Tutuklu bulunduğu cezaevinden Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edilen Musa Adsız’a, kar maskeli gardiyanlar tarafından işkence edildi. Falakaya yatırılan Adsız, hortumla dövüldü, süngerli odaya atıldı, çıplak bekletildi
İşkence merkezlerine dönüşen cezaevlerinde son iki yılda onlarca tutuklu şüpheli şekilde hayatını kaybederken, cezaevlerinden her gün yeni bir hak ihlali haberi geliyor. Erzurum’da tutuklu bulunduğu sırada cezaevi idaresi ile yaşadığı sorunlar nedeniyle Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edilen Musa Adsız, 13 Ocak 2021’de getirildiği cezaevinde 5 kar maskeli gardiyan tarafından işkenceye uğradı. İşkenceye uğrayan Adsız, tek kişilik hücreye konulurken, birgün sonrasında yeniden sabah sayımında kar maskeli gardiyanların saldırısına uğradı.
Çıplak süngerli odaya atıldı
MA’dan Mehmet Aslan’ın haberine göre, Adsız işkenceye karşı çıkınca da bu kez “falaka” yapıldı. İşkence yetmiyormuş gibi gardiyanların tutanakta Adsız’ın kendilerine tekme attığını iddia etti. Tutanak Adsız’a zorla imzalatılırken, uğradığı işkenceye dair rapor almak için hastaneye gitmek isteyen Adsız’ın talebi ise karşılanmadı. Bunun üzerine Adsız, hastaneye götürülmesi için gardiyanlar tarafından odaya bırakılan cam bardağı kırarak, kollarını kesti. Yine de hastaneye götürülmeyen Adsız, hücreye gelen gardiyanlar tarafından pijama ve tişörtü zorla çıkartılarak, süngerli odaya atıldı. Burada da işkenceye uğrayan Adsız’ı görmeye gelen revir çalışanları, Adsız’ın kolluna dikiş atarak, onu orada yalnız bıraktı.
Görüntüler silinmiş
Adsız, gördüğü işkence için Bolu Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu. Bunun üzerine açılan soruşturma kapsamında Adsız, 6 Ağustos 2021’de SEGBİS ile savcılığa ifade verdi. Adsız’ın ifadesi ardından savcılık işkence iddialarına dair cezaevi idaresinden kamera kayıtlarını istedi. Ancak cezaevi idaresi, işkencenin olduğu hücre ile koridora ait 14 Ocak ile 24 Nisan tarihleri arasındaki görüntülerin “sistemsel” bir sorun nedeniyle silindiğini ileri sürdü. Adsız’ın süngerli odaya atıldığına dair de görüntü isteyen savcılığa idare, 14 Ocak ile 3 Nisan arasındaki görüntülerin aynı sorundan kaynaklı silindiğini iddia etti.
İşkenceye takipsizlik
İdarenin verdiği yanıtlar dikkate alan savcılık, Adsız’ın ifadesi dışında işkenceye dair yeterli delil bulunmadığını belirterek, 31 Ağustos 2021’de takipsizlik kararı verdi. Ancak Adsız, takipsizlik kararına ilişkin 14 Eylül’de Bolu Sulh Ceza Hakimliğine başvurdu. Başvuruyu değerlendiren hakimlik, hiçbir inceleme dahi yapmadan savcılığın verdiği takipsizlik kararının yerinde olduğuna kanaat getirerek, başvuruyu 22 Eylül’de reddetti. Hakimliğin reddi ardından Adsız, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu ancak başvuruya henüz yanıt verilmedi.
İşkence başvurusuna işkence ile cevap
Adsız’a yapılan işkence sonrası Haziran’da cezaevine gittiklerini belirten ÖHD üyesi avukat Tahir Demirci, müvekkilinin Ocak’ta ve Mayıs’ta işkenceye uğradığına dikkat çekti. Müvekkiline yönelik işkence nedeniyle psikolojisinin de zarar gördüğünü ve bu nedenle psikoloğa başvurduğunu ancak çıkarılmadığını ve ilaç talebinin reddedildiğini de belirten Demirci, bu taleplerin ardından müvekkilinin tekrardan işkenceye uğradığını dile getirdi.
Bacağını kırdılar
Bu ikinci işkencenin psikoloğun odasında başladığını dile getiren Demirci, gardiyanların müvekkilini hücreye götürdüğü sırada bacağını uzatarak üzerine bastıklarını ve müvekkilinin bacağının kırıldığını belirtti. Müvekkilinin bacağının kırık ve alçıda görüşe geldiği bilgisini paylaşan Demirci, “Öyle ki bu işkenceyi eğlence haline getirmişler. Müvekkilim de kendisine yönelik işkenceyi bu şekilde değerlendiriyor” diye kaydetti.
‘Böyle işkence görmemiştim’
Demirci, “Orada karşılaştığımız tablo, bir faciaydı. Vücudunun birçok yerinde türlü türlü işkence izleri vardı” dedi. Müvekkilinin hortumla işkenceye uğradığını, üzerinden bir ay geçmesine rağmen çeşitli yerlerinde morlukların oluştuğunu ifade eden Demirci, “Yaralar tazeydi. Ağır izler ve darbeler duruyordu” diye kaydetti.
Müvekkili Adsız’ın gördüğü işkenceye rağmen hastaneye götürülmediğine işaret eden Demirci, “Günlerce acı içinde bırakılıyor. Müvekkil acılara dayanamıyor ve en sonunda odasına bırakılan cam bardakla intihar girişiminde bulunuyor. Ben daha önce çıplak gözle böylesi bir işkenceye şahit olmamıştım” diyerek, işkencenin boyutunu dikkat çekti.
Cezasızlık cesaret veriyor
Müvekkilinin kameralar önünde işkenceye uğradığını dile getiren Demirci, “Bu tür durumlarda cezasızlık politikası devreye giriyor. Devlet, kendi kurumunun kurumunu ve gardiyanını koruması söz konusudur. Bu nedenle cezasızlıkla sonuçlanmasından korkuyoruz” diye belirtti. Demirci, “İşkenceye dair idare ile görüşmek istedik ancak bizimle görüşmedi. En son 14 Ekim’de yaptığımız görüşme ardından bazı taleplerinin karşılanmaya başladığını gördük” diye kaydetti.
Emirler yukardan
Cezaevlerinde yaşanan ihlallere dikkat çeken Demirci, tutuklulara yönelik işkencenin kaynağına da işaret ederek, “Kaynağı AKP-MHP faşizmidir. Daha önce de iyi durumda değildi. Ama artık hat safhaya ulaştı. Ben bunun talimatlarla, yukardan gelen yazılarla yaşandığını düşünüyorum” diyerek devamında “Hep birlikte bu düzenin uygulamalarına karşı durabilmeliyiz. Ancak bu şeklide sonunu getirebiliriz” dedi.
İSTANBUL