Türkiye’si; diğer bir Türkiye her gün baskı altında olan, zulüm gören, yoksullaşan, kuru ekmeğe muhtaç olan, yoksulluğun, sefaletin yaratıldığı bir başka Türkiye. İşte AKP ve MHP hükümetinin ülkeyi getirdiği Türkiye, bu Türkiye’dir. Geçmediğiniz yolların ve köprülerin vergisini sizlerin cebinden alan ve bu vergilerin Saray’a aktarıldığı AKP’nin kasalarına gittiği bir Türkiye gerçeğiyle karşı karşıya olduğumuzu, Siirt halkına mutlaka hatırlatmak istiyorum. Sizin cebinizden çıkan vergiler, direkt Saray’a gidiyor ve sizin geçmediğiniz yolların, otobanların, köprülerin vergileri cebinizden çıkıyor. Elbette Siirt halkı bütün bunların hesabını sandıklarda, seçimlerde bir kez daha soracak. Siirt halkına bu anlamda güveniyoruz. Siirt halkının bu hesabı soracağından hiçbir kuşkumuz ve kaygımız yok. Sadece kendileri de bu illere atadıkları irade gaspı dediğimiz belediye eş başkanlarımızın yerine atadıkları kayyımlarda aynı yöntemle, anlayışla, siyasetle halkın iradesini yok sayan ve halkın kaynaklarını kendilerine, kendi ceplerine yandaşlarına ayıran ve bunu bir siyaset haline getiren kayyımlarla karşı karşıyayız. Sadece AKP’yi değil, yapılacak seçimlerde sizin iradenizin gasp eden kayyımları Ankara’ya göndermek de bizim boynumuzun borcudur. Bundan kimsenin şüphesi ve kaygısı olmasın.”
Yeni eşbaşkanlar Hatice Tay ile Mehmet Kaysı
Yapılan konuşmaların ardından tek liste ile gidilen kongrede eşbaşkanlığa Hatice Tay ile Mehmet Kaysı seçildi.
Kaynak: MA