Irak hükümetinin başvurusuyla Türkiye’nin operasyonları ve Zaxo-Perex Katliamı’nın görüşmek BMGK toplandı. BM temsilcisi “Uluslararası kabul görmüş standartlara karşı şok edici bir saygısızlık” dedi. Ülkeler katliamı kınarken Meksika, tarafsız ve bağımsız bir soruşturma çağrısında bulundu. Irak temsilcisi, BMGK’den, Türkiye’nin güçlerini çekmesini zorunlu kılan acil karar yayınlaması, tazminat ödemeye mecbur edilmesi talebinde bulundu
Irak hükümeti Zaxo’ya bağlı Perex’te mesire alının ın bombalanmasıyla 9 sivilin katledilmesini BM Güvenlik Konseyi (BMGK) gündemine taşıdı. Brifing veren BM temsilcisi katliamın 5 top mermisi ile olduğunu kaydetti. Katliamı kınayan Gabon temsilcisi “Bu korkakça ve aşağılıkça eylem uluslararası hukukun açık bir ihlalidir” dedi. Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, uluslararası bir bağımsız soruşturma ekibi talep etti.
Üçü çocuk 9 kişinin hayatını kaybettiği Zaxo’daki katliam, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ndeki acil oturumda 26 Temmuz 2022’de ele alındı. New York’ta bulunan BM Genel Merkezi’ndeki BM Güvenlik Konseyi oturumuna katılan üye ülkelerin temsilcileri, söz alarak Zaxo-Perex Katliamını kınadı ve Irak’a desteklerini yineledi.
BM Irak Özel Temsilcisi Jeanine Hennis-Plasschaert: 5 top mermisi atıldı
BMGK oturumuna oturuma video konferans yolu ile katılan BM’nin Irak Özel Temsilcisi Jeanine Hennis-Plasschaert, katlaim hakkında sunum yaptı. Plasschaert, verdiği brifingde, Irak’a yönelik saldırıların ülkeyi zayıflattığına vurgu yaptığını kaydetti. Perex’teki katliama ilişkin ayrıntıları paylaşan Jeanine Hennis-Plasschaert, şunları söyledi:
“20 Temmuz günü öğleden sonra, 5 top mermisi tanınmış bir turizm merkezi olan Perex’i vurdu. Yılın bu zamanında beklendiği gibi, bu tatil yeri çocuklar da dahil ziyaretçilerle doluydu. İlk bomba Perex’e bakan ıssız bir tepeye düştü. Ancak bir sonraki mermiler tatil köyünün merkezine isabet etti ve biri 1 yaşında bir bebek, 3’ü çocuk 9 sivili öldürdü ve 33 kişiyi yaraladı. Yaralılardan 11’i ameliyata alındı ve 3’ünün durumu halen ağır. Irak Hükümeti, toplanan delilleri değerlendirerek, bu trajik olayı en açık şekilde Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağladı. Bu arada Türk Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’nin sivillere yönelik her türlü saldırıya karşı olduğunu ve ‘gerçeği ortaya çıkarmak için gereken adımları atmaya hazır’ olduğunu belirten bir basın açıklaması yaptı. Ertesi gün Türkiye’nin Bağdat Büyükelçiliği sosyal medya üzerinden, ‘PKK terör örgütü tarafından şehit olan Iraklı kardeşlerimize başsağlığı diliyoruz’ dedi. Aynı zamanda, 20 Temmuz’da Kürdistan İşçi Partisi (PKK) bölgede bulunduğunu inkar eden ve saldırıdan Türkiye’yi sorumlu tutan bir açıklama yaptı.”
