BM Raportörü Mary Lawlor, tutuklu iş insanı Osman Kavala’nın serbest bırakılmamasının ülkede adalet arayan herkes için çok geniş kapsamlı sonuçlara yol açabileceği konusunda uyarıda bulundu
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Savunucularının Durumu Özel Raportörü Mary Lawlor, iş insanı ve insan hakları savunucusu Osman Kavala’nın tutuklanmasından bu yana 5 yıl geçtiği hatırlatarak değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’nin mahkeme kararını görmezden gelmeye devam etmesinin, bölgesel insan hakları mekanizmasına yönelik tehlikeli bir saldırı anlamına geldiğini söyleyen Lawlor, Türkiye’nin Kavala aleyhindeki iddialarını destekleyen delillerin AİHM tarafından yetersiz bulunduğuna dikkat çekti.
“AİHM tutukluluğun asıl amacının onu susturmak olduğunu düşünmektedir” diyen Lawlor, Türkiye’nin AİHM’nin Kavala’nın serbest bırakılmasına karar veren 2019 kararını defalarca görmezden geldiğini ifade etti. Lawyor devamla şunları belirtti: “AİHM kararları kesindir ve tüm Türk mahkemeleri için bağlayıcıdır. Karara uymama, Türkiye’nin imzaladığı ve taahhüt ettiği insan hakları belgelerini reddetme kararıdır.”
63 yıllık AİHM tarihinde ikinci
Kavala’nın tutukluluğunun devam etmesinin ardından AİHM’nin, Türkiye aleyhine ihlal davası açtığına dikkat çeken Lawlor, bu durumun Avrupa Mahkemesi’nin 63 yıllık tarihinde ikinci kez yaşanan bir durum olduğunu söyledi. Lawlor, 11 Temmuz 2022’de mahkeme Türkiye’nin önceki karara uyma yükümlülüğünü yerine getirmediğini tespit ettiğini ve Kavala’nın serbest bırakılması için nihai kararını yeniden açıkladığını ama bugüne kadar Kavala’nın hala serbest bırakılmadığını sözlerine ekledi.
Kavala’nın haksız yere 5 yıldır tutuklu olduğunu ve derhal serbest bırakılması gerektiğini dile getiren Lawlor, Türkiye’nin bu tutumunun yalnızca hapsedilen aktivist için değil, tüm insan hakları savunucuları için bir darbe olduğunu kaydetti.
Çağrıya destek
AİHM’in, ihlaller adına adalet arayan insan hakları savunucularının elinde kalan az sayıdaki yollardan biri olduğunu ve bu yolun da onlardan alınmaması gerektiği söyleyen Lawlor’un çağrısına, Barışçıl toplanma ve örgütlenme özgürlüğü haklarına ilişkin Özel Raportör Clément Nyaletsossi Voule ile Keyfi Gözaltılana Karşı Çalışma Grubu Başkanı Miriam Estrada-Castillo, Başkan Yardımcısı Mumba Malila ile üyeler Elina Steinerte, Priya Gopalan ve Matthew Gillett de destek verdi
MA / Rüştü Demirkaya