AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın enkaz alanında şov yaptığını söylen Pervin Buldan, “İktidar düzeni hırsızlık ve yolsuzluk üzerine olursa eğer, yandaş müteahhit de dere kumundan bina yapar. Bunların iktidarları da çürük, binaları da çürük” dedi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin Grup Toplantısı’nda Elazığ’da meydana gelen deprem ve gündemdeki gelişmelere ilişkin konuştu.
Konuşmasına Elazığ yaşanan depreminde yaşamını yitirenlere başsağlığı dileyerek başlayan Buldan, “Elazığ’da yaşanan depremde hayatını kaybeden tüm yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet, tüm Elazığ halkımıza bir kez daha başsağlığı ve yaralı vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum. Yine depremde büyük hasar gören Malatya başta olmak üzere, çevre illerdeki, o gün o depremi yaşayan, panik içerisinde geceyi sabaha kadar soğukta geçiren tüm halkımıza bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Tabi ki bu tür felaketlerin yaşandığı dönemler, toplumsal dayanışmayı ve yardımlaşmayı her zamankinden daha fazla büyütmemiz gereken dönemler ve süreçlerdir” dedi.
Deprem ardından partisinin Genel Merkezi’nde Kriz Masası oluşturulduğunu ve çalışmalara başladıklarını belirten Buldan konuşmasına şöyle devam etti:
“Yerel yönetimlerimizle de hızlı bir koordinasyon oluşturduk. Deprem gecesi saat 01.00’den itibaren arkadaşlarımız depremden zarar gören alanlara yönlendirildi. Yerel Yönetimlerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcımız Salim Kaplan, Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Sözcümüz aynı zamanda Batman milletvekilimiz Ayşe Acar Başaran, Bingöl milletvekilimiz Erdal Aydemir, İstanbul milletvekilimiz Dilşat Canbaz Kaya ve Muş milletvekilimiz Şevin Coşkun’dan oluşan heyetimiz, en kısa sürede Elazığ’a geçerek çalışmalara başladı ve il yönetimlerimizde birlikte yaşanan felaketi ve halkın durumunu yakından gözlemleyeme çalıştılar”
‘Bunların iktidarları da çürük, binaları da çürük’
“Elazığ depremi bir kez daha bizlere göstermiştir ki, Türkiye afetlere hazırlıklı bir ülke değildir. Felaketler göz göre göre geliyor. Sonucu ise ne yazık ki çok ağır oluyor. Evet, doğal afete dayanıklı olmadığı tespitli olan 6 katlı bir bina 4 kişiye mezar oluyorsa, bunun sorumluluğu doğal afete bağlanamaz. Yaşanan acı tablo iktidarın vurdumduymazlığı, doğal afetler konusundaki hazırlıksızlığı ve öngörüsüzlüğünün bir sonucudur. İktidar düzeni hırsızlık ve yolsuzluk üzerine olursa eğer, yandaş müteahhit de dere kumundan bina yapar. Bunların iktidarları da çürük, binaları da çürük” diye konuştu.
‘Önlem alınmamıştır’
“Yerel kriz koordinasyonumuz Sivrice ve Maden’e bağlı 60 köye ulaşarak incelemelerde bulunmuştur. Devletin ulaşmadığı, gitmediği köylere ilk etapta HDP ulaşarak, halkımızın durumunu yerinde tespit etmiş ve bu 60 köyün hiçbirinde hasar tespiti yapılmadığı ortaya çıkmıştır. Bugün köylere yardım ulaştığını televizyonlardan öğrendik. O köylerden birinden tweet atılmış olsaydı, AKP’yi eleştiren bir açıklama olsaydı, değil 4 gün, köylere 4 dakika sonra baskın yapılırdı. AKP hükümetinin sorumluluğu ve duyarlılığı bu kadar. Depremin merkez üssü olan Sivrice’de yaşanan ağır hasarın nedeni önceki depremde meydana gelen hasarların onarılmamış olmasıdır. Cami dahil olmak üzere hiçbir konutta doğru düzgün önlem alınmamıştır.”