Irak Ulusal Güvenlik Konseyi, bu trajik olaylara yanıt olarak aynı gün acil bir toplantı yaptı. Konsey, ‘Türkiye’nin saldırısını’ şiddetle kınadı ve Irak topraklarını komşu ülkelere saldırmak ve ‘hesaplarını tasfiye etmek’ için bir üs olarak kullanılmasını reddetti. Dışişleri Bakanlığı, Irak’a yönelik ‘tekrarlanan Türk saldırılarına’ ilişkin bütünlüklü bir dosya hazırlamak, Türk büyükelçisini nota vermek için çağırmak, yeni bir büyükelçiyi göndermeden Irak maslahatgüzarını Ankara’dan getirmekle görevlendirildi. Bakanlık, BM Güvenlik Konseyi’ne şikate etmek de dahil, ‘en üst düzeyde diplomatik yanıt vereceklerini’ açıkladı. 21 Temmuz’da siyasi yelpazede yer alan Iraklı liderler üst düzey bir toplantı yaptı ve ‘Türkiye’nin saldırısını’ kınayan ve ‘uluslararası şikayet prosedürlerini destekleyen’ ortak bir bildiri yayınladı. 23 Temmuz’da Başbakan Mustafa el-Kazımi, Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur Barzani ile bir araya geldi. Toplantıdan sonra yayınlanan ortak açıklamada, iki taraf ‘Türkiye’nin Irak topraklarına yönelik saldırılarını şiddetle kınadı.’”
2018’den bu yana 22.700’den fazla defa ihlal
BM’nin Irak Özel Temsilcisi Jeanine Hennis-Plasschaert sunumuna şöyle devam etti: “23 Temmuz’da Irak Parlamentosu, Dışişleri ve Savunma Bakanları, Genelkurmay Başkanı ve Müşterek Harekat Komutan Yardımcısı’nın huzurunda olayı görüşmek üzere toplandı. Dışişleri Bakanı Parlamento’da yaptığı sunumunda, 2018’den bu yana Türkiye’nin Irak’ın egemenliğini 22.700’den fazla defa ihlal ettiğini kaydetti. Ayrıca Dışişleri Bakanlığı’nın 2018’den bu yana Türkiye’nin ‘müdahalesine’ karşı 296 protesto notası sunduğunu belirtti. Aynı toplantıda, Parlamento Güvenlik ve Savunma Komisyonu, PKK unsurlarının Irak’tan çıkarılmasını, tüm Türk kuvvetlerinin geri çekilmesini, Türkiye sınırında federal güçlerin yeniden konuşlandırılmasını, varsa Türkiye ile güvenlik anlaşmalarının iptal edilmesini tavsiye etti ve askeri yetenekleri geliştirmek için savunma bütçesinin gözden geçirilmesini talep etti. Sonuç olarak; Hiç bir taraf gerginliği daha fazla tırmandırmak istemiyor. Irak, ‘Türkiye’nin güçlerini tüm Irak topraklarından çekmesini’ talep ediyor ve soruşturma çağrısında bulunuyor.”
‘Uluslararası kabul görmüş standartlara karşı şok edici bir saygısızlık’
Jeanine Hennis-Plasschaert şunları ekledi: “Tanınmış bir turizm bölgesine yapılan korkunç saldırı, sivillerin hayatına, sivilleri korumaya yönelik uluslararası insan hakları hukukuna, uluslararası kabul görmüş standartlara karşı şok edici bir saygısızlık olduğunu gösteriyor. Her bir çatışmanın tüm tarafları, her zaman sivillere zarar vermekten kaçınmak için mümkün olan tüm önlemleri almak zorunda. Bu saldırıda buna uyulmadığı açıktır. Son olarak, geçmiş yıllarda defalarca söylediğim gibi; Irak, kendi egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün rutin ve kontrolsüz bir şekilde kontrol edilmesini, dış ve bölgesel çekişmeler için bir arena gibi kullanılmasını haklı olarak reddediyor. Irak topraklarına yapılan tüm saldırıların durması çok önemli. Dolayısıyla bu ihlaller sadece ulusal ve bölgesel gerilimleri pervasızca artırmakla kalmıyor, gördüğümüz gibi büyük insanlık trajedilerine de neden oluyor.”
