İktidarın Kürt düşmanlığıyla, siyasi operasyonlarla, kumpas davalarıyla, darbe politikasıyla siyaseti ve geleceği şekillendirmeye çalıştığını belirten HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, ancak direnenlerin geleceği belirleyeceğini söyledi
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan partisinin grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmede bulundu. “Umut dolu yeni bir yılın heyecanı ve coşkusuyla sizleri saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum” diyen Buldan, “Zorlu olduğu kadar kıyasıya bir mücadeleyle geçen bir yılı daha geride bıraktık. 2022 yılı AKP-MHP ittifakının tüm ülkeyi topyekûn uçuruma sürüklediği bir yıl oldu. Savaş çığırtkanlığı tırmandırıldı, ekonomik kriz daha da ağırlaştırıldı, demokratik hak ve özgürlükler, farklı yaşam tarzı her gün saldırılarla karşı karşıya kaldı. Kadın kazanımları bir bir gasp edilmeye, demokratik siyaset sürekli olarak engellenmeye çalışıldı” dedi.
Umudu çoğalttık
Özelde HDP’ye, genelde tüm toplumsal muhalefete yönelik gözaltı ve tutuklamadan fiziki saldırıya, kumpas davalarından vekil düşürmeye varıncaya kadar sistematik bir darbe süreci işletildiğini vurgulayan Buldan, “İmralı’da Sayın Öcalan’a uygulanan tecrit derinleştirildi, çözüm ve diyalog kanalları kapatıldı. 2022 iktidar zihniyetinin, olanca gücüyle karanlığı, kötülüğü, hukuksuzluğu, ayrımcılığı ve eşitsizliği çoğaltmaya çalıştığı bir yıl oldu. Ancak, bunun karşısında bizlerin, demokrasi güçlerinin, emekçilerin, kadınların ve gençlerin ise örgütlü mücadelesinin daha da büyüdüğü, demokrasi umutlarının dimdik ayakta tutulduğu bir yıl oldu. Karanlığa karşı bizler de aydınlığı çoğalttık. Umudu ve cesareti çoğalttık. İtirazlarımızı, dayanışmamızı çoğalttık. Mücadele ortaklığımızı, ittifaklarımızı çoğalttık. Türkiye’nin her yerinde adalet, özgürlük ve barış taleplerini haykırdık. Ülkenin her yerinde doğa talanından emek sömürüsüne, hak ve hukuk gaspından özgürlüklerin kısıtlanmasına ve demokratik siyasete yönelik engellemelere karşı her yeri mücadele alanına dönüştürdük, meydanı faşizme bırakmadık” diye ifade etti.
Direnenler kazandı
Emekçilerin ağır sömürüye karşı örgütlenme hakkını savunmaya devam ettiğinin altını çizen Buldan, “Gençler, öğrenciler bugünlerinin ve umutlarının karartılmasına karşı ortak itirazda buluştu. EYT’liler, grevdeki işçiler alınterlerine sahip çıkarak kazandı. Kazanmaya da devam edecek. Özellikle kadınlar açısından 2022, erkek düzene karşı büyük bir mücadeleye sahne oldu. Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar hak, adalet ve özgürlük mücadelesinin en önünde yer aldı. Mücadeleden asla geri adım atmadı. Örgütlülükten asla vazgeçmedi! Kadınlar sokakları asla terk etmedi” diye belirti.
Korkmaya devam etsinler
Kadınlar sadece eşitlik ve adalet talep etmediğine dikkati çeken Buldan, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Ölüm saçan savaş politikalarına ve sömürü düzenine karşı da mücadele hattını ördü. Kadınların mücadelesi sınırları aştı! İran’dan dünyanın her yerine yankılanan kadınların ‘Jin Jiyan Azadî’ sloganıyla birleşti. Danıştay, dün biliyorsunuz bir karar alarak, tek adamın sözleşmeden çekilme kararını hukuka uygun buldu. Hukuksuz kararın uygun bulunduğu bu hukuku, daha doğrusu hukuksuzluğu biz kadınlar iyi biliyoruz. Bu hukuk kadınların değil, erkek düzenin hukukudur. Bu nedenle bu karar kadınlar nezdinde yok hükmündedir.
