Bismil’de 2 kişinin yaşamını yitirdiği olayda yaralanan Mehmet Karaaslan: “Hücum yelekleri ve korucu silahlarıyla gelmişlerdi. Babam üvey kardeşlerime ‘onları vurun’ talimatı verdi”
Diyarbakır’ın Bismil ilçesine bağlı Kağıtlı Mahallesi’nde 18 Temmuz’da aile fertleri arasında arazi ve inşa edilen ev anlaşmazlığı nedeniyle çıkan tartışma kavgaya dönüştü.
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre çıkan kavgada korucubaşı Mahmut Karaaslan, yine kendisi gibi korucu olan çocukları Sidar, Serdar ve Zafer ile Enes ve Mazlum Karaaslan, korucu silahları ve pompalı tüfekler kullandı.
Açılan ateş sonucu ise korucu Mahmut Karaaslan’ın ilk eşi Hamdiye Şık (61) ve oğlu Kadri Karaaslan (26) yaşamını yitirdi, Murat Karaaslan, Mehmet Karaarslan ve eşi Bahar Karaaslan da yaralandı. Yaralıların tedavileri de Dicle Üniversitesi Hastaneleri’nde devam ediyor. Korucubaşı Mahmut, çocukları Serdar, Sidar, Zafer ve Enes Karaaslan ile Hamdiye Şık’ın yaralanan çocuğu Murat Karaaslan da gözaltında.
‘Bize sürekli eziyet ediyordu’
Olayla ilgili soruşturma devam ederken, saldırıda vücudunun çeşitli yerlerine kurşun isabet eden Mehmet Karaaslan (37), tedavi gördüğü hastanede Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Fethi Balaman ve Fahrettin Kılıç’a konuştu. Babasının ikinci evliliği yapmadan önce annesine sürekli şiddet uyguladığını anlatan Karaaslan, babasının ikinci evliliğiyle birlikte 15 yıl önce annesi ve 6 kardeşiyle birlikte mahallede ayrı bir eve taşınarak burada yaşamlarını sürdürdüklerini söyledi.
Bu süre zarfında babasının sürekli kendilerine eziyet ettiğini kaydeden Karaaslan, “Biz küçük yaştayken babam annemi dövüyordu. Ancak biz büyüdüğümüzde dövemediği için sürekli bir iftira atma peşindeydi. Bizi açlıkla terbiye etmeye çalışıyordu. En son köyde bulunan karakola giderek bizi PKK’li diye ihbar etti. Buradan da bir sonuç çıkaramadı” diye konuştu.
‘Karakol zorbalıklarını görmezden geliyor’
Babasının 2 bin 500 dönüm arsaya sahip olduğunu vurgulayan Karaaslan, karakola maddi destek vermesinden kaynaklı babasının yaptığı tüm zorbalıkların görmezden gelindiğini ve bu yardımlara karşılık 2 yıl önce babası ve 2 üvey kardeşinin korucu yapıldığını belirtti.
‘İlk ben düştüm, sonra annem’
Karaaslan olayın yaşandığı günü ise şöyle anlattı: “Olayın yaşandığı gün annem, eşim, yengem ve 4 çocuğum evin yapıldığı yere gitti. Olay yaşanmasın diye ben ve yaşamını yitiren kardeşim Kadir oraya gittik. Gittiğimizde hepsi silahlı bir şekilde orada duruyorlardı. Arabaları silahlar ile doluydu. Tartışma sürerken çocuklar da yanımızdaydı. Bir anda bizi uzun namlulu silahlar ile taradılar. İlk olarak ben düştüm. Sonra annem, sonra da kardeşim. Babam evin damına geçip keleşle abim Murat’ın aracını taradı. Bu sırada babam üvey kardeşlerime ‘onları vurun’ talimatı veriyordu. Abim Murat’ın bulunduğu araca 50’den fazla kurşun yağdırdılar. Annem yerde yaralı bir şekilde dururken, ‘vurun’ diye bağırıyorlardı. 2 kişi yaşamını yitirdi, 3 kişi ise yaralandı. Şans eseri çocuklarım, eşim ve abimin eşi kurtuldu.”
Hücum yelekleri giymişlerdi
Korucu olanların üzerinde hücum yelekleri bulunduğuna dikkati çeken Karaaslan, saldırının devletin koruculara verdiği kaleşnikof (AK-47) ve tabanca ile pompalı tüfekle gerçekleştirildiğini söyledi.
Babası ve üvey kardeşlerinin yaptıklarına karşı kanun önünde hesaplaşacaklarını dile getiren Karaaslan, suç duyurusunda bulunacaklarını ve saldırıyı gerçekleştirenlerin gereken cezayı almaları için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi.
DİYARBAKIR