‘Cemevleri halkın toplanma alanı olmuştur’
“Yine heyetimizin tespitlerine göre, 60 köye ve Sivrice’ye yardımlar ilk 2 gün boyunca ulaştırılmamıştır. Sivrice’ye gönderilen yardımlar da AKP’nin ilçe başkanın elinden partizanca dağıtılmıştır. Özellikle köylere çadır, battaniye gibi temel ihtiyaç maddelerini gönderilmediği tespiti yapılmıştır. Cemevleri halkın toplanma alanı olmuştur. Çadır ve ısıtıcı ihtiyacı yeterli düzeyde karşılanmamıştır. Halk dondurucu soğukta sokaklarda kalmış ve AKP hükümeti bunu bir kez daha izlemiştir.
‘27 belediyemiz seferber oldu’
“Halkımızın yaşadığı zor koşullar nedeniyle 27 belediyemiz, il ve ilçe örgütlerimiz o andan itibaren seferber oldular. Özellikle Ergani Belediyemiz yardımların toplanma merkezi haline getirildi ve barınma, sıcak yiyecek, ekmek başta olmak üzere kadın ve çocukların ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik çalışmalara hız verildi. Ancak ne var ki toplumsal dayanışmadan korkan iktidar, yardımların halka ulaştırılmasını engelledi. Yardımları halka ulaştırmak için yola çıkan araçlarımız İçişleri Bakanının talimatıyla engellenerek geri gönderildi. Halkın, depremden zarar gören insanlara el uzatması devlet eliyle engellendi. Bunların utanç tabloları uç uca eklense inanın ki Harput’tan Edirne’ye kadar yol olur.”
‘Elazığ Kürt mü’
Elazığ depremi sonrası özellikle Google’da en çok sorulan soru ‘Elazığ Kürt mü?’ sorusu olmuştur. İşte bu tablo bile iktidarın ayrımcı, ötekileştirici politikalarının insanları ne hale getirdiğinin bir göstergesidir. Oysa acıyı hissedebilmek için sadece insan olmak yeterlidir. İnsan olabilmeyi başarmak, en büyük erdemdir.
‘Gerçek algıyı sandıkta göreceksiniz’
“Elazığ’ın Valisi’nin ‘Toplumda iyi bir algı var’ sözü, iktidarın tavrını ve tutumunu çok net ortaya koymuştur. Başka söze gerek yoktur. İnsanlar enkaz altında, kurtarılmayı bekliyor, onlarca insan hayatını kaybetmiş, yüzlerce insan evsiz barksız kalmış, Vali bey, ‘Algı çok iyi’ diyebiliyor. AKP hiç merak etmesin. Kamuoyunun ve halkın sizin iktidarınızla ilgili, alakası çok iyi. Halk ilk seçimlerde algısının ne olduğunu size çok net gösterecek. İşte o zaman gerçek algıyı sandıkta göreceksiniz diyoruz.”
‘Bunların siyasi ömrü Twitter’ın 280 karakteri kadardır’
Twit İşleri Bakanı, depremle ilgileneceğine sosyal medya kullanıcılarını hedef göstermiş ve tehdit etmiştir. 50 kişiye sosyal medya paylaşımları nedeniyle soruşturma açılmış. Peki, zamanında önlem alınmadığı için yıkılan binaların sorumluları hakkında bir soruşturma var mı? Yok. İçişleri Bakanı’na sorun, deprem riski taşıyan kaç bina var diye inanın ki bilmez. Ama AKP’yi eleştiren kaç twit atılmış, kimler atmış hepsini bilirler ve anında tespit ederler. Çünkü gece gündüz vatandaşı takip eden, izleyen, fişleyen bir iktidar zihniyeti bu ülkeye hakim bir duruma gelmiş. Twitten korkan bir iktidar, inanın bunların siyasi ömrü Twitter’ın 280 karakteri kadardır. Ne yaparlarsa yapsınlar sosyal medyayı susturamayacaklar.
Bu depremde herkesin haklı olarak sorduğu soru şudur: Deprem için toplanan vergiler nerede? AKP hesap veremiyor. Soranı ise susturmaya çalışıyorlar. O paraların nereye gittiği bellidir. Yandaşlara, müteahhitlere, ranta, şatafata, israfa harcandı.
