2020 bütçesini değerlendiren HDP Milletvekili Garo Paylan, iktidarın ‘güvenlik algısı’ oluşturarak ‘kaynakları S-400’lere, SİHA’lara, İHA’lara aktardığını’ ve ‘vatandaşın cebinden çıkanın damadın cebine girdiğini’ söyledi
Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda muhalefetin sert eleştirilerde bulunduğu 2020 Merkezi Yönetim Bütçesi, Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi. 488 milletvekilinin oy kullandığı 2020 Merkezi Yönetim Bütçesi için verilen 329 kabul oyuna karşılık, 159 ret oyu kullanıldı. Bütçe AKP ve MHP’li vekillerin oyları ile kabul edildi.
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi olarak hazırlanan bütçeye itiraz eden isimlerin başında gelen Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, bütçeyi, ‘Sarayın, Sarayın yandaşlarının ve savaşın bütçesi’ olarak değerlendirirken, tüm öneri ve eleştirilere rağmen ‘adaletsiz bütçeden bir virgül dahi değiştirilmediğini’ belirtti.
Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Diren Yurtsever’e konuşan Paylan, bütçenin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin talimatları doğrultusunda oluşturulduğunu belirterek, “İnanın AKP ve MHP’li birçok milletvekili de bu bütçeyle ilgili sakıncalar olduğunu düşünüyorlar” dedi.
Paylan’ın röportajından bazı başlıklar şöyle:
İtirazlar yükselmeyince sarayların sayısı arttı
“Cumhurbaşkanı kışlık saray yaptı, milyarlarca para harcadı. İtiraz yeterince gelmeyince yazlık saray yaptı. Geçen yılın bütçesinden yine milyarlarca liralık bir yazlık saray yaptırıyor kendisine Marmaris’te. İtiraz gelmeyince Katar’dan yüz milyonlarca liralık uçan bir saray aldı. O uçan sarayın parasının ödenmediğini söylüyor ama meğerse Kanal İstanbul’un etrafındaki arazilerle aslında o paranın ödendiğini görüyoruz. Bu da yetmiyor bir yüzen saray almayı planlıyor. Şu anda alınmış ve içi restore ediliyor, lüks bir yat Marmaris’te demirleyecek. Van Ahlat’ta bir tane daha saray yapıyor.
İhaleler 5 yandaş müteahhite
“İtiraz ettiğimiz diğer bir nokta bütün devlet ihalelerinin 5 yandaş müteahhide gitmesi. Elbette devletler ihaleler yaparlar ve buna binlerce müteahhit veya KOBİ’ler, sanayiciler katılabilirler. Ama bütün kaynakların 5 tane müteahhide aktığını söyledik. Havalimanları ile ilgili garantiler verilmiş. Kütahya Havalimanı örneği var. Yine milyonlarca lira bu yandaşlara aktarılmış. Üçüncü itirazımız da, bu bütçenin bir savaş bütçesi olduğunu söyledik. 2014 yılında barış süreci sürerken bütün güvenlikçi kalemlerin toplamı yalnızca 40 milyar TL iken, 2020 yılı bütçesinde 160 milyar TL’ye yükseltildi. Bu da devletin güvenlikçi bir bakış açısına hapsolduğunu gösteriyor. Bütün kaynaklar S-400’lere, SİHA’lara, İHA’lara, tanka aktarılıyor.”
EYT’lilerin parası tanka topa gidiyor
“Emeklilikte Yaşa Takılanların (EYT) sorunlarını çözmüyor, tanka topa aktarıyor. Bir vatandaş 2 bin 20 TL asgari ücretle ben geçinemiyorum diyorsa, aslında onun maaşından çalınan bir kaynağın mermi, tank, top yani savaş bütçesine aktarıldığını ortaya koyuyor. Bu ülkede barış süreci olsaydı, güvenlik bütçesinden en az 100 milyar TL tasarruf edilebilirdi. Yandaşlara aktarılan kaynakları da katsak, ben 50 milyar TL bir hesap ediyorum. 150 milyar TL tasarruf edebilirdik. Bu 150 TL kaynak ile EYT sorunu çözülebilirdi 30 TL kaynak ayırarak.”
“200 bin atama bekleyen öğretmen için 10-15 milyar TL’si ile bu sorun çözülebilirdi. KYK’ye borçlu 5 milyon gencin yalnızca 10 milyar TL’si ile bütün KYK borçlarını çözebilirdik. Kadınlara özerk bir bütçe tanınabilirdi bu bütçede. Çiftçilere artı 20 milyar TL katkı verebilirdik. Düşünün bu kadar para harcıyorum hala parayı bitiremiyorum. Barışla sağlanabilecek tasarrufla bütün toplumsal taleplerini ben çözebiliyorum bu ülkenin, Maliye Bakanı olsam çözebilirdim.”