Başarı yılı
İstanbul Sözleşmesi’nden asla vazgeçmeyeceğiz ve sözleşmenin yeniden uygulanması için mücadelemizden biran bile geri durmayacağız. İstanbul’u nasıl kazandıysak, İstanbul Sözleşmesi’ni de mutlaka geri kazanacağız. Biliyorsunuz. AKP’nin dört korkusu var. HDP, kadınlar, İstanbul ve Haziran. Korkmaya devam etsinler! Çünkü HDP geliyor, kadınlar geliyor, Haziran geliyor! İstanbul iradesine sahip çıkıyor! Bir kadın partisi olan HDP biliyor ki Türkiye’yi faşizme dayanan tek adam rejiminin karanlığından çıkaracak güç kadın gücüdür. Bu güce dayanıyoruz. Bu güce inanıyoruz! Bu muhteşem gücün taşıyıcısı kadınları selamlıyorum! 2023 yılı özgürlük ve başarı yılımız olsun! Ve olacak da.”
HDP dimdik durdu
HDP’nin faşizmin tüm kurumsallaşma çabaları karşısında tıpkı bir dalgakıran gibi dimdik durmayı başardığının altını çizen Buldan, “Bir adım bile geri atmadan sistemin tüm saldırılarına cesurca ve cüret dolu cevaplar üretti. Sokakta, meydanlarda, tarlalarda, fabrikalarda halkımızla birlikte yan yana omuz omuza mücadele ettik. Mecliste, her kanun teklifinde, her komisyon görüşmesinde, her genel kurul sürecinde kıran kırana iktidarı teşhir etmek ve bu ülkede barıştan demokrasiden yana olanların, emekçilerin, ezilenlerin haklarını korumak için gün be gün sözünü haykırdık. 8 Mart, Newroz ve 1 Mayıs meydanları, faşizme karşı halklarımızın en güçlü ortak cevabı oldu. Meydanların bu iradesini zafere dönüştüreceğimiz 2023’e de 8 Mart’ın, Newroz’un ve 1 Mayıs’ın ortak ruhuyla hazırlanıyoruz” diye ifade etti.
İttifak büyütüldü
HDP’nin 27 Eylül 2021’deki deklarasyonuyla oluşturduğu demokratik seçeneği, 2022’de çok daha güçlü bir siyasal tercih haline getirdiğini hatırlatan Buldan, “Tutum belgemiz, Türkiye demokrasi tarihi açısından halen önemini korumaya devam etmektedir. HDP, iktidarın tüm sıkıştırma politikasına karşın muhalefet alanını büyüttü ve toplumsallaştırdı. Barıştan, özgürlükten yana bir söz üretmeyi, bir yol inşa etmeyi başardı. Aday tartışmalarını kişilerden çok demokratik zemine çekmeyi ittifaklarını büyütmeyi ve genişletmeyi kendisine yol edindi”
Emek ve Özgürlük İttifakı
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın da bu aralıkta doğduğunu ifade eden Buldan sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Kürt ittifakını genişletme çalışmaları bu aralıkta hız kazandı. HDP, bu ülkenin iki egemen kutup arasında sıkışan tüm kesimlerine umut olmayı başardı. Bu nedenledir ki, HDP, Türkiye’nin en güçlü değişim umudu olduğu için, her gün yeni bir saldırı dalgasıyla karşı karşıyadır. HDP’nin bileşeni olan Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı Sevgili Keskin Bayındır ve Diyarbakır İl Başkanı Hayrettin Altun gözaltına alınarak tutuklandı. Buradan Keskin ve Altun Başkana selamlarımızı iletiyorum.