İrlanda: Hesap sorulmalı
Meksika’nın BM Daimi Temsilcisi Juan Gómez Robledo Verduzco, katliamı kınayarak Irak ile dayanışma içerisinde olduklarını söyledi. Verduzco, tarafsız ve bağımsız bir soruşturma çağrısında bulunurken “Sivillere yönelik her türlü saldırı, uluslararası hukukun ihlalidir” dedi.
İrlanda Temsilcisi Brıan Patrıck Flynn de saldırıyı kınayarak, sivillere yönelik saldırıların uluslararası hukukta aykırı olduğunu söyledi. Flynn de hesap verebilimesini sağlamak için soruşturma çağrısında bulundu ve tüm üye devletleri bu süreçte Irak Hükümeti ve diğer tüm ilgili makamlarla işbirliği yapmaya çağırdı.
Gabon Temsilcisi Edwıge Koumby Mıssambo da katliamı kınadı: “Bu korkakça ve aşağılıkça eylem uluslararası hukukun açık bir ihlalidir.”
Arnavutluk Temsilcisi Ferit Hoxha, üzüntü verici saldırıyı yapanlardan hesap sorulması gerektiğini söyledi. Hoxha soruşturmada gerçeklerin ortaya çıkarılması için Irak ve Türkiye’yi ortak çaba ve işbirliğine teşvik edeceklerini vurguladı.
Kenya Temsilcisi Michael Kapkiai Kiboino, saldırıyı kınadı: “Irak, dış aktörlerin ülkenin güvenliğine, siyasi istikrarına ve sosyoekonomik gelişimine zarar verecek hesapların yapıldığı uluslararası bir arena olmaktan korunmalıdır.”
Norveç Temsilcisi Mona Juul, Dohuk’taki saldırıyı kınayarak, sivillere yönelik kasıtlı saldırıların uluslararası hukuka aykırı ve kabul edilemez olduğunu vurguladı. Irak ve bölgede istikrar ve güvenliğin şart olduğunu ifade eden Juul, Irak ve bölgedeki tüm tarafları, durumu tırmandırmamaya çağırdı.
Çin Temsilcisi: Operasyonlar bölgesel istikrara tehdit
ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield, sivillerin öldürülmesinin kabul edilemez olduğunu belirterek “Washington, Dohuk’a yapılan saldırıyı kınıyor” dedi. Irak halkının müreffeh bir geleceği hak ettiğini belirten Greenfieldrek, “Irak ve topraklarının egemenliğine saygı gösterilmesi çağrısında bulunuyoruz” diye konuştu.
Çin Temsilcisi Geng Shuang da saldırıyı kınayarak, Irak’ın olayı soruşturmak için bir komite kurduğuna dikkat çekti.
Shuang, “Irak, çeşitli etnik kökenleri ve dinleri ile stratejik öneme sahip bir konumdadır ve jeopolitik rekabetler için bir arena değil, bölgesel işbirliği için bir güçlendirici olmalıdır. Ne yazık ki, yabancı güçler Irak Hükümeti’nin rızası olmadan ülkenin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü büyük ölçüde ihlal ederek, bölgesel istikrarı tehdit ederek defalarca operasyonlar gerçekleştirdi” dedi.
Fransa Temsilcisi Nathalıe Broadhurst Estival de sivillere saldırıyı kınadı, Iraklıların barış içinde yaşama özleminin her zamankinden daha çok meşru olduğunu söyledi. Nathalıe Broadhurst Estival, yaşananlara tam ışık tutmak için Bağdat ve Kürdistan Bölgesi arasındaki işbirliğinin önemini vurguladı.
Birleşik Krallık (İngiltere) Temsilcisi Alice Jacobs da, saldırının Irak’ın istikrarı üzerindeki etkisinden duyduğu endişeyi dile getirip
yürütülen soruşturmaya tam desteğini ifade etti. Jacops, tüm tarafları Irak’ın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duymaya da çağırdı.
