Buldan, AKP iktidarı boyunca kadın katliamları ve şiddetin artarak devam ettiğini belirterek, ‘Kadının canına, emeğine, bedenine yönelik suçlar hiçbir yasal tedbir ve koruma ile önlenmiyor’ dedi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Parlamento Kadın Grubu Toplantısı’nda konuştu. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında kadın grubunun toplandığı haftalık toplantıda, bütün sıralarda “Jin jiyan azadî”, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” ve “Erkek-devlet şiddetine karşı her yerde mücadeledeyiz” dövizleri yer aldı. Grup toplantısına katılan kadınlar, üzerinde “Mücadeleyiz” yazan mor renkli maskeler taktı.
Buldan’ın konuşması öncesi kadın mücadelesini anlatan sinevizyon gösterimi yapıldı.
Dünya bizlerle değişecek
Buldan, kadın mücadelesi ve direnişlerinin simge isimleriyle birlikte cezaevlerinde bulunan kadın siyasetçileri selamlayarak, “Mirabel kız kardeşlerin katliamı erkek şiddeti üreten diktatörlükleri tarih önünde teşhir ederken, diğer taftan zulme, sömürüye meydan okuyan kadın mücadelesinin diktatörler devirdiğini bütün dünya kadınlarına ve bütün insanlığa göstermiştir. Ben bugün buradan Mirabel kız kardeşleri ve kadın özgürlük mücadelesinde yaşamını yitiren bütün kadınları sevgi ve saygılarımla anıyorum. Dünya bizlerle değişecek, ülkemiz bizim mücadelemizle değişecek; insanlık, yaşam bizim mücadelemizle kazanacak” dedi.
İş yerleri, sokaklar, ülkeler kadınlar için güvenli değil
AKP’nin 18 yıllık iktidarı boyunca kadına dönük politikalarını değerlendiren Buldan, “AKP iktidarı boyunca kadın katliamları, kadına yönelik şiddet, suç ve sömürü hızlanarak arttı. Bu 25 Kasım’da da Türkiye’nin kadın hakları karnesi kara bir tablodan ibaret. 2013 yılında 237 kadın katledilirken sadece 6 yıl içerisinde bu sayı ikiye katlanmış, 2019 yılında 474 kadın erkek şiddetiyle katledilmiştir. 2020 yılının ise 10 aylık zaman diliminde bile sadece medyaya yansıyan verilere göre; 453 kadın erkekler tarafından katledilmiştir. Kelimenin tam manasıyla bu bir kadın kırımıdır, katliamıdır. Türkiye’de kadına yönelik şiddet o kadar yaygın bir hal aldı ki artık ne evler, ne iş yerleri, ne sokaklar, ne de ülkeleri kadınlar için güvenli değil” şeklinde konuştu.
İstanbul Sözleşmesi uygulanmıyor
Buldan, sözlerini şöyle sürdürdü: Her gün kadınların farklı şekilde katledilmesine ya da ölüme sürüklenmesine tanık oluyoruz. Nadira Kadirova’dan Pınar Gültekin’e, Gülistan Doku’dan İpek Er’e kadar her yıl yüzlerce kadın bu ülkede erkekler tarafından katlediliyor. Çünkü kadının canına, emeğine, bedenine yönelik suçlar hiçbir yasal tedbir ve koruma ile önlenmiyor, önlenmek istenmiyor. Kadınların büyük mücadelesi sonucu imzalanan İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmadığı her günün sonucunda kadınlar öldürüldü, şiddete ve sömürüye maruz bırakıldı. Yine 6284 sayılı kanun etkin bir biçim de uygulanmayarak, kadınlar savunmasız bırakılmaya çalışıldı. Üstüne üstlük bu kanunlar gibi kadın mücadelesi sonucu kazanılan nafaka hakkı da bu iktidar tarafından tartışma konusu haline getirildi. AKP iktidarı kadının can güvenliğini sağlamak yerine erkeğin cüzdanını düşünen bir yerden yaklaştı bu meseleye.
Kadın kıyımı durdurulmalı
Yasaların eksiksiz uygulanana kadar mücadele edeceklerini vurgulayan Buldan, “İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa kadın kıyımlarını durdurmak için ivedilikle, bir acil eylem planı olarak gündeme alınmalı ve harfiyen uygulanmalıdır” ifadelerini kullandı.
Failler korunuyor
Kadına yönelik suçlarda erkek faile yönelik cezasızlık politikalarının sürdürüldüğünü dile getiren Buldan, yargının cezasızlık kalkanıyla erkek suçluya yasal destek sunduğunu söyledi. Kürt illerinde kolluk kuvvetleri tarafından Kürt kadınlara yönelik suç işleyen faillerin korunduğunu ifade eden Buldan, “Kürt illerinde kolluk güçleri tarafından Kürt kadınlarına yönelik suç işleyen failler yargı ve bağlı bulundukları bakanlık tarafından özel bir ilgiyle korunmaktadırlar. Kadına yönelik; şiddet, tecavüz, katletme, kaybetme gibi saldırıların özel savaş politikasının bir parçası olduğunu çok iyi biliyoruz. Batman’da İpek Er’in faili uzman çavuş Musa Orhan’ın tahliye edilmesinden biliyoruz, 5 Ocak’tan bu yana haber alınamayan Gülistan Doku’nun kaybettirilmesinden şüphelenilen Zaynal Abarakov’un nasıl korunduğundan biliyoruz. Buradan bir kez daha sesleniyoruz; üniformalarının arkalarına sığınan failleri aklamaktan vazgeçin. Bu saldırganlar gerekli cezaları alıncaya kadar kesintisiz mücadele edeceğiz” diye konuştu.
ANKARA