Ekim 2016’da ifade vermeye gittiği emniyette gözaltına alınıp tutuklanan, Washington’un baskısı üzerine 25 Temmuz’da tahliye edilip ev hapsine konulan Pastör Brunson’ın son durumuna ilişkin avukatı İsmail Cem Halavurt konuştu. Halavurt, hakkında yurt dışına çıkış yasağı getirilen ve elektronik kelepçeyle ev hapsinde tutulan Brunson için, “Pastör Brunson cezaevindeki durumundan daha iyi bir durumda şu an. Cezaevindeyken ciddi psikolojik sorunlar yaşıyordu. Ciddi sağlık sorunları var. Ama şu anda evinde biraz daha kendisini iyi hissediyor” dedi. Halavurt, ABD ile Türkiye arasındaki gerilime ilişkin şunları söyledi: “Kendisi tüm bu siyasi gelişmelerden tedirgin. Tabii ki Amerikan hükümetinin haklarını savunmasından memnun ancak olayda gerilim tırmandıkça o da rahatsızlık duyuyor. Durumun öznesi durumunda kalıyor. Bu da onu tedirgin ediyor, rahatsız ediyor. Ama bir an önce ülkesine, Amerika’ya dönmek istiyor.”
‘Gizli tanık ekleniyor’
Avukat Halavurt, 12 Ekim’de görülecek duruşmaya kadar adli kontrol kararlarının kaldırılması için düzenli başvuruda bulunacaklarını belirterek, “Aldığımız bilgilere göre yeni gizli tanıklar dosyaya ekleniyor. Tanıklar dinlenecek ve delillerin toplanması devam edecek. Biz bu duruşmada yine adli kontrol kararlarının hem yurt dışına çıkış yasağı hem de ev hapsi kararının kaldırılmasını talep edeceğiz” diye konuştu. Hem Fethullah Gülen cemaati hem de PKK adına suç işlediği iddialarının yönetildiği Brunson’un 35 yıla kadar hapsi isteniyor.
Hoffman: Çözüm kolay değil
Washington’daki düşünce kuruluşu Amerikan İlerleme Merkezi’nde (Center for American Progress-CAP) Türkiye uzmanı Max Hoffman, ilişkilerin mevcut durumunu Amerikan’ın Sesi’ne değerlendirdi. Hoffman, Amerikan yönetimlerinin geçmişte Türkiye’yle yaşadıkları sorunları daha ziyade perde arkası diplomasiyle çözmeye çalıştığına, ancak Brunson meselesinde direkt kamuoyu önünde yaptırım açıklama yoluna gidildiğine işaret etti.
Trump’ın sabrı taştı
Hoffman bu tavır değişikliğini ilişkin şunları söyledi: “Bir kere başta Başkan Trump var, yani biraz daha zorlayıcı, zaman zaman dengesiz bir duruş sergiliyor ya da daha cesur adımlar atmayı tercih ediyor. Türk cephesine bakacak olursak Cumhurbaşkanı Erdoğan devlet kontrolünü tamamen eline almış durumda. Dolayısıyla geleneksel olarak karar verme sürecinde, yani Dışişleri Bakanlığı ya da ordu çok bu süreçte yer almıyor. Dışişleri Bakanı Türkiye’ye uzun süre baskı uyguladı ancak bunun sonucunu alamadı ve Başkan Trump’ın da sabrı taştı ve bu yüzden böyle bir adım attı.” ‘Erdoğan’ın işine geldi’ Hoffman, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iç siyasetteki meşruiyetini korumak ve seçmen grubunu birlik içinde tutmak için ‘dış ülkelerden tehdit ve komplo’ söylemini kullandığını ve giderek daha koyulaşan bir milliyetçilik üzerine politika inşa ettiğini belirterek, Amerika’yla bu son krizin bir anlamda onun işine geldiği görüşünü dile getirdi.
‘Kriz derin’
Hoffman, Türkiye ve Amerika arasındaki sorunların fazlalığına dikkat çekerek, derin bir krizin olduğunu, kısa vadede de çözülmesini beklemediğini söyledi. Hoffman, “O kadar çok sorun var ki birinde ya da birkaçında anlaşsanız bile hepsinde bir uzlaşıya varamazsınız. Hükümetler arasında güven eksikliği var. Türk toplumunda derin bir öfke ve Amerikan karşıtlığı var. Türkiye’nin Washington’da dostu kalmadı” dedi.
ABD askerlerine tutuklama talebi
“Fethullahçı Terör Örgütü ile Sivil Mücadele Platformu” avukatlarından Berzan Toprak, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak İncirlik Üssü’ndeki ABD askerlerinin tutuklanmasını talep etti. Bir dönem AKP yönetiminde de yer alan Toprak, savcılığa verdiği dilekçede ABD’li askerlere 15 Temmuz darbe girişiminde rol aldıkları suçlaması yöneltti. Avukatın, gözaltı kararı ve ifadeleri sonrası tutuklanmasını istediği ABD’li askerler arasında ABD Merkez Kuvvetler Komutanı General Joseph Votel’le birlikte 10 askerin ismine yer verildi. Buna ek olarak, “15 Temmuz darbe girişimine katılan ve tespit edilecek diğer ABD’li askerler” diye not düşüldü.
HABER MERKEZİ