Her ülke bir şeyi ile bilinir ya, Bolivya’nın da darbeleri meşhurdur. Evo Morales iktidara gelene kadar, ortalama, bir yıla iki darbe düşüyordu. Hani Latin Amerika için, “sabah erken kalkanın darbe yaptığı yer” dedikleri şey, aslında daha çok Bolivya yüzünden yapıştı kıtaya. Yoksa birçok Latin Amerika ülkesi, darbe liginde, bizden çok daha altta yer alıyor.
Sağda ve solda toptancı politik analiz dünyasında, bütün Latin Amerika’yı aynı torbaya koyup sallarsın, artık hangi gerçeğe çarparsa geleneği olduğundan, pek de önemli değildir bu ayrıntı.- Bolivya geçtiğimiz yıl, bu meşhur mamulünden bir tane daha yaşadı ve Evo Morales, genelkurmayın başkanının istifa etmeli çağrısı karşısında çok fazla duramadı ve sürgüne gitti. Başta ABD olmak üzere bazıları çok sevindi ve 11 yıldır kapalı olan ABD elçiliği yeniden açıldı. Bir elçi atandı hemen, demokrasinin gelişini kutladı başkan. Tabii işin ilginç kısmı, ABD elçisi ve bazı çalışanları zaten darbe girişimi yüzünden sınır dışı edilmişti. İnsan biraz kuşkulanıyor tabii… Ancak artık, bu kadar ince, dolaylı düşünmeye hiç gerek olmadığı bir dünyada yaşıyoruz. ABD, hem Bolivya’da Evo Morales hükümetini hem de Venezuela hükümetini devireceğini çok açıkça ilan etti zaten. Bunun için defalarca, ordularına çağrı da yaptı. Hatta yetmedi şimdinin modası “Özel güvenlik” şirketine bile ihale edildiği de oldu darbe işinin…
-Eskidendi yani gizli servis ajanlarına, gizli mesajlar filan, faşist oldukları kadar küstah da artık iktidarlar.- Burada esas önemli olan, kıtanın ve hatta hala dünyanın en büyük abisi ABD’nin desteğinde bir darbe hükümeti zamanında, ülkede hâlâ oligarşinin elinde bulunan ana medya olmasına ve Morales’in sürgüne gönderilerek devre dışı, etkisiz bıraktırıldığı bir seçime rağmen MAS’ın yeniden ilk turda seçimi kazanabilmesiydi. Bununla ilgili ayrıntıları başka yazılarda değinebiliriz ama asıl belirleyici olanı, Fernando Leon’un “Güneşli Pazartesi” filmindeki bir fıkradan daha iyi anlatan bir şey yok bence; “Sovyetler Birliğinde iki yaşlı komünist yürürlerken konuşuyorlar. ‘Yoldaş, sana kötü bir şey söyleyeyim, Sosyalizmle ilgili anlatılanların bazı şeyler doğru değil galiba.’ Diyor biri. Diğeri ‘Ben sana daha da kötüsünü söyleyeyim, Kapitalizm ile ilgili olanların hepsi doğru!”
Evo Morales sosyalizmi (!) bolca yanlışları, beceriksizlikleri ve hiçbir zaman muktedir olamayan haliyle bile hâlâ Bolivya halkının tercihi durumunda ve bu her şeye rağmen böyle. Bu seçim sonucu, çok etkili olmasa da yine de ‘Neoliberalizme karşı bir aşı’ tadı veriyor insana. Darısı dünyanın bütün hastalıklarının başına…