Meclis bütçe görüşmelerinde konuşan Buldan yaklaşan seçimler öncesinde iktidarın Rojava’ya saldırmaya hazırlandığını beliterek, ‘Kobanê’den, Minbiç’ten, Tel Rıfat’tan size yeni bir iktidar çıkmaz, çıkmayacaktır’ dedi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nin görüşmelerinin sürdüğü Meclis Genel Kurulu’nda konuştu.
Buldan’ın, 2023 bütçesine üzerinden sürdürdüğü konuşmasından öne çıkan başlıkları şöyle:
“Müzakereden ve katılımdan uzak, ben yaptım oldu-bitti anlayışıyla hazırlanan bir AKP-MHP bütçesiyle karşı karşıyayız. Bu; milyonların emek ve birikimini iktidarın hizmetine sokan bir bütçedir. Sorunları ve çözümü ret ve inkâr bütçesidir. Halkın sofrasındaki ekmeği daha da küçültme, yoksulluğu, adaletsizliği, eşitsizliği büyütme bütçesidir. Bütçede; sosyal adalet, sosyal devlet, refah ve huzur yoktur. Yoksullar, kadınlar, emekçiler, üreticiler, çiftçiler, esnaflar, gençler, çocuklar ve engelliler yoktur.
‘Kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırdınız’
Türkiye’nin yaşadığı çoklu krizlerin sebebini tabi ki iktidar açıklayamayacak durumdadır. Biz bugün bunu tek tek açıklayacağız. Yasama-Yürütme-Yargı Kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırdınız. Yerine Yürütme-Saklama-Aklama sistemi kurdunuz. Meclisin denetim yetkisini elinden aldınız. Yeni bir vesayet rejimi kurdunuz. Talimatlı bir yargı düzeni yarattınız. Hukuksuz yargı aracılığıyla demokratik siyasete ve topluma karşı bir darbe mekanizması kurdunuz. Kolluk güçlerini, siyasetinizin destek gücü haline getirdiniz. Yolsuzlukları merkezden yerele kadar tüm kurumlara yaydınız. Sayıştay’ın yolsuzluk raporlarını uç uca eklesek buradan sarayınıza yol olur.
‘Hukuksuzlukta dünya lideri oldunuz’
Türkiye’yi demokrasi, insan hakları hukuk ve basın özgürlüğünde uluslararası endekslerde en kötü sıralara yerleştirmeyi başardınız. ‘AYM ve AİHM kararlarını tanımıyorum’ diyerek hukuksuzlukta dünya lideri oldunuz. Ne kadar övünseniz azdır. Mezhepçi, Kürt ve barış karşıtı dış politikanızda da durum farklı değildir. İlkesiz, tutarsız, iç barışı sağlamamış dış politikanızla vezir olacağınızı sandınız ama dünyaya rezil oldunuz! HDP’yi dinleseydiniz, uyarılarımızı dikkate alsaydınız dış politikada biraz vizyon sahibi olurdunuz. Yanlışların içine düşmezdiniz. İşte tüm bu politikalarınızla ülkeyi ve toplumu uçurumdan aşağı sürüklediniz.
Kobanê öyle kolay kolay düşmez
Siyasi, iktisadi, sosyal, toplumsal bütün krizlere kaynaklık eden tarihsel bir sorun vardır. O da; Kürt sorunudur. Kürt sorunu, Türkiye’de istisnasız tüm iktidarların kaza yaptığı ortak bir virajdır. Şimdi bakıyoruz, yaklaşan seçimler öncesi Suriye’de yine macera peşindesiniz. Enflasyonu, doları düşüremediniz. Haydi, Suriye’ye, Kobanê’yi düşürmeye diyorsunuz! Siz iktidardan gidersiniz ama Kobanê öyle kolay kolay düşmez buna inanmanızı istiyorum. Amacınızı gayet iyi biliyoruz. Rojava’da Kürt halkının demokratik bir statü kazanmamasıdır, diğer halklarla ortak demokratik bir gelecek oluşturmamasıdır.
Kuzey ve Doğu Suriye’ye operasyon
Buradan söylüyorum, tüm halkımız da bilsin. Kuzey ve Doğu Suriye’ye yapılan her operasyonun sonucu; yeni yıkımlar, ölümler, binlerce yeni mültecinin Türkiye ve çevre ülkelere göç etmek zorunda bırakılması olacaktır aynı zamanda. Türkiye’de halkın sofrasından ekmeğin daha da küçülmesi olacaktır. Şunu da aklınızdan çıkarmayın. Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürt halkının statüsüzlüğü üzerine iktidar statünüzü kuramazsınız. Oradan size bir statü asla çıkmaz! Orada halkların demokratik kazanımı ve ortak geleceği vardır! Bunu da siz engelleyemeyeceksiniz. Kürt halkının birlikte yaşadığı halklarla demokratik birliği ve ortak gelecek hedefi, aynı zamanda Türkiye’deki demokratik birliğin, bütünleşmenin ve ortak yaşamın da teminatıdır. Ortadoğu’da barış içerisinde bir arada yaşamanın modelidir.