İktidarın Kürt düşmanlığı
Tabi biz bu tutuklamaların amacını gayet iyi biliyoruz. Kürt halkının demokratik siyasetteki kararlılığını ve geleceği belirleme gücünü kırma amaçlıdır. Bu saldırılar, aynı zamanda AKP-MHP ikilisinin seçim çalışmasıdır. Tarihten ders çıkartmayanlara bir kez daha hatırlatmak isteriz. Bizi ve mücadelemizi asla durduramayacaksınız. Kürtlerin dâhil olmadığı bir denklemi bu ülkede asla hayata geçiremeyeceksiniz. HDP’nin temsil ettiği siyasi gelenek demokrasinin ve eşit birlikte yaşamın kurucu gücüdür. Bu iktidarın giderayak Kürt düşmanlığını daha da büyüterek, bunu küresel bir siyaset haline dönüştürmek için uğraştıklarını da biliyor ve görüyoruz. Dünyanın neresinde olursa olsun Kürtler bir siyasal irade olmasın diye çırpınıp duruyorlar.
Katliamı aydınlatın
En son Paris’te Ahmet Kaya Kültür Merkezi’ne yapılan saldırı da bu iklimin bir devamıdır. Tıpkı 9 Ocak Paris katliamı gibi. Yaşamını yitirenleri buradan bir kez daha saygıyla anıyorum. Dünyanın neresinde olursa olsun, Kürtlerin iradesini teslim alamayacaksınız. Kürtlerin iradesini engelleyemeyeceksiniz. Asla tasfiye edemeyeceksiniz. Kürtlerin iradesi, Paris’te de, Ankara’da da, İstanbul’da da, Amed’te de, Rojava’da da birdir. Bunu artık kavrayın! Bir kez daha belirtiyoruz, bu katliamı bütün boyutlarıyla aydınlatmak, bağlantılarına açığa çıkartmak Fransız devletinin sorumluluğundadır. Biz de sonuna kadar takipçisi olacağız.
Geleceği direnenler belirler
Evet, Kürt düşmanlığıyla, siyasi operasyonlarla, kumpas davalarıyla, darbe politikasıyla siyaseti ve geleceği şekillendiremeyecekler. Bugünü de yarınları da şekillendirecek asıl güç bizlerin asla yılmadan sürdürdüğümüz demokratik siyaset mücadelesidir. Barış mücadelesidir. Direnenler, mücadele edenler, bedel ödeyenler tarihi belirler. Geleceği belirler. Kumpas ve kapatma davalarıyla, siyasi operasyonlarla HDP’yi engelleyerek, kendisine siyasi zafer çıkaracağını sanan iktidar bloku iyi bilsin ki, HDP’den size zafer çıkmaz.
Hazine yardımı için yapılan başvuru
HDP’den, HDP’nin zaferi çıkar, demokrasiyle ve barışla buluşmak isteyen milyonların, halklarımızın zaferi çıkar ve çıkacaktır da. Burada bir hususun altını çizmek istiyorum. Kamuoyuna da yansıdı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, HDP’ye yapılacak hazine yardımına tedbir konulması için AYM’ye başvurdu. Partimiz hakkındaki kapatma davası da aynı siyasi kampanyayla açılmıştı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın hesapların bloke edilmesi başvurusu da aynı siyasi kampanyanın bir devamı olup, AYM’yi baskı altında tutmaya yönelik bir girişimidir. AYM’nin hukuki temeli olmayan bu başvuruyu değerlendirmeye almaması ve reddetmesi gerektiğini düşünüyoruz. Hukuk Komisyonumuz da bu konuya dair bugün AYM’ye gerekli başvuruda bulunacak ve bir basın toplantısıyla kamuoyunu bilgilendirecektir.
