11 yıldır acılarının dinmediğini belirten Roboskîli aileler, 11 yıl önce bomba atanlar ile Ferhat Encu’ye tokat atanların aynı olduğunu kaydetti. Oğlu Mehmet Ali Tosun’u kaybeden Zeki Tosun, her uçak sesinde acılarını yeniden yaşadıklarını söyledi
Selman Çiçek
Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) ait savaş uçaklarının Şirnêx’in Qileban (Uludere) ilçesine bağlı Roboskî (Gülyazı) köyünde 28 Aralık 2011’de gerçekleştirdiği hava saldırısında 19’u çocuk 34 kişinin katledilmesinin üzerinden 11 yıl geçti. Katliama dair dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın “Ankara’nın karanlık dehlizlerinde kaybolmayacak” açıklamasına rağmen bu olay dehlizlerde kaybolurken, AKP-MHP iktidarın savaştaki ısrarı yeni Roboskîlere neden oldu.
Medyas dilsizleşti
Tarih 28 Aralık 2011’i gece yarısını gösterdiğinde savaş uçakları, Roboskî bölgesinde sınır ticareti yapan yurttaşları bombaladı. Yandaş medya olayın üzerinden 12 saat geçmesine rağmen, ancak TSK’den yapılan açıklamadan sonra haberi verebildi. Yapılan haberler ise ölenlerin sivil olması ve adları dahi bilinmesine rağmen devleti aklama üzerine kurulu idi.
Göstermelik soruşturma
Erdoğan, yaşanan sivil katliamı görmezden gelip “Genelkurmay Başkanı ve komuta kademesine bu konudaki hassasiyeti nedeniyle teşekkür ediyorum’’ diyerek sivil katliamı görmezden geldi. Katliama gelen tepkilerin büyümesi ardından Gülyazı Sınır Alay Komutan Vekili görevinden alınırken, 17 muvazzaf askere de sınır kaçakçılığına göz yumdukları gerekçesiyle “görevi ihmal” gerekçesiyle soruşturma açıldı. Ancak katliamın emrinin verildiği Genelkurmay Başkanlığı’ndaki sorumlulara tek bir dava açılmadı.
Meclis’e göre kasıt yok!
Katliamı kimin yaptığı ve ölenlerin kim olduğu açık bir şekilde belli iken, devletin tüm kurumları, olayı örtbas etme yarışına girdi. Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Uludere Alt Komisyonu’nun raporunda ‘‘Kasıt yok, koordinasyonsuzluk var” denildi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ve Genelkurmay Askeri Başsavcılığı ise, “Taksirle ölüme sebebiyet vermek” gerekçesiyle açılan soruşturmada, görevsizlik ve takipsizlik kararı verdi.
Dosya Ankara dehlizlerinde
2. Ordu Komutanlığı İstihbarat Dairesi Başkanının, Roboski’de sınırı geçen grubun kaçakçı olduğunu üstlerine bildirdiklerini ama dikkate almadığını söylediği ortaya çıkmasına rağmen Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yapılan başvuru reddedildi. Bir katliamın bütün sorumlularını açığa çıkaran delillere rağmen devletin tüm kurum ve kuruluşları, tek bir elden Roboskî dosyasını Ankara dehlizlerinde adeta yok etti.
Kürt düşmanlığı değişmedi
Roboskî Katliamı’nda oğlu Mehmet Ali Tosun’u kaybeden Zeki Tosun, katliamdan bu yana 11 yıl geçmesine rağmen, acıları gibi Türkiye’de iktidarın Kürt düşmanlığı yapan politikalarının da değişmediğine inanıyor. Tosun’u en çok inançsızlığa iten adaletin sağlanmaması bir yana halen bulundukları köyde, yanı başlarında uçaklardan bombaların atılması. Her atılan bomba tıpkı Tosun gibi diğer 27 ailenin yüreğine 11 yıl önceki gibi aynı ateşi düşürüyor.
Roboskî’de adalet yoksa
Katliamın üzerinden 11 yıl geçti, dile kolay 11 koca yıl… O gün yeni doğanlar artık katliamın neden yapıldığını bilen yaşa geldiler ama 11 yılda ailelerin hislerini bir nebze de rahatlatacak hiçbir gelişme olmadı. Tosun için, ülkede adalet duygusunun yok olması en çok kendilerini yaraladığını söylüyor. Tosun için Roboskî, küçücük köylerden biri ve bu köydeki katliamın hesabı sorulmadıkça Türkiye’de asla adaletin tesis edilmeyeceğine inanıyor. Tosun, “Roboskî için 11 yıl geçmesine rağmen talebimiz adaletti ama ne yazık ki bu talebimize hiçbir karşılık bulamadık” dedi.
11 yıldır aynı acı
11 yıl önce bir hava saldırısında sevdiklerini kaybettiklerini ancak bu saldırıların halen devam ettiğini hatırlatan Tosun, bombaların halen yanı başlarında patlamasından dolayı daha çok acı çektiklerini söyleyerek şunları ifade etti: “Bir bomba atıldığı zaman bizim için yine 11 yıl öncesine Roboskî acısının yaşandığı güne dönüyoruz. Her uçak sesinde o acılar yüreğimizde yeniden depreşiyor. Sanki çocuklarımıza yeniden bomba atılmış, birazdan acı haberleri gelecek gibi hissediyoruz.”
Hesap verecekler
Ferhat Encu’ye atılan tokada değinmek isteyen Tosun, bu tokadın sadece Ferhat’a atılmadığını, asıl kendilerine atıldığını söylüyor. Bu tokadın bombayı üzerlerine atan zihniyet ile aynı olduğunu aktaran Tosun, olayın sıradan ve basit olmadığını, olayın kendilerine ve Kürt halkına yapıldığını ve mutlaka bir gün hesap soracaklarını söyledi.
Bombayı da tokadı atan aynı el
Roboskî Katliamı’nın hesabı sorulmadığı için Roboskîlere yeni Roboskîler eklendi. AKP-MHP iktidarın savaştaki ısrarı Kürtlere bitmeyen Roboskî süreci yaşatıldı. Başta Federe Kurdistan olmak üzere Rojava’da yapılan hava saldırılarında Roboskî’ye benzer katliamlar yaşandı. Tüm bu katliamlarda sivil insanlar ölürken Türkiye cephesi tıpkı Roboskî’de olduğu gibi önce sessiz kaldı ardından bildik açıklamayı yaparak ölenleri PKK’li ilan ederek katliamı savundu.
Benzer hava saldırılarda yetinmeyen devlet, “Roboskî’nin hesabı Ankara dehlizlerinde kaybolmayacak” diyen devlet, katliamda kardeşi Serhat ve 27 akrabasını kaybeden HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Ferhat Encu’ya Kadıköy’de fiziki olarak saldırdı. Encu’ya uzanan tokadın eli aslında çok tanıdık bir elin devam gibiydi. Bu el, katliamın onayını veren elin ta kendisi idi. Katliam, Ankara dehlizlerinde bırakın kaybettirilmeyi bu tokat ile katliam anlayışının halen devam ettiğinin de göstergesiydi.
Perex Katliamı
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) Zaxo kentine Derkar kasabasına bağlı Perex köyüne TSK tarafından bombalı saldırı düzenlendi. Saldırıda en az dokuz sivil hayatını kaybetti, 22 kişi de yaralandı. Dünya kamuoyunda ikinci Roboskî olarak dillendirilen bu katliamda Türkiye cephesi tıpkı Roboskî’de olduğu gibi önce sessiz kaldı, ardından bildik açıklamayı yaptı.