Biyoçeşitliliğin düşmanı biyokütle santrallere karşı 650 bilim insanı çağrıda bulunurken, Türkiye’de bu santraller ekolojik yıkımlar yaratıyor. Bu da yetmiyor, her türlü atık yakılarak büyük bir kirliliğe neden oluyor
Aydın’ın Çine ilçesindeki 13,6 MW kurulu gücünde üretimde olan biyokütle santralinde biyokütlelerin yanı sıra her türden atığın yakılacağı bildirildi. Biotrend Enerji şirketlerinden Biyomek Elektrik Enerjisi Üretimi Sanayi ve Ticaret A.Ş., Çine Biyokütle Enerji Santrali’nde (Çine BES) yakıt çeşitliliğini artırmak amacıyla atık yakma tesisine dönüştürülmesi planlanıyor. Proje kapsamında tesiste 137 ton/gün (50.000 ton/yıl) biyokütlenin yanı sıra 288 ton/gün (105.000 ton/yıl) atık yakılacağı söylenirken, tesisin nihai kapasitesinin 425 ton/gün (155.000 ton/yıl) olacağı belirtiliyor. Proje kapsamında da tesise getirilen atıkların ve biyokütlerin ızgaralı yakma sisteminde yakılarak 13,6 MWe’lik elektrik enerjisi üretileceği ve üretilen elektriğin tamamının teşvik kapsamında devlete satılacağı vurgulanıyor.
‘Yeşil Enerji’ yalanı
BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi kapsamında (CBD) BM’ye üye 196 üye ülkenin bir araya geleceği konferans 7 Aralık’ta başladı ve 19 Aralık’a kadar sürecek. Biyoçeşitlilik zirvesinden önce 650 bilim insanının zirveye katılacaklara yönelik olarak ortak yayımladıkları bir mektupla, enerji elde etmek amacıyla ağaçları yakmamalarını talep etti. Bilim insanları, uluslararası iklim ve doğa hedeflerini baltalaması nedeniyle ülkelerin ısı ve elektrik üretmek için orman ekoosistemini yerle bir eden biyokütle santralerinin kapatılması çağrısı yaptı. Çağrıda, “İklim ve biyoçeşitlilik için en iyi şey ormanları ayakta bırakmaktır ki biyokütle enerjisi bunun tersine neden oluyor. Buna ‘yeşil enerji’ demek yanıltıcı ve küresel biyoçeşitlilik krizini hızlandırma riski taşır” denildi.
Atık ithalatları
Orman ekosistemlerini yok eden biyokütle santrallerinin çimento fabrikaları, termik santraller ve çöp yakma tesisleriyle birlikte çöpleri yakarken, yaşamı dioksin ve furan gibi kanserojen atıklarla zehirliyorlar. AKP iktidarı en son 31.12 2020 yılında çıkardığı tebliğde 2021 yılı sonuna kadar atık ithalatı düzenlenirken, bu atıkların içinde her türden atığı bulmanız mümkün. Türkiye’ye gönderilen atıkların içinde yer alan plastik atıklar ise yabancı basının haberleştirmesiyle birlikte gündemimizde ağırlıklı yer tutarken, araba lastikleri, kurşun-asitli akümülatörler, kurşundan imal edilen elektrik pilleri, bataryaları ve elektrik akümülatörlerinin döküntü ve hurdaları ile tehlikeli veya tehlikesiz olarak sınıflandırılan her türden atıkların ithalatı yapılmaktadır.
Yakmanın sonuçları ağır
İster evsel, ister endüstriyel olsun çöpleri yakmanın çok tehlikeli, insan sağlığı, su temizliği, toprak ve hava kalitesi açısından telafisi mümkün olmayan sonuçları olacağını bilim insanları raporlamış durumda. Yakma sonucu ortaya çıkacak baca gazı emisyonları içinde DİOKSİN ve FURAN gibi atıklar ortaya çıktığı belirlendi. “Dioksin” veya “dioksinler ve furanlar” terimleri genellikle 210 adet klorlu kirletici, poliklorlu dibenzo-p-dioksinler ve dibenzo furanlardan oluşan bir grup olduğu ve en toksik (zehirli) klorlu organik bileşikler olarak kabul edildikleri bilimsel araştırmalarda yer alıyor ve kalıcı organik kirletici sınıfı olarak tarif ediliyorlar.
Kanser kaçınılmaz
Uluslararası Kanser Araştırması Ajansı tarafından atıkların yakılması sonucu ortya çıkan dioksin 1. Grupta (İnsanlarda kansere neden olduğu ispatlanmış) gösterilmektedir. Bu konuda en geniş araştırmayı ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA) yürütmüş ve bu araştırmanın taslağını 1994 yılında yayınlamıştır (USEPA 1994a). Araştırma sonuçlarına göre, dioksin kanser yapmasının yanında, sinir, bağışıklık ve üreme sistemlerine (sperm sayısında azalma dahil) zarar verebilmekte, doğmamış bebeklerde bozuk oluşumlara, sakatlıklara sebep olabilmekte, endokrin sistemini bozabilmekte ve daha birçok olumsuz etkiye neden olabilmektedir. Atıklar yakıldığında, çok daha zehirli atıklara dönüşerek havaya, suya ve toprağa, oradan da besin zinciriyle insana ve diğer canlı bedenlere taşınıyor. Bu atıklar insan bedenine bir kez girdiğinde onyılları aşan süreler boyunca bedenden dışarı atılamıyor.
EKOLOJİ SERVİSİ