Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk, bugünkü köşesinde SADAT’ın ambargoyu delerek 5 bin Suriyeliyi Libya’da eğittiğine ve silah transfer ettiğine dair BM raporunun ayrıntılarına yer verdi. SADAT yönetiminden Tanrıverdi ise raporu yalanladı
Birleşmiş Milletler’in (BM) 2021 ve 2019 yıllarında, “SADAT’ın ambargoyu delerek 5 bin Suriyeliyi Libya’da eğittiği ve silah transfer ettiği”ne dair yayınladığı rapor tekrar gündeme geldi. Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk bugünkü yazısında rapordaki suçlamaların ayrıntılarını yazdı. Öztürk’e konuşan SADAT Yönetim Kurulu Başkanı Melih Tanrıverdi ise “Ciddi kanaate varsalardı bize yaptırım uygularlardı” diyerek ithamları yine reddetti.
Köşe yazısında BM’nin 2021 yılına ait 548 sayfalık raporunu ve 2019 yılına ait 289 sayfalık raporuna değinen Öztürk, raporlarda Türkiye’nin hangi nakil vasıtasıyla silah ambargosunu ihlal ettiğine ilişkin bilgilerin aktarıldığına dikkat çekti.
‘Türkiye ambargoyu deliyor’
Öztürk, BM’nin 2021 yılı raporunda Mısır, Ürdün, Suriye, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Türkiye’nin çeşitli silahları ve silah sistemlerini Libya’ya transfer etmesinin silah ambargosunun ihlali olduğunun kaydedildiğini belirtti.
BM’nin 2023 tarihli 289 sayfalık raporunda ise “Türkiye’nin hangi tarihte hangi nakil vasıtası ile silah ambargosunu ihlal ettiği” ayrıntılandırıldı. Raporda, BMGK’nin 2095 sayılı kararında Libya hükümetine verilebilecek teknik destek ve eğitim desteğinin ancak güvenlik ve silahsızlandırma amacıyla yapılabileceği, Türkiye’nin sağladığı eğitim desteğinin ise “Güvenlik ve silahsızlandırma” amacını taşımadığı belirtiliyor.
‘SADAT 5 bin kişiyi Libya’ya götürdü’
BM’nin raporunda SADAT’a ilişkin kısımlara değinen Öztürk, şu ifadeleri kullandı:
“Ancak en dikkat çekici iddialardan birisi Türk Savunma Şirketi olarak tanımlanan SADAT’ın Milli Mutabakat Hükümeti Hava Kuvvetlerine ve Suriyeli savaşçılara eğitim desteği verdiğidir. Söz konusu raporda, verilen eğitim desteğinin BM Güvenlik Konseyinin 1970 sayılı kararının 9’uncu maddesinde öngörülen ambargoyu ihlal niteliğinde olduğu belirtiliyor. SADAT’ın Suriye Milli Mutabakat Hükümeti yanlısı yaklaşık 5 bin kişiyi Libya’ya götürdüğü ve maaşlarını ödediği tespiti yapıldığı kaydediliyor.”
Tanrıverdi iddiaları yalanladı
BM raporuyla ilgili olarak Öztürk’e konuşan SADAT Yönetim Kurulu Başkanı Melih Tanrıverdi, şu şekilde konuştu:
“Rapora 30 gün içinde cevap verilmesi istenmişti. ‘Libya’da böyle bir faaliyetimiz yoktur’ diye cevap verdik. Kaynak olarak bir profesör ve bir internet sitesi gösterilmiş, bizim cevabımız üzerine BM den ‘Her ne kadar SADAT iddiaları reddetse de SADAT’ın Libya’da faaliyette bulunduğu düşünülmektedir’ deniliyor. İstenilirse mal varlıklarını dondurma, seyahati engelleme getirebilirler. Ciddi kanaate varsalardı bize yaptırım uygularlardı. Örneğin WAGNER Grubu (Rus hükümeti, paralı asker grubu) ile ilgili bilgi ve belgelere ulaşmışlardı. Şirketimiz Afrika’ da Ortadoğu’ da önemli iş geliştirmeleri yapıyor. BM’i kullanıyorlar. Ayağına basıyoruz o nedenle bizi karalamaya gidiyorlar. Bizim Libya’da bir faaliyetimiz olmadı. Olsaydı bunu WAGNER de olduğu gibi belgelerler ve yayınlarlardı.”
