“Sonra tekrar bana vurmaya geldiğinde tekmeler savurmaya başladı. ‘Ya sen beni öldüreceksin ya da ben seni’ diye bağırıyordu. Elimi kaldırıp yüzüne ilk tokadı vurdum. İki gün boyunca savaştık, iki gün hiç durmadan dövüştük. ‘Benim elimde öleceksin’ dedi bana. Ben de ‘Kendi ellerinle öldürebiliyorsan öldür!’ dedim. İki gün boyunca sadece su içmek için mola vererek birbirimizi hırpaladık. Onun gözleri şişmişti. Benimse vücudumun her yeri mosmor olmuştu.”
Sıradan bir “karı-koca kavgası” değildi bu. Bir tarafta, Ekvador yerli işçilerinin lideri Transito Amaguana vardı; diğer tarafta onun dizinin dibinde oturmasını isteyen alkolik ve patron işbirlikçisi kocası…
Sonunda, üçüncü gün, bu vahşi ‘kafes döğüşü’ bitip iki taraf da yere yığıldığında, komşular gelip adamı bir kulübeye kilitlediler; ertesi gün süklüm püklüm evi ve yaşadıkları kenti terk etti. 14 yaşındayken sırtına bindirilen bu yükten kurtulan Amaguana, artık tümüyle özgürdü!
14 yaşında ‘evlilik’
2009’da, 100 yaşındayken aramızdan ayrılan Ekvador yerli sendikacılığının komünist lideri Tránsito Amaguaña, 10 Eylül 1909’da Cayambe yakınlarında tarım işçisi bir ailenin kızı olarak doğdu. Aile, haftanın yedi günü çalışmak zorundaydı ve bildiğimiz anlamda bir ücret bile yoktu. “Hiç para görmedik” diye hatırlıyor Transito o günleri, “Ancak açlıktan ölmeyelim diye bir şeyler verirlerdi. Bir çuval arpa, bir çuval patates… Kadınlara ise taciz ve kırbaç!” Teyzesi Patricia’nın hastalanıp ölen bir buzağı yüzünden çiftlik sahibi tarafından katledildiğine tanık olan Transito, on yaşındayken çiftlikte çalışmaya başladı ve hiç okuma yazma öğrenmedi.
14 yaşına geldiğinde, annesi, çiftliklerde bir gelenek olan patron tecavüzünden onu korumak için, 25 yaşındaki bir adamla evlendirdi. Bir yıl sonra ilk oğlu José Luis’i doğurdu. Daha sonra iki çocuğu daha oldu. Adam bir alkolikti ve Transito’ya sürekli tecavüz ediyordu. Aynı günlerde Transito, tarım sendikalarının örgütlendiği gizli toplantılara katılırken Komünist Parti’ye üye olunca her şey çığırından çıktı. Kocası, José Luis’in kendisinden olmadığını iddia ederek çocuğu öldürünce, her şey bitti.
Grevler ve uzun yürüyüşler
21 yaşındaki Transito’nun sonraki hayatı tamamen eylemlerden ibaretti. İlk yerli sendikalarının kurulmasında başroldeydi; yalınayak, bir çocuğu kucağında, diğerinin elinden tutarak başkente yapılan onlarca yürüyüşe katıldı.
1931’de Olmedo’daki üç ay süren ilk tarım işçileri grevinde de vardı. Patronların ricasıyla gelen askerler, Transito’nun ve bütün işçi liderlerinin kulübelerini yakıp yıktı ve kaçamayanları tutukladı. Transito sonraki 15 yıl boyunca saklanarak, sürekli yer değiştirerek yaşadı. Grevde ve sonrasında kadınlar hep öndeydi ve yoldaşı Dolores ile birlikte Transito, aranırken bile hareketi yönetti. Başkente uzun yürüyüşler ve grevlerde hep ikisinin parmağı vardı. Bütün bunlar olurken liderlerinden olduğu Komünist Parti’nin hiçbir toplantısını kaçırmıyordu.
Bu arada, artık hareket oturmaya başlamış, sendikaların desteği ve köylülerin baskısıyla tarım işlerine ilişkin belirli düzenlemeler oluşturulmuştu.
1944’te Transito, Ekvador Kızılderili Federasyonu’nun (FEI) kuruluşuna katıldı. FEI, 1946’da yasal olarak tanındı ve 1931’deki grevin ilk taleplerini almaya başladı. 1950’lerde ise Kıyı Tarım İşçileri Federasyonu’nun kurulmasında çalıştı. Daha sonra ise bölgesindeki kız ve erkek çocukların eğitim görmesini sağlamak için eski yoldaşı Dolores Cacuango ile iki dilli (Quechua ve İspanyolca) eğitim veren köylü okulları kurdu.
Kirli oyunlar
Sonunda bir kulp buldular ama. 1961’de Ekvador’un yerli halkını temsilen Küba’ya, oradan da sendikalar kongresi için Sovyetler Birliği’ne gitti. Dönüşte onu bir sürpriz bekliyordu: Sovyet silahlarının kaçakçılığını yapmak ve Bolşeviklerden para almakla suçlanarak tutuklandı. Eylemcilikten vazgeçeceğini taahhüt eden bir belgeyi imzalamadığı için dört ay tutuklu kaldı ama bu arada önce babası ve annesini kaybetti. Aynı süreçte iki oğlu (Daniel ve Mesiah) ile gelinlerinden biri öldü.
Yine de vazgeçmedi. Bu sefer kooperatiflerin kurulmasına öncülük etti. 1964’te tarım birlikleri otuz yıllık mücadeleyi kazandı ve çiftçilerin bir kısmı topraklarını satın alabildi, bir kısmı da kooperatiflere devredildi.
1988’de yerli milletvekillerinin çabalarıyla Ekvador hükümeti, ona ömür boyu emekli maaşı verdi. Cayambe Yanardağı’nın yamacında, üç bin metre yükseklikteki evinde gelini ve torunuyla yaşamayı sürdürdü.
100. doğum gününden birkaç ay önce 10 Mayıs 2009’da yaşamını yitirdiğinde Transito Amaguana, halkın sevgilisi olmanın iç huzuruna sahipti. “Her yerigezdim ama hiçbir zaman kardeşlerimin kanıyla pazarlık yapmadım” diyordu son anlarında.