Türkiye’de muhafazakâr bir partiyi kıyasladığımızda, Birleşik Krallık’taki muhafazakâr partinin daha demokratik olduğunu görürüz. Yüzlerce yıllık toplumsal mücadelelerle demokratik hale getirilmiş bir devlet ve siyaset gerçekliği var
Kemal Söbe
Britanya’da devlet siyasetine etkide bulunan, yüz yıldan fazla bir zamandır sosyal devlet politikasıyla toplumsal yaşamı dizayn eden siyaset sağ ile solun aşırı olmayan kanatlarıdır. Geçen yıllarda, Liberal Demokratlar, iki parti sistemini değiştirip koalisyon hükümetinin ortağı olduysa da bu uzun sürmedi, tekrar bir kenarda beklemeye kaldı. Aşırı sağ olarak bilinen UKIP ve BNP ise koalisyon olmaları şurada kalsın, toplum içerisinde, büyük bir çevre tarafından bilinmiyor bile.
UKIP, Muhafazakâr partide kopmuş ayrı bir parti olmuştu. Birleşik Krallık’ın yeni bir dünya siyasetine sahip olması gerektiğini savunan ve bu konuda İşçi Partisi’nin ve Muhafazakâr Parti’nin uluslararası siyasetini eleştiren UKIP hiçbir zaman iktidar olamamıştır. Ancak Birleşik Krallığın EU’dan çıkışından da kendince memnun kalmıştı.
Aşırı sağ partilerin günümüze kadar olduğu gibi, yakın gelecekte de iktidar olamayacaklarını düşünüyorum. Birleşik Krallığın dünya üzerindeki siyasi etkisi ve ABD üzerinde bile etkide bulunuyor olması dikkate alındığında, aşırı sağ partilerin iktidar olup bu yüz elli yıllık siyaseti tersine çevirme imkânı bulunmuyor. Aslında mevcut durumda, sol olarak bilinen İşçi Partisiyle, Muhafazakâr parti arasında, pratikte pek fark görülmüyor. Birleşik Krallık’ta muhafazakâr bir partiyle,
Türkiye’de muhafazakâr bir partiyi kıyasladığımızda, Birleşik Krallık’taki muhafazakâr partinin daha demokratik olduğunu görürüz. Yüzlerce yıllık toplumsal mücadelelerle demokratik hale getirilmiş bir devlet ve siyaset gerçekliği var. Bu siyaseti, bir kesimin lehine olacak şekilde değiştirmek çok kolay değil.
Birleşik Krallık’ta yerel yönetimler çok güçlü. Yerel yönetimler, birçok konuda halka danışarak çalışırlar ve rant siyaseti burada yoktur, kimse koltuğa yapışıp kalmaz. Aşırı sağ partilerin mevcut durumunu, bir kenarda etkisizce bekliyorlar şeklinde yorumlayabiliriz. İşçi Partisinin durumu da güçlü muhalif bir parti ama son yıllarda çok kan kaybetti ve muhafazakâr parti karşısında inişe geçti diyebiliriz. İlk kez, son genel seçimlerde vekil sayısı, beklenmedik bir rakam olan iki yüzün bile altına düşmüştü. Tony Blair, İşçi Partisine çok kan kaybetti ve partinin sol çizgisi kitle ve işçi sınıfı tarafından tartışılmaya başlanmıştı. Son on beş yılda, kaç defa lider değiştirmesi de tekrar işçi sınıfının gözüne girmesini sağlayamadı ve öyle anlaşılıyor ki, daha uzun süre iktidardan uzak duracak. Çok önemli siyasi ve ekonomik sorunlar olmadığı sürece, devletin iki partinin, hükümet olmasıyla yönetilmesine devam edilecek.
Aşırı sağ olan UKIP ve BNP’nin kayda değer bir kitleleri bulunmuyor ancak bir kenarda bekliyorlar. BNP, UKIP’ye göre çok daha sağda bulunuyor diyebiliriz. UKIP, BNP’ye göre biraz daha sosyal sağ olarak biliniyor.
Birleşik Krallık’ta aşırı sağ ve aşırı sol bir siyaset yok ve bunu pek gerekli görmüyorlar. Normal demokratik ve sosyal devlet politikasıyla yönetilmenin ve tabi ki toplumu memnun etmek hedefleniyor ve iktidara gelen partinin de bu siyaseti uygulaması bekleniyor. Britanya toplumu, aşırı sağa pek sıcak bakmıyor. Ancak sol siyaset konusunda ise orta yolcu bir çizgide duruyorlar.
Aşırı sağ, iktidar olamadığı gibi, iktidar üzerinde bir etkisi de söz konusu değildir. Hatta yakın gelecekte, siyaset sahnesinde tümden çekilebilirler diye düşünüyorum. Çünkü zombi denecek bir siyasi hayatları var. Zaten geleneksel devlet yapısı, bu aşırı sağ partilerin iktidara gelmelerine taraf değiller. Çünkü 1930’ların Hitler Almanya’sını unutmadılar. Bu açıdan, aşırı sağ bir siyasetle ülkeyi yönetmenin hem devlete hem de topluma zarar verileceğini biliyorlar. Ülkenin geleneksel dış siyasetinin emperyalist olduğu ve İşçi Partisi’nin bile bu emperyalist siyasetin arkasında durduğunu biliyoruz ve bu konuda, aşırı sol ve işçi sınıfının çoğunluğu tarafından eleştiriliyor. Britanya toplumu, genellikle demokratik bir duruşa sahiptir. Milliyetçiler azınlıktalar. Aşırı sağın, zaten siyasi bir güç olamamalarının nedeni de budur. Yok denecek kadar az bir kitleye sahip bir partinin güç olmasına imkân yoktur. Ancak yine de bizde varız diyorlar. UKIP’nin ve BNP’nin, kitle içinde, çok küçük bazı faaliyetler dışında, bir siyasi faaliyetlerini hiç görmedim ve zaten toplum aşırı sağa sıcak bakmıyorlar.