Elazığ’ın Ziver köyünde 1965 yılında dünyaya gelen Gurbetelli Ersöz’ün yaşamını yitirişinin üzerinden 21 yıl geçti. Türkiye’nin en karanlık döneminde ilk kadın genel yayın yönetmeni olan Ersöz’ün bıraktığı miras, bugün gerçeklerin peşinde koşan kadın gazetecilere emanet. Kuzey Suriye’nin Kamişlo kentinde gazetecilik yapan Özgür Serhat, 1996 yılında tanıştığı Gurbetelli’yi şu sözlerle anlattı: “En önemli özelliği moral ve coşkusuydu. Gurbetelli’yi ilkin 1996 yılında gördüm, çok moralli ve coşkuluydu. En belirgin özelliği ise ülke ve insan sevgisiydi. Onun ile sohbet ettiğimde ondan çok şey alacağımı görebiliyordum. Gurbetelli’nin adından da anlaşılacağı üzere kendi toprağında yaşamıyor, o yüzden de adı Gurbetelli olarak veriliyor. Bundandır ki Gurbetelli de en çok öne çıkan yön kendi toprağı, ülkesi ve insanıyla kurmak istediği ilişkiydi.” Büyük bir miras bıraktı Gurbetelli’nin kadın gazeteciler için büyük bir gelenek oluşturduğunu söyleyen Serhat, “Bir kadın gazeteci için çalışmak oldukça zordu o koşullarda. Biz kadın gazeteciler olarak erkeklerden on kat daha fazla zorlanıyoruz. Bizim için Gurbetelli Ersöz cesaretin kaynağıydı” dedi. Kuzey Suriye’deki kadın gazetecilerin Gurbetelli’den devraldığı mirasla belli bir düzey yakaladığını kaydeden serhat, “Biz Gurbetelli’den gazeteciliğin üzerine emekle gidileceğini öğrendik. Eğer gazeteciliğe yönelmek istiyorsak cesaretli bir şekilde onun üzerinden gitmeliyiz. Kuzeyde, güneyde ve Rojava’da tüm devlet ve erkek engeline rağmen kadın gazeteciler olarak öndeyiz ve hiçbir engele takılmadan kendi işimizi yapmaktayız. Kuzeyde kadın gazeteciler devletin tüm engellemelerine rağmen foto ve görüntüsünü çekerek büyük bir aşkla kendilerini ortaya koyuyorlar. Rojava’da IŞİD’e karşı kadın gazeteciler büyük bir tutkuyla çalışmakta. Yaşamın her alanında bu geleneği takip ediyorlar” ifadelerini kullandı. Kadın gazetecilerin kendi kimliklerini oluşturmak için büyük bir cesaretle mücadele ettiklerini vurgulayan Serhat, “Biz de kadın hakikatinin olduğu her yerde büyük bir cesaret ve özveri ile çalışmamızı ortaya koymalıyız. Kadın gazeteciler olarak biliyoruz; özgürlük toplumsaldır bireysel değildir. Kadın tarihimiz nasıl oluştu? Nasıl olacak? Bu hakikatleri kadın özgürlüğü ile tarihsel olarak buluşturarak sonuca götürmek istiyoruz” dedi.
KAMIŞLO