Van, Hakkari ve Muş Baro başkanları 3. Yargı Paketi’nin, toplumsal barış için bir fırsat olduğunu ama düzenlemenin bu haliyle sorunları daha da derinleştireceğini vurguladı. Hasta tutukluların aileleri de acil tahliye bekliyor
Binlerce insanın yaşamını yitirmesine neden olarak dünyayı sarsan koronavirüs salgını (Covid-19) Türkiye’de de can almaya başlayınca, en riskli yerlerden olan cezaevlerinin boşaltılması için çağrılar yapıldı. İran’da siyasilerin de içinde olduğu on binlerce tutuklu tahliye edilirken, AKP iktidarının hazırladığı pakette siyasiler bu kapsamın dışında tutuldu. HDP, insan hakları örgütleri, barolar ve toplumun birçok kesiminden bu 3. Yargı Paketi adıyla hazırlanan bu düzenlemeye tepkiler yükselmeye devam ediyor.
Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Adnan Bilen’e konuşan Van Baro Başkanı Zülküf Uçar, Hakkari Baro Başkanı Ergün Canan ve Muş Baro Başkanı Feridun Taş da bu pakedin toplumsal barışın sağlanması için fırsat olabileceğini ama iktidarın bunun aksine adımlar attığını vurguladı.
Uçar: Paket, bu haliyle sorunları derinleştirir
Bölge Baroları olarak ortak bir açıklama yaparak infazda eşitlik doğrultusunda yargı paketinde düzenlemenin yapılması gerektiğini ifade ettiklerini belirten Van Baro Başkanı Zülküf Uçar, “Kişinin kim olduğuna bakılmaksızın anayasada belirtilen eşitlik ilkesi doğrultusunda herkese aynı hukukun işletilmesi gerekiyor. Bu evrensel bir kuraldır ve eğer bunun dışında bir yönteme başvurulursa bu açıkça bir ayrımcılık olur” ifadesini kullanarak, devletin bu paketi barış için bir fırsat olarak görmesi gerektiğini kaydetti. Uçar, tüm dünyayı etkisi altına alan bu salgında bile insanları ayırarak, bazılarını bırakıp bazılarını içerde tutmanın toplumsal sorunu da daha da derinleşeceğeni söyledi
Kendilerini çokça rahatsız eden bir taslağın ortaya çıktığını ifade eden Taş, “Biz eşitlik ilkesinden söz ederken diğer yandan da kayyumlar atanıyor, siyasetçiler, belediye eş başkanları gözaltına alınıyor. Bu hukuksuz uygulamardan derhal vazgeçilmelidir” dedi.
Canan: Düşündüğümüz gibi olmadı
Hakkari Baro Başkanı Ergün Canan ise, cezaevlerindeki dolululuk oranına dikkat çekerek, hükümetin bu sayıyı azaltmak için yargı paketini çıkarmak istediğini ancak bu paketin eşitlik ilkesine aykırı olduğunu söyledi. Mecliste partilerin görüşüne sunulan 3. Yargı Paketi’nin öncelikle hukuki ve vicdani olması gerektiğinin altını çizen Canan, “Biz yeni çıkarılmaya çalışılan bu paketlerle bu toplumsal barışın yeniden inşa edilebileceğini umuyorduk ama ortaya çıkan durum çok da bizim düşündüğümüz gibi olmadı. Bir kere toplumsal barışa katkı sunmak için tüm siyasilerin de serbest bırakılması gerekiyor. Yazı yazdığı için, fikirlerini söylediği için, siyaset yaptığı için binlerce insan tutuklu. Bu insanların bırakılmamaları bir kere paketin hiçbir fayda ve çözüm getiremeyeceğini bize gösteriyor.
’50 bin kişi çıksa diğerlerine bulaşmayacak mı?’
Paketin bu kadar hızla gündeme getirilmesinin yaşanan salgınla ilgili olduğunu kaydeden Canan, şunları kaydetti: “Paket çıkarsa yine cezaevlerinde çok sayıda insan kalacak. Yani 50 bin kişi tahliye olduğunuda geriye kalan 200 bin insana virüs bulaşmayacak mı? Bu nedenle yaşam hakkı için infaz yasasının herkes için ve hakkaniyetli olması gerekiyor. Bu haliyle gazeteci, siyasetçiler, avukatlar, twit attığı için tutuklananlar yine içerde kalmaya devam edecekler. Bu paket asla bir çözüm olmayacak. Bir süre sonra yine cezaevleri dolup taşacaktır. Bu paket hem cezaevlerinin boşaltılması, hem hukuksuzluğa son verilmesi hem de toplumsal barışın sağlanması için bir şanstı ama sanırım bu fırsatı kullanmayacaklar.”
Taş: Beklentiler suya düştü
Muş Baro Başkanı Feridun Taş da bu infaz paketinin ayrım yapılmadan eşitlik ikesiyle herkesi kapsamasını istediklerini belirterek, “Paketi incelediğim zaman hiç olmazsa çocuklar, hasta tutsaklar ve yaşlılar için birşeyin yer alacağını düşünüyordum ama bu bile yok. Bu haliyle beklentiler suya düştü. Çünkü yıllardır binlence insan cezaevinde bir beklenti halindeydi ama maalesef bu beklentilere devlet karşılık vermedi. Bir basın açıklaması yaptığı için ceza alan insanlar var. Yani bu en azından eşitlik ilkesi uygulanarak paketin bu insanları da kapsaması gerekiyordu” diye konuştu.
Aileler de tepkili
Pakete ailelerden de tepkiler geliyor. İzmir Aliağa Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan hasta tutuklu Gülser Özbay ve Fatma Özbay kardeşlerin amcası Baki Özbay, 2 yeğeninin de kanser hastası olduğunu belirterek, hayati tehlikesi bulunan tüm hasta tutuklular için tahliye istedi.
Tedavi edilmeleri gerekiyor
21 yıldır cezaevinde olan 59 yaşındaki Gülser Özbay, gözaltında kaldığı 18 gün boyunca ağır işkenceye maruz kalır. Tutuklanarak Nevşehir Cezaevi’ne gönderilen Özbay ardından müebbet hapis cezası verilerek Bayburt Cezaevi’ne gönderilir. Bayburt Cezaevi’ndeyken rahim kanseri teşhisi konulan Özbay, ameliyat edilir. Ameliyat sonrası gerekli ve yeterli tedavisi yapılmayan Özbay, daha sonra İzmir-Aliağa Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’ne sevk edilir. Özbay’ın gerekli tedavisinin yapılması için tahliye edilmesi gerekiyor.
Yaklaşık 23 yıldır cezaevinde olan 55 yaşındaki Fatma Özbay’a ise bulunduğu Erzurum E Tipi Kapalı Cezaevi’nde bir yıl önce göğüs kanseri teşhisi konuldu. Defalarca ertelenen tedavi sonrası 3’üncü evreye giren kanser sonucu ameliyatla bir göğsü alınan Özbay, kontrol altında tutulması gerekirken, cezaevine geri konuldu. Tek başına ihtiyaçlarını karşılayamayan Özbay, kelepçeli bir şekilde kemoterapi tedavisi gördü. Erzurum E Tipi Kapalı Cezaevi’nden Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’ne sevk edilen Özbay, şimdi ablasıyla aynı cezaevinde kalıyor.
HABER MERKEZİ