Öztürk: BM’nin yaptırım gücü yok
Öztürk ise, söz konusu BM raporlarının doğrudan yaptırım gücü olmadığına ama başta Uluslararası Ceza Mahkemesi ve diğer uluslararası mercilerce kanıt olarak kullanıldıkları takdirde Türkiye’nin olumsuz hukuksal sonuçlarla karşılaşabileceğini yazdı.
BM’nin sıraladığı ihlaller
BM uzmanlar paneli raporunda Türkiye’ye yönelik sıralanan ihlaller şu şekilde:
- Avrasya Denizcilik Şirketi tarafından işletilen ve Türk askerleri eskortluğundaki Tanzanya bandıralı “Çirkin” isimli geminin BMGK’nın 1970 sayılı kararının 9’uncu maddesinde öngörülen ambargoyu ihlal ederek yasaklı askeri materyali Libya’ya götürdüğü (paragraf 69),
- Türkiye’nin 23 Ekim 2019 tarihinde ASELSAN Koral Elektronik Muharebe Sistemini Libya’ya götürdüğü ve bu şekilde silah ambargosunu ihlal ettiği (paragraf 76)
- Türkiye’nin 17 Ocak 2020 tarihinde 6 MİM-23 ve Korkut Hava Savunma Sistemlerini Libya’ya götürdüğü ve bu şekilde silah ambargosunu ihlal ettiği (paragraf 76),
- Türkiye’nin 27 Ocak 2020 tarihinde Roketsan UMTAS Anti-tank Savunma Sistemlerini Libya’ya götürdüğü ve bu şekilde silah ambargosunu ihlal ettiği (paragraf 76),
- Türkiye’nin 21 Mart 2020 tarihinde FNSS ACV-15 muharebe aracını ve Fırtına toplarını Libya’ya götürdüğü ve bu şekilde silah ambargosunu ihlal ettiği (paragraf 76),
- Türkiye’nin 19 Nisan 2020 tarihinde TAI Anka SİHA’ları Libya’ya götürdüğü ve bu şekilde silah ambargosunu ihlal ettiği (paragraf 76),
- Türkiye’nin 27 Mayıs 2020 tarihinde STM Kargu-2 Mühimmatı ile silah ambargosunu ihlal ettiği (paragraf 76),
- Türkiye’nin 18 Temmuz 2020 tarihinde Roketsan T-122 Sakarya ÇNRA’yı Libya’ya götürerek silah ambargosunu ihlal ettiği (paragraf 76),
- Türkiye’nin 9 Ekim 2020 tarihinde 120 mm Havanları Libya’ya götürerek silah ambargosunu ihlal ettiği (paragraf 76).
SADAT hakkında
SADAT, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eski başdanışmanlarından Adnan Tanrıverdi tarafından kuruldu. SADAT’ın kökleri 28 Şubat döneminde “irticai faaliyet” gerekçesiyle ordudan atılan subayların 2000 yılında kurduğu ‘Adaleti Savunanlar Derneği’ne (ASDER) dayanıyor. ASDER tarafından oluşturulan ‘Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği’ (ASSAM) ise 2017 tarihli ‘İslam Ülkeleri Birliği Deklarasyonu’ yayınladı. Deklarasyonda, ‘ASRİKA İslam Devletler Birliği’nden söz ediliyor; “İslam ülkeleri birliği oluşmasını engelleyecek tutum ve girişimlerin olması halinde askeri güç kullanılmasından” söz ediliyordu. SADAT da, ASSAM’ın fikri temelleri üzerine ve ASSAM’la aynı logoyu kullanarak 28 Şubat 2012’de kuruldu.
‘Arap Baharı’ ismi verilen sürecin Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da sürdüğü, Libya’da Muammer Kaddafi’nin NATO destekli isyanla devrildiği, Suriye’de de iç savaşın derinleştiği bu dönemde SADAT, özellikle Suriye’de silahlı muhalefete destek ve eğitim verdiği, aynısını Libya’da da Ankara’nın desteklediği hükümet için yaptığı iddialarıyla gündeme geldi.
İSTANBUL