Libya’ya gidecek silahların parası vatandaşın cebinden
“Suriye iç savaşındaki yangına daha çok benzin dökülüyor. Savunma Sanayi Fonu var. Ödediğiniz her kuruş verginin yüzde 5’i Savunma Sanayi Destekleme Fonu’na gidiyor. Gelecek yıl 200 milyar TL gelir vergisi kesilecek, yüzde 95’ini yoksul vatandaşımız ödeyecek. Bunun 10 milyar TL’si Savunma Sanayi Destekleme Fonu’na gidecek. Bir gün Rojava’ya doğru bir saldırı düzenliyorlar, bugünlerde de Libya’ya bir asker göndermeyi planlıyor. Eğer Libya’ya asker göndereceksek bu yalnızca asker olmayacak, silah, tank, top göndermek olacak. Bunlarda bizim bütçemizden gidecek. Bu da halkımızın daha da yoksullaşacağı anlamına geliyor.
Yoksulun cebinden çıkan damadın cebine
“Çark şöyle dönüyor; Tayyip Erdoğan’ın bir damadı Maliye Bakanı. Bizden adaletsiz bir şekilde aldığı vergileri, Tayyip Erdoğan’ın diğer damadına topluyor ve bu damatta silah üretiyor, İHA, SİHA üretiyor. Her evde bir işsiz var. Herkes o işsiz çocuğuna bakarken, bu yolsuzluk çarkını, israf ve savaş döngüsünü düşünsün. Bu yüzden yoksulsunuz, bu yüzden işsizsiniz. İktidar bizden vergileri alıyor savaşa ve saraya aktarıyor. Barışa dönersek her şeye kaynağımız olacak.”
‘Bu politikalar ülkeyi bölüyor’
“İktidar 5 yıldır Kürt düşmanlığı üzerine bir politika yürütüyor. Hep bir güvenlik algısı yaratıyor. Rojava’daki Kürtlerin statü elde etmesini büyük bir tehdit olarak ortaya koyuyor. İçeride Kürtlerin belediyeleri kazanmasını, siyasette etkin ve siyasete alan açmasını büyük bir tehdit olarak görüyor. Medyada tek kanal olarak güvenlik algısı yaratıldığı için vatandaş şöyle bakıyor: ‘Tamam ben yoksullaşıyorum ama devletin bir beka sorunu var’ diye düşünüyor. Hepimize düşen görev bir güvenlik algısının olmadığını, tek bir güvenlik meselesinin olduğunu, onun da Tayyip Erdoğan ve Süleyman Soylu ve onların politikalarının olduğunu anlatmalıyız. Çünkü bu politikalar ülkeyi bölüyor.”
‘Adalet açığımız büyüdü’
“Geçmiş bütçelerde bütçe açığını konuşurduk, dış finansman açığını konuşurduk. Bu bütçede vicdan açığı daha da arttı. Demokrasi, adalet açığımız daha da büyüdü. İnsanlarımız yoksul, işsiz ve intihar ediyor. Birazcık vicdanı olan milletin vekili ‘ben bu yoksul vatandaşlarım için ne yapabilirim’ diye düşünür. Oysa Bakanlar Meclis’e süper lüks arabalarla geliyor. Halbuki vicdanlı bir Bakan ne yapar? Meclis koridorlarında görüyoruz AKP’li vekilleri kendileri de rahatsızlar ama maalesef diyorlar ki; Padişah Tayyip Erdoğan bunu yazmış, bize söz söylemek düşmez.”
‘Ankara bütün kaynakları tüketiyor’
“1 trilyon üzerindeki bütçede çok büyük israflar var. Saray rejimi bir israf rejimi. Ziraat Bankası çiftçileri kurtarmak için var. Ama ne yapıyor Hürriyet Gazetesi’nin alınması için yandaş bir şirkete 1 milyar dolar kredi veriyor ya da Simit Sarayı’nı kurtarıyor. Ankara bütün kaynakları tüketiyor, Ankara’da ciddi bir yolsuzluk çarkı var, Saray ekonomisi var.”
‘Bütçede kadın yok gençler yok’
“Bu bütçe erkek bütçesi, kadına yönelik bir bakış yok. Genç nüfus işsiz oranımız yüksek ve bu bütçede gençler ile ilgili bir tasarruf yok. Gençlere istihdam yaratma gibi bir hedefi yok. Yapmamız gereken işsizliği yasaklamak. 130-150 milyar birikmiş bir İşsizlik Sigortası Fonu var. Buradaki kaynakları işsize ayırmıyorlar. Bu kaynaklar ile ya kamu bankalarını kurtarıyorlar ya da sermayeye teşvik olarak veriyorlar. Kadınlara, işçilere, emekçiye, çiftçiye, memura bu bütçede hiçbir müjde yok.”
EKONOMİ SERVİSİ