HÜSEYİN AYKOL
Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan Arjin Yüksekbağ, 10 Ocak 2022 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Ülkede herkesi zorlayan ekonomik sıkıntılar cezaevlerinde de fazlasıyla yansımasını buluyor. Hayat pahalılığı yakınları cezaevinde olan insanlar için çok daha zorlayıcı oluyor. Bir de işsizliğin çığ gibi büyüdüğü böyle bir dönemde, dışarıdaki insanların, ailelerimizin koşullarını görüyoruz. Bu yüzden bizler de dikkatli davranmaya çalışıyoruz ama kantinden gelen ürünler her hafta pahalılaşıyor. Bir başka konusu ise açılan disiplin soruşturmalarının bizlerle sınırlı kalmaması. Bulunduğum cezaevinde keyfi disiplin soruşturmaları oluyor. En son Rozerin Kurt ve Alev Yarar kapalı görüşe çıktıklarında, uzaktan birbirlerinin ailelerine selam vermişler. Bir dakikayı bile aşmayan bu selamlaşma sonucu hem mahpuslara hem de görüşçülere soruşturma açılmış bulunuyor. Koridorda bir mahpus arkadaşla selamlaştığımızda da soruşturma açılma riski var.
Cezaevlerinin en temel sorunu ise hasta tutsakların durumudur. İki arkadaşımıza değinmek istiyorum. Gülşan Adet, 28 yıldır cezaevindedir. Kendisinin ciddi sağlık sorunları var. Halen uzun süredir hastaneye gidip gelmekte; ancak cezaevi koşullarında tedavisinden sonuç almak mümkün değil. Gülşan arkadaş da çok ciddi sağlık sorunları olan arkadaşlarımız gibi, çok fazla güneş görmeyen, soğuk, nemli koğuşlarda tutulmaktadır. Zeynep Bingöl ise 62 yaşında. Sinüzit, migren, kemik erimesi, romatizma gibi rahatsızlıkları var. Arkadaşımızın bulunduğu koğuş da nemli, soğuk ve güneş almıyor. Bu koşullarda kalmaması gerekiyor ama oda değişimi talebi reddediliyor. Her iki arkadaşımızın odasının değiştirilmesi gerekir.”
* * *
Düzce T Tipi Cezaevi’nde bulunan Mehmet Erbey, 15 Ocak 2022 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Bizim buradaki sayımız 13’tür. Aslında 7 arkadaşımız 2 yıl önce tahliye olması gerekirken, yeni moda infaz yakmalar nedeniyle bırakılmadılar. Normalde Atilla Coşkun, Yakup Aldiş, Vedat Turgut, Vedat Gültekin, Ahmet Akbalık ve Resul Baltacı tahliye olması gerekirken infazları yakıldı. Yine de yıl sonuna doğru üç arkadaşımız tahliye olacaklar ama üç yıl gecikmeli olarak. Resul Baltacı ve Fikret Karakoç, 30 yıla yakındır cezaevinde. Her ikisinin infazı yakıldı. İnfaz yakma gerekçeleri üç hücre cezasıdır. Ancak daha sonra hücre cezası kanun yararına bozulduğunda bile infaz yakılması geri alınmıyor. Adeta şöyle diyorlar: Bir kere yaktık, geri dönüş yok! Bu arada, revire giden iki kişi kendi aralarında Kürtçe konuşunca engellendiler. Gerekçesi ise ‘anlamıyoruz; belki de bize küfrediyorsunuz’ gibi bir yaklaşım oluyor. Amed ve Van’da annelerimiz bizim için eylem yapıyorlar. Onlara yazmak istiyoruz. Bize onların adresini gönderir misiniz?”
* * *
Düzce T Tipi Cezaevi’nde kalmakta olan Resul Baltacı, 17 Ocak 2022 tarihli mektubunda infazının nasıl yakıldığını şöyle anlatıyor: “Biz burada 13 kişi, aynı odada kalıyoruz. Burası sapa bir yer; pek gelen ve gidenimiz yok. Biraz da o nedenle sevk istiyoruz ama 3-4 yıldır bu talebimiz hep reddediliyor. Sebep olarak da disiplin cezalarımız gösteriliyor. Mesela benim de infazım yakıldı. Neymiş, dört hücre cezası varmış. Bir keresinde cezaevi kantininden aldığım bıyık makası aramada bulundu diye 13 gün hücre cezası almıştım. Bir başka soruşturma, benim bulunmadığım bir odada çıkan kitap ve dergiler için 20 gün hücre cezası ve bir yıl hapis cezası verilmişti. Yargıtay söz konusu 20 gün hücre cezasını kaldırdı ama bir yıl hapis cezası müddetnameme işlendi. Bir de, yanımda en az 12 yıldır bulunmakta olan iki kartpostal için açılan dava var. O davada da bana hapis cezası isteniyor. Normalde 8 ay sonra tahliye olmam gerekiyordu; ancak bu cezalar ve yeni icat edileceklerle tahliye engellenmek isteniyor. Ailelerimiz de ekonomik nedenlerle buraya pek gelemiyorlar. O kadar uzak yerlerden gelebilseler bile, sadece yarım saat konuşabiliyorlar.”
* * *
Van F Tipi Cezaevi’nde bulunan M. Zeki İlmin, 21 Ocak 2022 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Tahliyem yakın olduğu için size yazmak yerine sizi ziyaret edip, bir çayınızı içmeyi planlıyordum. Ancak cezaevi yönetimi tarafından yapılan değerlendirmede tahliyem altı ay ertelendi. Kimileri kendilerini mahkeme yerine koyarak ömrümüzden, hayal ve umutlarımızdan çalıyorlar. Oysa her mahpusun infaz edilen cezanın son bir yılında denetimli serbestlik hakkından yararlanma hakkı vardır. Adli mahpuslara bu hak verilirken, bizim gibi düşüncelerinden dolayı içeride olanların denetimli serbestlik hakkı gasp ediliyor. Size en son kaybedilen kitaplarım için yazmıştım. İlginiz için teşekkür ederim. Hep beraber güzel yarınlarda, esmer gülüşlerin gölgesinde buluşuruz.”
MEKTUBU GELENLER:
——————————–
Arjin Yüksekbağ – Sincan Kadın Kapalı Cezaevi
Rihan Kavak Özbek – Sincan Kadın Kapalı Cezaevi
- Zeki Deniz – Antalya S Tipi Cezaevi
Halis Tekin – Diyarbakır Yüksek Güvenlikli CİK
Mehmet Erbey – Düzce T Tipi Cezaevi
Resul Baltacı – Düzce T Tipi Cezaevi
Ali Ürküt – Sincan 2 nolu F Tipi Cezaevi
Günay Kubilay – Sincan 2 nolu F Tipi Cezaevi
Nazmi Gür – Sincan 2 nolu F Tipi Cezaevi
Cengiz Doğan – Şakran 2 nolu T Tipi Cezaevi
- Zeki İlmin – Van F Tipi Cezaevi
Nedim Türfent – Van Yüksek Güvenlikli CİK