‘İktidarınızı mutlaka ama mutlaka durduracağız’
Grubumuz deprem konusunda Meclis’te araştırma komisyonu kurulmasını talep etti. Önergemiz AKP-MHP oylarıyla reddedildi. 2020 yılı Deprem Farkındalık Yılı olsun dedik. Kanun teklifi verdik. Kanun teklifimiz gündeme alınmadı. Elazığ depremi için AKP Genel Başkanı ‘Depremi durdurma şansımız yok’ diyor. Aynı Erdoğan bundan 15 yıl önce bakın ne demiş: ‘Bazı dersleri almamış olacağız ki yine yanlış yapılar neticesinde 1999 depreminde Sakarya’da büyük bedeller ödedik. Bu bedelleri artık ödemek istemiyoruz’ demişti. 15 yıl geçmiş, peki ders almışlar mı? Hayır. İnsanlar bedel ödemeye devam ediyor mu? Evet ediyor. Ders almıyorlar. Aldıkları tek şey siyasi ve ekonomik rant. Sizin iktidarınızı mutlaka ama mutlaka durduracağız.
Anadil
Depremin ortaya çıkardığı bir başka gerçek ise sağlık hizmetlerinde anadil kullanımının ne kadar hayati ve önemli olduğudur. Özellikle sağlık hizmetinde anadilin önemini Elazığ depreminde bir kez daha gördük. Bu ülkede tek dil yok. Çok kültürlü, çok dilli, çok kimlikli ve çok inançlı bir ülkede yaşıyoruz. Dolayısıyla başta sağlık olmak üzere kamusal alanın, kamusal hizmetin bu çok dillilik esasına göre düzenlenmesi, anadilde kamu hizmetinin yasal güvenceye kavuşturulması gerekmektedir. Anadilin hayat kurtardığı, Elazığ depreminin öğrettiği bir gerçektir.
Ahlat’a saray yapımı
Bunların Meclis’e getirdiği bir başka yasa daha var: İmar yasası. Halkın depreme dayanıklı konut sorunları orta yerde dururken, AKP-MHP ittifakının imar konusundaki tek düşüncesi Bitlis Ahlat’a saray yaptırmak, deprem toplanma alanlarını ranta açmak, AVM yapmak, yerel yönetimlerin yetkilerini daraltarak imar konularını denetimden kaçırmaktır. İnsanlar deprem felaketlerinde evsiz barksız kalırken bunların derdi Ahlat’a ikinci bir saray yapmaktır. Kendisine tavsiyemiz şudur: Ahlat’a saray yapmayı bırakın. O sarayı görmeye siyasi ömrünüz yetmeyecektir. Ancak şunu yapabilirsiniz! Ahlat taşı hepimiz biliyor ki meşhurdur. O taştan kendisine bir ev yapsın. Çünkü emekliliği yakındır. Emekli olduğunda gününü bol bol o evde torunlarıyla geçirmeye ayırsın! AKP tekçi iktidarının 20 yıla dayanan siyasal, sosyal, ekonomik ve toplumsal yıkımı değişimin aciliyetini her gün daha fazla dayatmaktadır. Bu değişime öncülük edecek demokrasi gücü ise HDP’dir. Bizler bu değişim sürecinde her alanda etkili ve belirleyici bir rol oynamaya, demokratik yaşamı inşa etmeye kararlıyız.
‘Halklarının demokrasi buluşmasını mutlaka sağlayacağız’
Önümüzdeki süreçte mahalle mahalle örgütlenerek, gece gündüz çalışarak Türkiye halklarının demokrasi buluşmasını mutlaka sağlayacağız. Halkın ve demokrasinin nabzının attığı her yerde HDP olacaktır. Genişleyeceğiz, büyüyeceğiz. İtirazı olan herkesin sesi ve itirazı olacağız. Ortak mücadelenin adresi olacağız. Yeni dönemde siyasetin çehresini ve iktidarı değiştirmeye odaklanmış bir partiyi hep birlikte var edeceğiz. İnanın ki aydınlık ve güzel günler bizleri bekliyor. Bundan önce olduğu gibi bugünden sonra da demokratik siyasetin tüm imkânlarını kullanarak adaletsizliklere, baskılara son verecek; demokrasinin, özgürlüğün, eşitliğin ve barışın bu topraklarda yeşermesini, boy vermesini hep birlikte sağlayacağız.”
ANKARA