Rusya Federasyonu Temsilcisi Dmitry A. Polyanskiy, bölgedeki gelişmeleri endişeyle izlediğini belirterek, Irak’taki saldırının kapsamlı bir şekilde soruşturulacağına inandığını söyledi.
BAE: BM Sözleşmesi ve uluslararası hukukun açık ihlali
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Temsilcisi Mohamed İssa Abushahab, Irak Başbakanı Mustafa Kazımi’nin mektubunda detaylandırılan saldırının ardından bu toplantıyı düzenleyerek hızlı yanıt veren Konsey’e teşekkür etti. Dohuk saldırısını Birleşmiş Milletler Sözleşmesi ve uluslararası hukukun açık bir ihlali olarak nitelendiren Abushahab, saldırının siyasi ve güvenlik sorunlarını ağırlaştırma riski taşıdığının altını çizdi.
Brezilya Temsilcisi Ronaldo Costa Filho da şunları söyledi: “Son birkaç yılda Irak halkı, demokratik, istikrarlı ve egemen bir ülke için verdiği mücadelede cesaret, kararlılık ve direnç göstermiştir. Ayrıca terörle mücadeleye öncülük ettiler ve son derece zorlu koşullar altında ciddi fedakarlıklar yaptılar. Irak’ın fedakarlıkları, bir bütün olarak uluslararası topluma, ama özellikle komşularına fayda sağladı. Egemen bir Irak olmadan istikrarlı bir Ortadoğu olamaz. Dohuk’ta gördüğümüz sahne kabul edilemez ve kesinlikle kınanmalıdır.”
Saldırıyı kınayan Gana Temsilcisi Carolyn Abena Anima Oppong-Ntiri de doğrudan sivilleri hedef alan saldırının hiçbir koşulda kabul edilemez olduğunu söyledi. Oppong-Ntiri, tüm tarafları, sivil nüfusun ve altyapının korunmasını sağlama konusundaki uluslararası yükümlülüklerine bağlı kalmaya devam etmeye çağırdı.
Irak Dışişleri bakanı: Türkiye yaptı, askerleri çekmeli
Oturumda konuşan Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, saldırıdan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) sorumlu olduğuna dair kanıtlar bulunduğunu söyledi. Fuad Hüseyin, Irak hükümetinin yaptığı incelemelerde, saldırıya uğrayan Perex köyü yakınlarında Türk ordusunun üslerinin olduğuna, PKK mensuplarının son bir aydır bölgede olmadığını ve Türk ordusunun olay yerinde parçaları bulunan 155 milimetrelik top mermileri kullandığına dair bulgulara ulaştıklarını söyledi.
Fuad Hüseyin, “uluslararası bir bağımsız soruşturma ekibi” kurulmasını talep etti. Fuad Hüseyin, sayısını yaklaşık 4 bin olarak belirttiği TSK askerlerinin Irak’tan çekilmesinin ve Irak hava sahasına yönelik operasyonların durdurulmasının talep edildiği bir kararın acilen BM Güvenlik Konseyi tarafından kabul edilmesi için de çağrıda bulundu.
‘Çekilmeyi zorunlu kılan acil bir karar yayınlanmalı’
Fuad Hüseyin, “Irak, Türk ordusunun masum sivillere karşı gerçekleştirdiği bu aleni saldırıyı en sert şekilde kınamayarak saldırıyı Irak’ın egemenliğine, güvenliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik askeri bir saldırı olarak ele almaktadır” dedi.
Irak’ın egemenliğine yönelik süreklileşen askeri ihlallere son vermesi ve askeri güçlerini Irak topraklarından çekmesi için 2018’den bu yana Türkiye makamlarına 296 protesto notası verdiklerini belirten Fuad Hüseyin, BMGK’den, Türkiye’nin Irak topraklarının tamamında askeri güçlerini çekmesini zorunlu kılan acil bir karar yayınlaması talebinde bulundu.