Ekonomideki karanlık tablo
AKP-MHP ittifakının konuşulmasını asla istemediği, hatta başka gündemlerle üzerini kapatmaya çalıştığı en önemli hakikatlerden biri, ekonomideki karanlık tablodur. Geçim savaşı veren milyonlar, her gün bu iktidarın hışmına uğramaktadır. 25 Aralık’ta asgari ücrete yüzde 54 zam yaptılar. Aradan altı gün geçmişken tarihin gördüğü en büyük yılbaşı zamları gelmeye başladı. 1 Ocak’la birlikte vergilere yüzde 122 zam getirildi. Asgari ücretliye sermaye ve devletin cebinden yüzde 54 zam yapılırken, vatandaşın cebinden toplayacakları vergiye ise yüzde 122 zam yaptılar. İşte AKP-MHP sömürü düzeninin gerçek yüzü budur. Bu iktidarın tek derdi kendi yandaşları ve rant düzenidir.
Bu iktidar ülkeye zarardır
Bu hileli, çarpık sistemde iki kesim ortaya çıkmıştır. Biri; Saray ve çevresindeki yandaşlar, ikincisi ise faiz ve savaş lobisi. Bunlar yüzde 1’i temsil etmektedir. Geriye kalan yüzde 99 ise açlık ve sefaletle karşı karşıyadır. Hal böyleyken AKP Genel Başkanı “Enflasyonun boynunu kırıyoruz” diyerek, her gün hayal satmaya çalışmaktadır. ENAG 2022 yılı enflasyonunu yüzde 137.55 olarak tespit etti. TÜİK ise çalarak, çırparak yüzde 64 olarak açıkladı. Asıl belini büktüğünüz, boynunu kırdığınız halktır, işçidir, emekçidir, emeklidir, üreticidir, esnaftır. AKP-MHP’nin iktidarda kaldığı her bir gün, her bir saat, borç artıyor, enflasyon artıyor, dış ticaret açığı artıyor. Hep söylüyorum. Bu iktidar bu ülkeye zarar ve ziyandır.
Büyük kazanacağız
EYT’liler mücadele ederek kazandı. Grevdeki Beka-ert işçileri kazandı. Kocaeli’nde hakları için grevde olan Karton-san işçileri yeni yıla grevle girdi. Onlar da kazanacak. Buradan grevdeki tüm işçileri ve direnişlerini selamlıyorum. Mücadele ederek büyüyeceğiz, büyüyerek, büyük kazanacağız. Krizden krize koşan iktidarın yarattığı sömürü düzeni karşısında mücadeleden mücadeleye, grevden greve koşan işçiler, emekçiler, geçinemedikleri için itirazlarını büyüten milyonlar kazanacaktır. Ortak direnişimiz ve mücadelemiz, büyüyen umudumuzun da, yükselen cesaretimizin de temel kaynağıdır.
Kaybettireceğiz
2023 hem mücadelemizin büyüyeceği hem de seçimlerde geleceği belirleyeceğimiz bir karar yılıdır. Karar verdik ve değiştireceğiz. Karar verdik, bu düzene kaybettireceğiz. Karar verdik, adaletli, onurlu, eşit bir yaşamı birlikte inşa edeceğiz. Evet, sayısız haksızlıklara, hukuksuzluklara, saldırılara rağmen biz hala buradayız ve burada olmaya da devam edeceğiz. Bizler kim miyiz? Bizler Türkiye halklarının bir arada yaşama iradesini savunanlarız. Bizler savaşı, ayrımcılığı, şiddeti, ötekileştirmeyi, karanlığı örgütleyenlere karşı; aydınlığa koşanlarız. Bizler her koşulda, herkes için hakka, hukuka, adalete inananlarız. Bizler Kürt sorununun demokratik yöntemlerle, müzakereyle çözülmesi için mücadele edenleriz. Bizler demokratik bir cumhuriyetin inşası için yola çıkanlarız. Bugün umudumuz da, enerjimiz de, direnme azmimiz de her zamankinden büyük.
En başta kadın mücadelesi olmak üzere, yaşanan hegemonya krizine karşı yeni yaşamı eşit, adil, özgür bir gelecek için hayata geçireceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Bunun için en geniş demokrasi mücadelesi ortaklığında buluşalım diyorum. Bugünden başlayarak 2023’ü demokrasi yılı yapalım! Barış yılı yapalım!”
ANKARA