Hüseyin Aykol
Avrupa Birliği, G-7 ve NATO zirveleri sona erdi. Dünya liderlerinin çoğu ve söz konusu ülkelerin meclisleri tatile çıktı. Türkiye’de de okullar kapandı. Lise ve üniversite giriş sınavları yapıldı. Hatta meclisi bile tatile girdi. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemiz tatil havasında. Üstelik bugünden itibaren 9 günlük Kurban Bayramı tatili başlıyor. Havada tatil kokusu var. Olmalı ama…
İnsanlar iki yıldır Covid pandemisinin getirdiği ekonomik ve moral sıkıntılardan, kısıtlamalardan bunalmıştı. Artık koruyucu maskelerin çıkarılıp atılmasıyla sokaklara, parklara ve hatta sahillere akmayı umuyordu. Ancak son iki yıldır iktidarın uyguladığı ve böylece kendi bir avuç yandaşını zenginleştirirken, herkesi acımasızca yoksullaştıran politikaları yüzünden sokağa dahi adım atamaz haldeyiz.
Buna rağmen, iktidar yanlısı gazetelerin magazin sayfaları sahillere akan ünlü ya da ünsüz insanların paparazzi fotoğraflarıyla dolup taşıyor. Çoğu artist ya da şarkıcıların yayınlanan bol bol fotoğraflarıyla kimin kiminle nerede tatil yaptığını öğreniyoruz. Çalışmışlar, yorulmuşlar ve tatili hak etmişlerdir herhalde:) İşte böylesine ünlü mekanların başında Bodrum geliyor, yıllardır olduğu gibi.
Ülkemizin dünyaca ünlü tatil beldelerinden biri Bodrum. Buranın şansı biraz da “Halikarnas Balıkçısı” mahlas adıyla ünlenen Cevat Şakir Kabaağaçlı ile dönmüştü on yıllar önce. Tarihi kalıntıları, olağanüstü güzel ve temiz denizi ve buralardaki Mavi Tur gezilerine katılan bilim insanlarının buluşmalarıyla ünlendi burası. Sonra da İstanbul sosyetesi keşfetti Bodrum’u. Ve bugünlere geldik…
Şimdilerde Bodrum’un ne kadar aşırı pahalı olduğu çok konuşulsa da, insanların yine de buraya tatile gelmesi için müzelerinden, kitabevlerinden de söz ediliyor. Hatta bu yıl, buraya Ayvalık ya da Şirince’dekine benzer bir düşünce kuruluşu, bir nevi akademi de kuruldu. “Bodrum Institute” isimli bu akademinin başkanı, reklamını şöyle yapıyor: Ankara’daki bir panele birini çağırsanız, karar vermek için süre isteyenleri, buraya davet ettiğimizde anında kabul ediyor…
Sevgili Bodrumlular ve Bodrum’un saygıdeğer turistleri, ben de sizlere bir müjde vereyim: Türkiye’nin en değerli turistik beldelerinden biri olan Bodrum’un artık bir cezaevi var. Diyeceksiniz, zaten vardı. Yok öyle sıradan bir ilçe cezaevi değil bu. Bir de “S tipi” cezaeviniz var artık! Bodrum, bundan sonraki yıllarda sadece turizm ile değil artık bol bol bu cezaevi ile anılacak. Neden mi?
Yıllar önce zamanın iktidarı, siyasi mahpusları tekli ya da üçlü hücrelerden oluşan F tipi cezaevlerine koyabilmek için ‘hayata dönüş’ adı altında bir katliam yapmak zorunda kalmıştı. S tipi cezaevleri, hücre tipini yani tecridi daha da yükselterek mahpusa yasaların tanıdığı insani hakların çoğunu yok sayan bir anlayışla inşa edildi ve buna uygun şekilde yönetilmeye başlandı.
Böylesi cezaevlerinde hiç olmazsa yasaların verdiği hakları alabilmek için -Sincan’da- açlık grevleri başladı. Son derece insani hak arayışlarının böylesi cezaevlerinde daha da yükselmesi bekleniyor haklı olarak. İşte bu haberleri Bodrum’dan da bol bol duyacağız. Sadece Bodrum’dan da değil, komşusu Antalya’dan da böylesi haberler gelecek herhalde. Çünkü oraya da S tipi bir cezaevi açıldı.
Haydi hep beraber tatil şarkımızı söyleyelim: Bodrum, bodrum… Duygu biraz duygu, Bütün isteğim buydu, Biraz deniz biraz uyku, Bütün isteğim buydu…