‘Türkiye ile bir anlaşma yok’
Fuad Hüseyin şunları söyledi: “Bugün ve daha sonra kuşkusuz Türk tarafından, kendi iç meseleleri olan Kürdistan İşçi Partisi ile bağlantılı temelsiz argümanları öne sürerek, ülkesinin askeri güçlerinin Irak toprakları içindeki varlığına ilişkin çeşitli gerekçeler duyacağız. Türkiye, Irak ile Türk askeri varlığına izin veren bir anlaşma olduğunu iddia ediyor. Ayrıca, ülkesinin Irak’ın egemenliğini ihlal eden eylemlerini haklı çıkarmak için Birleşmiş Milletler Şartı’nın 51. Maddesini (Meşru müdafaa hakkı) uyguladığını söylüyor ki bu aynı madde Türkiye’nin Irak toprakları içindeki askeri ihlallerini Güvenlik Konseyi’ne bildirmesini gerektirir. Dolayısıyla kullandığınız maddenin gerekleri uygulanmıyor, aksine Birleşmiş Milletler Sözleşmesini ihlal ediyor. Bu vesile ile, tüm uluslararası toplum nezdinde, Irak ile Türkiye arasında, Türkiye Kürdistan İşçi Partisi’ne karşı operasyonlar için Türk kuvvetlerinin Irak topraklarına girmesine izin veren bir güvenlik anlaşması olmadığını teyit ediyoruz. Bu bağlamda, Irak Hükümeti, Türkiye’nin iç sorunlarını Irak’a ihraç etme yaklaşımını reddediyor.”
Fuad Hüseyin, Irak hükümetinin BM Güvenlik Koseyi’nden taleplerini maddeler halinde sıraladı:
“* Türkiye’nin tüm Irak topraklarından askeri güçlerini geri çekmesini zorunlu kılan bir karar çıkarılmalı. Irak hükümeti ile bu konuda yapılan bir askeri veya güvenlik anlaşması yoktur. Bu bağlamda, varlığı güvenlik durumunu istikrarsızlaştıracaktır.
* Bu saldırılar güçlü bir şekilde kınanmalı, Irak’ın ulusal güvenliğine, bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden, sivilleri hedef alan bu menfur eylemin faillerinden hesap sorulmasını sağlamak için bağımsız bir uluslararası ekip oluşturulmalı.
* Savunmasız Iraklılar arasında kayıplara yol açan Irak topraklarını ve hava sahasını Türkiye’nin defalarca ihlal etmesi nedeniyle Irak ile Türkiye arasındaki duruma ilişkin maddenin Güvenlik Konseyi’nin gündemine alınmasını talep ediyoruz.
* Silahsız sivillere verilen zararlar ve son bombardımanda turizm faaliyetlerinde yaşanan ziyan için Türk hükümeti tazminat ödemeye mecbur edilmeli.”
Türkiye temsilcisinin savunması
Türkiye’nin BM Daimi Temsilciliği Maslahatgüzarı Öncü Keçeli savunmasında “Irak’ın egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün Türkiye tarafından değil, örgütlerce ihlal edildiğini” söyledi. Keçeli “Gerçeğin ortaya çıkarılması için Türkiye’nin tüm adımları atmaya hazır olduğunu net bir şekilde ifade ettik. Muhtelif düzeylerdeki yetkililerimiz aynı mesajı verdi” dedi. “Irak bugüne kadar teröristlerle mücadelede ya yetersiz kaldı ya da isteksizdi” diyen Keçeli, bu nedenle Bağdat’ın kendini savunma hakkını kullanan Türkiye’yi suçlayamayacağını savundu.
Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin de, “Kürdistan İşçi Partisi’nin de Irak’tan çıkarılması” için Birleşmiş Milletler ve diğer ilgili ülkelerle birlikte çalışmaya hazır olduklarını söyledi.
NEW YORK