Veli Saçılık
Geçmişte çok zorluklar çekildi, ağır saldırılar yaşandı, onca ölüm-zulümden bugüne ulaşmak hiç kolay olmadı. Şu an içinde olduğumuz politik atmosferin geçmişten daha ağır olduğunu söyleyemeyiz ama “tuhaf” olduğunu söyleyebiliriz. Saray entrikaları, ittifakları, sistem muhalefetindeki keşmekeşlik, bütün aktörlerin birbirinin rolünü çaldığı, “develerin tellal, pirelerin berber” olmaya heves ettiği tuhaf zamanlar yaşıyoruz. Dün Saray’ın hapse attığı ulusağcılar, bugün sarayla birlikte sanatçıları linçliyor. Memleket Partisi, Zafer Partisi gibi Saray’ın eşiğinde içeri alınmayı bekleyenler emperyalizm, liberalizm vb. laflar geveliyor. Diğer yandan sosyal şoven hatta siyaset yapanlar şovenliklerini örtmek için sol lügatteki bütün sözcükleri bol keseden harcıyor. Millet İttifakı’nın İYİ ırkçıları sarayın HDP’ye karşı hayâsız operasyonlarının şakşakçılığını yapıyor. CHP, mehteran takımı misali bir adım ileri, iki adım geri yerinde sayıyor. Burjuva siyaset arenası koskoca bir tuhafiye dükkânı gibi.
Develerin tellal, pirelerin berberliğe soyunduğu koşullarda yeni bir umuda, tutarlı bir ittifaka, bugünü kavrayacak, yarını hep birlikte kuracak demokratik bir ittifaka ihtiyaç var. Hem de armudun sapı, üzümün çöpü demeden. İç içe değilse de, omuz omuza mücadele edecek, korkuyu kovacak, cesareti yayacak birliğe ihtiyaç var.
Saray Rejimi’nin güç kaybediyor olmasının, devletin bütün olanaklarını kullanmasına rağmen ecel terleri dökmesinin en büyük müsebbibi tabi ki HDP. Yıllardır düşlenen ama başarılması çok zor olan birlik fikrinin sonucunda HDP tarih sahnesine çıktı. Kürt-Sol-Sosyalist-Demokrat fikirleri yan yana getirdi. 7 Haziran 2015 Seçimi’nde 12 Eylül Anayasası’nın barajını yıkan HDP, AKP’yi Meclis’te azınlığa düşürdü. HDP’yi şeytanlaştırma operasyonu sarayın bu yenilgisinin ardından başladı. Sistem muhalefetinin emekçiye yabancı, Kürde düşman politik hattı AKP’nin işini daha da kolaylaştırdı.
Sistem partileri Cumhur İttifakı-Millet İttifakı olarak rotalarını belirlemiş durumdalar. Bu iki kamp her ne kadar birbirlerine karşı sert olsalar da “devletin bekası” sözü ortaya atıldığı anda “yok birbirimizden farkımız” tekerlemesini dillerine pelesenk ediyorlar. Sistem kanatlarının karşısında HDP varlığıyla, söylemiyle doğal olarak üçüncü tarafı temsil ediyor. Millet İttifakı’ndan ümidi kesmiş ama HDP’nin dışında kalan büyük bir kitlenin olduğu bir gerçek. Saray Rejimi güç kaybetmesine rağmen muhalefetin parçalı olmasına dayanarak yönetme kabiliyetini sürdürüyor. Bu gerçeklik “Demokrasi İttifakı” çağrısının dayanak noktasını oluşturuyor. Sistem sınırları dışında kalan milyonlarca insanı hem Saray Rejimi’ne karşı bir araya getirmek, hem de Rejiminin yıkılışının ardından demokrasi mücadelesini bu örgütlü kitleyle sürdürmek otokrasiden kurtulmanın, demokrasiyi kurmanın en iyi çözümü.
HDP, Demokrasi İttifakı çağrısını tahakküm kurmadan, ön şart koymadan ve güçlü-güçsüz ayrımı yapmadan bütün sol, sosyalist, demokrat çevrelere yaptı. Siyaseten kendine yakın olanları seçmek gibi yanılgıya düşmeden demokrasi mücadelesine katkı sunabilecek parti ve kurumlarla ilk toplantı gerçekleşti. Sol Parti’nin “milletvekili pazarlığında yokuz” şeklindeki manasız açıklaması dışında Demokrasi İttifakı’nın kurulması için umut veren ilk adım atıldı.
Seçim gündemiyle kendini sınırlamadan oluşturulacak ittifak bileşenlerin cüssesinden büyük bir yapı çıkaracak ortaya. Seçime girme yeterliliği olan partilerin ittifaka dâhil olarak kendi adı ve adaylarıyla seçime girebilmesi birçok tartışmanın da önünü kesiyor. Kabul edilen ortak ilkeler dışında örgütsel çalışma ve propaganda serbestliği ittifak dışında kalma bahanelerini ortadan kaldırıyor. Otokratik Saray Rejimi’nin “ya bendensin, ya terörist” dayatması demokrasi ittifakının muhataplarına “ya içindesin çemberin ya da dışında” zorundalığını dayatıyor. Öyle bir ufka vardık ki; “kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya da hiçbirimiz” şeklinde bir slogandan öte anlam taşıyor.
Yan yana gelmek, omuz omuza vermek güzeldir. Hele ki, bu yan yana geliş Saray Rejimi’ne karşı halkların bir umudunu bin umuda dönüştürecekse, özgürlükler dünyasının kapısını aralamak için bir nefes olacaksa eğer çok daha güzeldir.