Paris’te 3 Kürt Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi’nde katledildi. 10 yıl önceki katliamın hakikati henüz aydınlatılmamış ve dosya gizlilik kararıyla karanlık dehlizlerde unutturulmaya çalışılıyorken, ikinci katliam gerçekleşti.
İlkinde sükunetini korumuştu Kürt halkı, ama 10 yıl geçmiş aradan ve katliama dair tek gerçek ortaya konmamıştı. Ama Kürtler unutmamıştı ve sükunetin neye yol açtığını Cuma günü tecrübe edecekti. İkinci katliamda da 3 Kürt katledildi ve Kürtlerin tepkisi insana dair oldu bu sefer. Ne varsa insana dair ya da ne kaldıysa elde avuçta insana dair, Paris sokaklarında ortaya döküldü.
Sistemin yok etmek için elinden geleni ardına koymadığı, hani o devlete kafa tutma hali, unutulmaya yüz tutmuş insana dair, toplumu toplum yapan nesli tükenmeyle karşı karşıya boyun eğmeme hali, yani insanın insan kalabilme hali nefes verdi Paris sokaklarından tüm dünyaya.
3 Kürdün katline değil de, Paris sokaklarında metal yığınlarının ters çevrilmesine ağıtlar yakanlar, insanlığı da yaktılar.
Ne varsa insanın teslim olmama haline dair, ilmik ilmik dokunmuş bir halı gibi serdi Paris sokaklarına insana ağıt yakanlar, hâlâ insan kalanlar.
Korna seslerini değil Mir Perwer’in dizelerinin, ezgilerinin isyanını buladı Paris sokaklarına, ezgilerini kaybettiğinde ruhunun eksileceğini bilen insan kalabilen.
IŞİD barbarlığına karşı insanlığı ve kadın özgürlüğünü savunmanın karşılığının katliam olmasına duyduğu haksızlığın sözünü çarptı Paris’in yüzüne, elinde kalan insana dair en yüce, en yalın ne varsa.
Yüzünü falan da kapatmadı isyanı çizerken, hakikatin yüzü mü kapanırdı, insanlık için bedel ödemenin yüzü mü kapanırdı, kapatmadı yüzünü ve isyanı çizdi Paris sokaklarına.
“Katleder, kalanları da sükunete davet eder, sustururuz” bir cindi, cam kavanozun içerisinde bir cin, oradan fısıldıyordu, dün kavanozu Paris sokaklarında duvara çarptı isyanın canı olan gençler, susturdu cini, insana dair.
İsyan etmeye etmeye gelindi bu rezil, çürümüş ve insanlığı kadavraya çeviren düzenin dibine. Artık “vandallık” teranelerinin dibini sıyırın teslimiyetçiler, son lokmalarınız ne de olsa.
Şairi susturan şairin şiirinde dediği gibi;
“Elimizde acının kehribar tesbihi
ki kayıp durmakta parmaklarımızdan
Ey şair
yine bölük pörçük anlattın
yine eksik bıraktın bir şeyleri
gün devrilmekte ama sen
tutmamışsın acımızın çetelesini
Sen sus artık, bize bundan sonrasını
dövüşen anlatsın.”
İsyan kurtaracak insanlığı ve dünyayı.