Türkiye’nin Federe Kürdistan’daki sıklaşan hava operasyonlarını değerlendiren gazeteci Seyit Evran, bunun bölgesel planın bir parçası olduğunu vurguladı
Ahmet Kanbal/Diyarbakır-MA
Mahmur ve Zînî Wertê’ye yönelik saldırıların Türkiye’nin Kandil ve Xakurkê’ye dönük planlarının bir parçası olduğuna işaret eden gazeteci Seyit Evran, “Kürtler adına ne varsa bunu yok etmek istiyorlar” dedi. Bölgede siyasi gerilim tırmanırken, bölgeyi yakından takip eden gazeteci Seyit Evran, KDP’nin Türkiye’nin planları kapsamında saldırıya ortak olduğu değerlendirmesi yaptı. Mezopotamya Ajansı’nın (MA) sorularını yanıtlayan Evran, Mahmur ve Zînî Wertê’deki saldırıların paralel ele alınması gerektiğini altını çizdi. Türkiye’nin, Kürtlerin ulusal birlik çalışmalarını hedeflediğine işaret eden Evran, saldırının tepkiyle karşılandığını söyledi. ABD’nin de saldırıda müdahalesinin olduğunu belirten Evran, ABD Türkiye’nin saldırılarına izin vererek, ilerde Türkiye ile birlikte Kürtlerin bazı kesimlerini İran’a karşı mevzilendirmeyi amaçladığı yorumunda bulundu.
Bölgesel hegemonya planı
Bölgedeki gelişmelerin bağlantılı olduğunun altını çizen Evran, Irak’ın dünya enerji piyasasının önemli bir kısmına sahip olduğuna dikkat çekerek, “İran hattı bunun üzerinden geçiyor. Bunun açılım noktası Suriye üzerinden Akdeniz’dir. O açıdan bağlantılıdır ve denklem bunun üzerinden kuruluyor” dedi.
Bölgesel Yönetim’in izni ile Türkiye’nin sadece Behdînan bölgesinde (Zaxo-DuhokHewler çevresinde) 23 ayrı askeri üs kurduğunu belirti. Evran, Türkiye ile KDP arasındaki ticari ilişkilere dikkat çekerek, “Başur’da (Irak Federe Kürdistan Bölgesi) şu an ekonomik işgal var. Siyasi işgal var. Kültürel işgal ve asimilasyon faaliyetleri çok yoğun bir şekilde var” diye konuştu.
Operasyon planları
AKP’nin bölgeye yönelik planlarının son olarak 2018 yılında Bradost bölgesindeki saldırılarla devreye konulduğunu anımsatan Evran, “Uzun süredir Kandil’e dönük saldırı planları yapılıyor. Bradost saldırısı başladığında ‘Kandil’e 30 kilometre kaldı’ manşetleri atılıyordu. Hedef bir Xakurkê, iki Kandil. Kürtlerin her zaman direniş noktası olmuştur buralar. Bu zamana kadar Xakurkê’ye ne İran ne Irak ne de Türkiye girebilmiştir. Her 3 parçada ne zaman rejimler halka baskı yaparsa, bu bölgelerde halk kendisini korumuştur. Kandil de her zaman Kürtlerin direniş noktası olmuştur. Şimdi Kandil’e dönük bir operasyon planlıyorlar” dedi. Zînî Wertê bölgesine dönük planın Kandil ve Xakurkê’yi de kapsadığını belirten Evran, “Bu plan yürümüyor. Bölgesel hükümet adına güç gönderildiği, koronavirüsünün gerekçe yapıldığı söyleniyor ama öyle değil. YNK bölgesidir. Burada bir sorun varsa, bunun önlemini YNK alacak” şeklinde konuştu.
YNK katılmıyor
KDP’nin Türkiye ile birlikte bir operasyona tek başına girmekten çekindiğine değinen Evran, KDP’nin Kandil’e bir operasyon yapılabilmesi için YNK’nin de dahil edilmesini istediğini, ancak YNK’nin buna ikna edilemediğini söyledi. Evran, şunları söyledi: “Kürtlerin birçok gücünün ortaklaştırılması isteniyor. YNK bu plana dahil edilmek isteniyor ama olmuyor. Güneyli siyasetçiler ‘Gerilla burada ne arıyor?’ diye soruyor. Başur halkı tüm Kürt güçlerini Kürdistan’ın güçleri olarak görüyor. Hükümet adına bir partinin söylediği geçersiz oluyor. Bu plan sürdürülmek isteniyor, fakat Başur halkı ve özellikle Zînî Wertê bölgesindeki halkın tepkisinden dolayı bu plan yarı yarıya boşa çıkmış görünüyor. Ama bunu tümüyle boşa çıkaracak olan Başur halkının göstereceği tutumdur. Aydınların göstereceği tutumdur.” Yaşananlar karşısında YNK’nin tavrını gençlerin belirlediğini ve yeni yönetiminin KDP’nin egemenlik politikalarını kabul etmediğini dile getiren Evran, YNK’yi bitirmeye dönük bir çaba da olduğunu sözlerine ekledi. Evran, YNK’nin aynı zamanda kendisine dönük bir plan olduğunun da farkında olduğunu ifade ederek, saldırının halk arasında “PKK ve YNK’ye karşı açılmış bir savaş” olarak yorumlandığını da belirtti.
Peşmerge çatışmak istemiyor
Türkiye ile birlikte KDP’nin Kandil’e operasyon planında ısrarcı olması durumunda, bölgede bir serhildanın yaşanmasının söz konusu olabileceğine işaret eden Evran, şöyle devam etti: “Başur halkı Kürt güçlerinin yabancı güç yüzünden birbirine girmesini kabul etmiyor. Bir de peşmerge içinde çok ciddi hareketlenmeler var. Bazı bölgelerdeki peşmerge güçleri bölgeye aktarılmak istenirken, ‘biz savaşmak istemiyoruz’ diyerek, kabul etmiyorlar. PKK Lideri Sayın Abdullah Öcalan’ın esaretinden sonra ortaya koyduğu Kürt ulusal birliği projesinin sonucudur. 2007’den 2015’e kadar birçok defa Kandil’e dönük operasyon denemeleri oldu. Ancak peşmerge komutanları ve güçlerinin tutumu bunu engelledi. Halk da Türkiye ile ortak hareket edilmesi girişimlerine karşı çıkıyor. Mahmur ve Zînî Wertê’deki saldırılar paraleldir. Koordinatlar veriliyor. Ondan sonra yapılıyor. DAİŞ saldırdığında da Şengal ilk hedefti, sonraki hedef ise Mahmur’du. Şengal inanç anlamında vardır. Mahmur direniş noktasıdır. O yüzden hedef orası oldu. DAİŞ yapamadı bazı şeyleri. DAİŞ’in yapamadıklarını ustaları mı yapmaya çalışıyor? Saldırılara bakınca odur. Birbirini tamamlayan biçimde gelişiyor. O yüzden bağlantılıdır. Halk da bunu kabul etmiyor. Düşünün yan yana 3 güç var. Görüşmeye gidip gelen 3 gerilla hava saldırısına uğruyor. Başur halkı bunu kabul etmiyor.”
Seyit Evran son olarak Kürtler arasındaki birliğe değinerek sözlerini bitirdi. Evran şunları söyledi: “Bölgede daha önce Kürt ulusal birliği kapsamında yapılan önemli görüşmeler ve kurulan komitelere vardı. Türkiye tüm bu girişimler önünde engel olmaya çalışıyor.