Kobanê’den size iktidar çıkmaz
Sizin çatışmacı siyasetiniz değil, halkların demokratik modeli kazanacaktır. Boş yere uğraşmayın. Kobanê’den, Minbiç’ten, Tel Rıfat’tan size yeni bir iktidar çıkmaz, çıkmayacaktır. Seçimin sonucunu Suriye’ye attığınız bombaların sesi değil, kaynamayan boş tencerelerin sesi, geçinemeyen milyonların itirazı, barış ve demokrasiden yana olan güçlü toplumsal irade belirleyecektir. Buradan Türkiye toplumuna da seslenmek istiyorum. Hamasi nutuklara asla itibar etmeyin! Beka hamaseti arttığında bilin ki yolsuzluklar da artacaktır. Bakın cenazeler gelirken, bakanlardan birinin kuzeni Bodrum’da 180 bin metrekarelik deniz manzaralı arazi ihalesi aldı. Çözüm sürecinin bitirildiği 2015’ten bu yana Türkiye’de en büyük yolsuzluklar, vurgunlar, rüşvet skandalları yaşandı.
Tecritle bu sorunu görünmez kılamazsınız
İşte Türkiye’nin yoksullaşmasının en önemli nedenlerinden biri bu çatışmacı siyasettir. Bu döngü kesinlikle değişmek zorundadır. Değişecektir ve biz bunu değiştireceğiz. Bakınız. Sayın Öcalan, 2019’daki son görüşmesinde ‘Bir haftada çatışma durumunu, çatışma ihtimalini ortadan kaldırırım’ dedi. Siz ise görüş mesafesinde bulunan İmralı’ya tecrit uyguladınız. Görüş mesafesini tecrit sisiyle perdelediniz. Nemalanmak için sorun çözülmesin diyenlerle ortaklık kurarak, bütün ülkeye kaybettirdiniz. Tecrit, demokratik bir uzlaşıya, özgür bir siyaset ve evrensel hukuka yüz çevirmedir. Kürt sorunu güvenlik konseptiyle ne çözebilir ne de bastırabilir. Tecritle bu sorunu görünmez kılamazsınız. Bugün milyonlar tecridin derhal sonlandırılmasını talep etmektedir. O yüzden ısrarla çözümün diyalog ve müzakerede olduğunu ifade ediyoruz. Çünkü diyalog, hakikatle yüzleşmenin ön koşuludur. Çözüm yeri ve zemini parlamentodur. Demokratik siyasettir. Siyasi ve toplumsal mutabakattır.
Kürt sorununda çözüm üretmeyenler gelecekte asla ve asla söz sahibi olamazlar.
Anadili hakkı ve onarıcı bir adalet başta olmak üzere evrensel hukuktan doğan haklar bağlamında eşit yurttaşlıkla ve özgürlükçü bir perspektifle bu mesele çözüme kavuşturulabilir. Her gün uçaklarınızı kaldıracağınıza, bu parlamentoda çözüme ve barışa ellerinizi kaldırsanız bu ülkeye en büyük hizmeti yapmış olursunuz. Bu sadece HDP’nin bir meselesi de değildir, Türkiye’nin ortak sorunudur. Siyasal muhalefetin de, tüm kesimlerin de bu konuda cesur olması, elini taşın altına koyması, sorunla yüzleşmesi gerekir. Kürt sorununda çözüm üretmeyenler gelecekte asla ve asla söz sahibi olamazlar. AKP-MHP iktidar düzenini değiştirme iddiasında olanların, mesele savaş politikaları olduğunda iktidarın arkasında saf tutarak 8’li masaya dönüşmemesi gerektiğinin altını önemli çizmek istiyorum. Bu tüm toplumun çıkarınadır.
Barışı kuran, geleceği de kuracaktır
Biz HDP olarak büyük barışın erdemine ve kurucu siyasetine elbette inanıyoruz. Barış etrafında kurulacak ve ter dökülecek ittifakın kazanacağına inanıyoruz. Sonuna kadar da demokratik çözümde ısrar etmeye devam edeceğiz. Duyarlı herkesi, demokratik kamuoyunu, geleceğe dair söz kuran sorumlu herkesi de savaş karşıtlığında birleşmeye, onurlu barışın yanında durmaya çağırıyorum. Barışı kuran, geleceği de kuracaktır. İşte HDP onurlu bir barışla onurlu bir geleceği kurmak için en büyük mücadeleyi yürütmeye devam edecektir.
‘Jin jiyan azadî’yi dünya kadınlarının ortak sesi oldu
Türkiye halklarına sözümüzdür. Dillerinde vizyon, siyasetlerinde ise nefret ve düşmanlık üreten yüzleri bu yüzyılda bırakacağız, ikinci yüzyılı ise halklarımızın yüzyılı yapacağız. Zaman, bir kez daha ‘Jin jiyan azadî’yi dünya kadınlarının ortak sesine dönüştüren kadınların, erkek düzene en büyük noktayı koyacağı yeni bir dönemi müjdeleyeceğimizi ifade etmek isterim.
Eşbaşkanlık modeli tarihsel bir kazanım
Sevgili Kadınlar, eş başkanlık modelimiz kadınlar için tarihsel bir kazanım oldu. Şimdi hedef büyütme zamanıdır. Cumhuriyetin ikinci yüz yılında bir kadını cumhurbaşkanı olarak görmek istiyorsanız bunu başaracağınız yegâne parti, kadın partisi HDP ve kadın ittifakıdır. Kadın mücadelesinde birleşmek, kenetlenmektir. Gelin İstanbul Sözleşmesi için yürüttüğümüz ortak mücadeleyi, kadınların yöneteceği bir ülke için en büyük mücadele sözleşmesine hep birlikte dönüştürelim. Ve seçim gecesi diyelim ki; kadınlar kazandı, kadınlar büyük kazandı!
ANKARA