Van Gölü havzasında bulunan ve Van Gölü ile alttan birbirine bağlı olan Arin Gölü’nün kaderi Van Gölü bağlı. Havzada bulunan derelerin HES ve barajlar yoluyla doğadan çalınmasıyla kuraklık her geçen yıl büyüyor
Bitlis’in Adilcevaz ilçesinde ‘kuş cenneti’ olarak bilinen Arin Gölü, kuraklık nedeniyle günden güne küçülüyor. Buharlaşma ile yağış azlığının yanı sıra HES’lerle suların hapsedilmesi ve bu nedenle susuz kalan yurttaşların yeraltı sularına mahkum edilmiş olması kurumanın başlıca nedenleri. Özellikle İran’da bulunan ve kurumaya başlayan Urmiye üzerinden gelen flamingoların konaklama merkezi olan Arin Gölü’nün yaklaşık 2 kilometrelik alanın kuruduğu geçtiğimiz yıl duyurulmuştu. Bu yıl ise bu alan daha da genişlediği görülürken, kurama hızla gelişiyor.
Ciddi çekilme yaşanıyor
250 bin dönüm alana sahip Gülistan Ovası’nın da su ihtiyacının karşılandığı Arin Gölü’nde yaşanan kuruma ile ilgili konuşan BEÜ Rektörü Prof. Dr. Necmettin Elmastaş, Arin’in, Van Gölü ile tabandan birleşik olduğunu belirterek, “Su seviyesinin azaldığı ya da yükseldiği zamanlarda, bu iki gölün birlikte hareket ettiğini görmekteyiz. Çünkü Arin Gölü’nün, alt tabandan Van Gölü ile bir bağlantısı var. Son yıllarda küresel ısınma ile birlikte hem Van hem de Arin Gölü’nde ciddi seviyede çekilme yaşanıyor” dedi.
Van Gölü havzasına su gelmiyor
Küresel ısınma ile birlikte yağış rejimlerinde ciddi değişiklikler olduğunu anlatan Prof. Dr. Elmastaş, “Daha önce çok fazla yağış alan bölgelerde kuraklaşma, kurak olan bölgelerde ise daha fazla yağışın olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla Van Gölü havzasında, son yıllarda küresel ısınma ile birlikte genel olarak bir kuraklaşma olduğunu görüyoruz. Burada kuraklaşmayı meydana getiren en önemli faktör; havzaya düşen yağış miktarının yıllık olarak azalması ya da daha az düşmesidir. Seviyenin azalmasına neden olan diğer bir faktör de gölleri besleyen kaynaklara birtakım baraj ve bentlerin yapılması” dedi.
Bölge de yağış yüzde 0 azaldı
Van Gölü havzasını besleyen kaynaklar kesildiğini ve bu durum Van ile Arin Gölü’nün su seviyelerinin düşmesine neden olduğunu söyleyen Prof. Dr. Elmastaş, “Özellikle Ahlat, Adilcevaz, Erciş ve diğer tarımsal alanlarda çok sayıda sondaj kuyularının ortaya çıktığını görüyoruz. Bunlarla birlikte yer altı su seviyesi, düşmeye başladı. Bu seviye düşünce, bazı kaynaklar da kuruma noktasına geldi” diye belirtti. Öte yandan Van Gölü Havzası’nda önceki yıllarla kıyaslandığında mutlak anlamda yağış azlığı söz konusu. Bölgedeki yağışlarda yüzde 50’den fazla bir düşüş yaşanırken, beraberinde sulak alanlar kuruyor.
Önemli biyoçeşitlilik alanı
Arin Gölü deniz seviyesinden 1650 m yükseklikte. Dünya ölçeğinde tehdit altında olan Dikkuyrukların üreme alanı olan göl göçmen kuşların önemli göç yolları üzerindedir. Bu kuşlar içinde bulunan Boz ördek ve Macar ördeği de alanda üremektedir. Son zamanlarda Sakarmeke ve Elmabaş patka pakta gözlemlenen gölde ayrıca: Dikkuyruk, uzunbacak, kızılbacak, Van Gölü martısı, Karabaş martı, angıt, Kılıçgaga, Kaşıkgaga, Küçük batağan, Yeşilbacak ve Kızkuşu yaşamaktadır. Derelerle beslenen göl kapalı havza ve dışa akışı yok. Türkiye’nin en önemli sulak alanlarından birisidir. Özellikle kuş çeşitliliği açısından kuşların üreme sahası, aynı zamanda kuşların göç yolları üzerinde yer alıyor. Burası biyolojik çeşitlik, su potansiyeli ve kuşları açısından da özel ve önemli bir sahadır.
EKOLOJİ SERVİSİ