Saros Körfezi’ne FSRU tesisi ve limanı için yangından mal kaçırır gibi gerçekleştirilen İDK toplantısı sonrası ÇED sürecinin başlayacağı duyurulurken, BOTAŞ boru hattı döşemeye hazırlanıyor
Bir kamu kurumu olan Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. (BOTAŞ) ‘Saros FSRU Gemi İskelesi Projesi’ bağlamında boru hattı döşemeye hazırlanırken “BOTAŞ, inşaat aşamasında kesilebilecek ağaçların 10 katı kadar ağaç dikimi yapılacağını taahhüt etmektedir” açıklamasında bulundu. BOTAŞ, yaptığı açıklamada, “Proje ile ülkemizin doğal gaza dayalı enerji üretim ve sanayi tesislerinin yoğun olduğu, aynı zamanda konut doğal gaz tüketiminin en fazla olduğu noktalara yakın Marmara Bölgesi’nin Trakya kesiminde, doğal gaz depolama ve iletim sistemi kapasitesinin geliştirilmesi ve arz güvenliğine katkıda bulunulması ve ülkemizin öncelikle Balkanlar, Avrupa ve dünya doğal gaz ticaretinde etkin bir konuma gelmesi amaçlanmaktadır” değerlendirmesinde bulunurken gerçekleri tam olarak aktarmadığı görüldü.
17 km boru hattı
AKP iktidarının ağaç katliamlarını örtmek adına başvurduğu ‘Kesiyorsak fazlasını dikiyoruz’ yaklaşımını kullandığı anlaşılan BOTAŞ, çalışmaların çevreye duyarlı şekilde bilimsel ve teknik yaklaşımlarla yürütüldüğü iddiasında bulunularak, “Proje sosyo-ekonomik fayda ile ulusal ve uluslararası standartlar gözetilerek yürütüldü. Teknik kriterler çerçevesinde hazırlanan güzergah koridoru, BOTAŞ tarafından ilgili merkezi ve yerel kamu kurum ve kuruluşlarına sunulmuş ve görüşleri talep edilmiştir” denildi. Açıklamada, proje kapsamında Saros Körfezi’nde inşa edilecek liman ve iskele tesisinden çıkış yapıp mevcut sisteme bağlanacak 17 kilometrelik bir doğal gaz boru hattı yapımını planladığı belirtildi.
İzmit Körfezi’ne dönüşür
Katar’ın bölgede petrokimya tesisi ve doğalgazçevrim santrali kurma çalışmaları sürerken Saros’a inşa edilmek istenen FSRU tesisinden çıkacak olan gazın bu tesislere taşınacağı daha önce belirtilmişti. BOTAŞ’ın açıklamalarında bu konuya değinilmezken dağıtım hattına bağlanacak açıklaması bu gerçeği değiştirmiyor. Keşan Kent Konseyi Başkanı Hasan Karagöz yaptığı bir açıklamada, “Ayrıca iki adet beyaz ürün boru hattı var, bu beyaz ürünün detayı yok. Motorin, benzin, gazyağı diye tarif ediyor. Doğalgaz ile birlikte bu üç ürün de oraya girince, liman da yapılırsa, sanayi açıldı demektir. Türkçesi tam olarak budur. Katarlıların da buraya petrokimya tesisi kurmak istediklerini biliyoruz. Burada plan içinde plan söz konusudur. Tekrar tekrar söylüyorum: Keşan, Dilovası olacak. Saros Körfezi de İzmit Körfezi gibi, balçığa dönüşmüş bir körfez olacak. Zehir soluyacağız, çocuklarımız da potansiyel kanser adayları olarak doğacak” diye belirtmişti.
Katar’la girift ilişkiler!
2018 yılında iktidar destekçisi olan basında çarşaf çarşaf Katar’a övgüler düzülüp petrokimya tesisi kuruluyor haberine yer verilip müjdeler eşliğinde sayfalarına taşımışlardı. Çıkan haberlerde, “Türkiye merkezli Metcap Energy Investments ile Katar merkezli Fusion Dynamics tarafından, yüzde 50- 50 ortaklıkla kurulan MetCap Petrochemicals, Türkiye’de 5.2 milyar dolarlık (20.8 milyar TL) yatırım yapacak. Trakya Havzası’nda kurulacak ve 4 milyar dolarlık yatırımla hayata geçirilecek Doğal Gaza Dayalı Kimya Tesisi’nde, toplam 1 milyon tonluk polietilen ve polipropilen üretilecek. Öte yandan Kırklareli ve Karaman’da ortaklığın 1.2 milyar dolar yatırım yaptığı doğal gaz kombine çevrim santralleri de inşa ediliyor” ibareleri yer aldı. Metcap Energy şirketi yeni bir şirket ve daha önce yaptığı herhangi bir işinin olmaması bu ortaklığı ayrıca sorgulattırıyor. BOTAŞ’ın açıklamalarında bu gerçeğe yer verilmiyor olması yaşanan ÇED süreçlerinde bilim insanlarının belirlediği birçok çevresel etkinin belirtilmesine karşın FSRU tesisinde ısrar edilmesi Katar’la girişilen girift ilişkilere bağlanıyor.
Saros gönüllüleri
Saros Gönüllüleri olarak bir araya gelmiş bulunan insanlar gelişmelere dair açıklamalarda bulundular. “Şimdiye kadar sanayileşmemiş, neredeyse hiç el değmemiş bakir Saros Körfezi’ne yapılmak istenen Doğalgaz ve Petrol Depolama Limanı’nın (FSRU) iptali için 2 yıldır mücadele veriyoruz. Körfez’in ortasından geçen aktif fay hattının çok çok yakınına yapılmak istenen FSRU limanı boru hattı için Saros ormanlarında binlerce ağaç kesilecek, tarım alanları yok edilecek, iskele için denize dökülecek beton ve kimyasallar sebebi ile su altındaki hayat yok olacak ve maalesef sanayileşme başlayacak… Bu sene başında Saros halkı olarak verilen mücadele ile ÇED raporunun iptali davasını kazandık. Hem de 10 farklı disiplinden bilim insanından oluşan bilirkişilerin 10’unun da bilimsel dayanaklar ile hazırladığı rapora göre… Ama maalesef bu sefer de farklı bir genelge ile iptal edilen ÇED raporu süreci, ortasından yeniden başlatılarak halkın görüşüne açıldı ve ayrıca 2020 yatırım bütçe planına alındı. Saros yıllar önce Kaptan Cousteau tarafından Kızıldeniz’in kuzey versiyonu olarak tanımlanmış, hem eşsiz su altı hem ormanları ve yaban hayatı, tarım alanları (özellikle ayçiçek tarlaları) hem de içinde endemik türler olan bitki örtüsü ile muhteşem bir doğal güzellik…”
EKOLOJİ SERVİSİ