Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet’in kuruluş sürecini yöneten, Kürt vekilleri Kürdistan mebusu olarak kabul eden ve Türkiye halklarını barındıran Birinci Meclis’i ziyaret etti. Erdoğan tekçilik vurgusu yaptı
Resmi adı “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” olan yeni sisteme geçişi düzenleyen Kanun Hükmünde Kararnameler’de (KHK) yer alan değişiklikler, her konuda yetkilerin tek elde toplandığını ortaya koyarken, yürütme ve yargıda tüm kontrol cumhurbaşkanına geçerti. Yasama yetkilerinin çoğu cumhurbaşkanına verilerek Meclis işlevsiz hale getirilirken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Birinci Meclisi ziyaret etti.
Birinci Meclis’te konuştu
Yeni sistemin ilk kabinesi için 1. Meclis’te düzenlenen törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim davamız, milletimizin davasıdır. Bizim derdimiz, milletimizin derdidir. Bizim mücadelemiz, milletimizin mücadelesidir. İnşallah bundan sonra sadece zafer marşları yazacağız. Şehadetle ve gazilikle girdiğimiz Anadolu topraklarını, yine aynı inançla ve kararlılıkla savunuyoruz. Ecdadımızın emanetini yere düşürmemek, ezanı susturtmamak, bayrağı indirtmemek için mücadelemizi sürdürüyoruz. Karşımızda terör örgütleri var, onları destekleyen güçler var; kalkınmamızdan rahatsız olanlar var, çılgına dönüyorlar. Tıpkı 98 yıl önce olduğu gibi bugün de milli iradenin üzerinde hiçbir fani güç tanımıyoruz. Birinci Meclis başlangıçtı, burası (İkinci Meclis) devamdı. Şimdi ise bizler de devamın devamını yapıyoruz” dedi.
Yerele yetki yok
Öte yandan KHK ile İstanbul Boğaziçi’ndeki imar planlarının onayında yetki Cumhurbaşkanı Erdoğan’a geçti. Bakanlar Kurulu’nun çıkardığı son KHK’de İstanbul Boğaziçi’ndeki imar planlarının yapılması, onayı ve tadili ile ilgili onay merci olan Boğaziçi İmar Yüksek Koordinasyon Kurulu kaldırıldı. Cumhurbaşkanlığı 1 No.lu Kararnamesi ile Boğaziçi’ndeki imar yetkisi cumhurbaşkanına geçti. KHK’de bir başka bölüm, Kamu İhale Yasası’nda yapılan değişiklikler oldu. Buna göre, Cumhurbaşkanlığına bağlı ofisler ve başkanlıkların, Türkiye’nin tanıtımı, ülkedeki, yatırım veya finans kaynaklarının artırılması veya dijital dönüşüm teknolojik gelişiminin sağlanması amacıyla yaptıkları mal ve hizmet alımları Kamu İhale Yasası’ndan muaf tutuldu.
‘Başkan’ın şirketleri
Ülkenin anonim şirket gibi yönetilmesini istediğini söyleyen Erdoğan, 703 No’lu KHK ile hiçbir kurala tabi olmayan şirket kurma imkânına da sahip oldu. Kamu İktisadi Teşebbüsleri’ne (KİT) ilişkin KHK’ye eklenen madde uyarınca, Cumhurbaşkanı’nca anonim şirket şeklinde kurulan kamu sermayeli şirketler, Türk Ticaret Kanunu’nun kuruluş, tescil, ayni ve nakdi sermaye konulmasına ve genel kurula ilişkin hükümlerinden muaf tutulacak. Ayrıca savunma, güvenlik veya istihbarat alanlarına ilişkin anonim şirket olarak kurulacak teşebbüslerdeki Türk Ticaret Kanunu’nun denetim ve şirketlerde kamunun pay sahipliğine dayanan oy, yönetim, temsil, denetim gibi hak ve yetkiler, Cumhurbaşkanı tarafından kullanılacak. Yapılan değişikliklerle KİT ve bağlı ortaklıklar da Cumhurbaşkanı tarafından kurulacak.
Birinci Meclis, Özerklik ve Kürdistan Mebusu
Osmanlı’nın yıkılış, cumhuriyetin ise kuruluş yılları 1920- 1923 arasında Kurtuluş Savaşı’nı yöneten Birinci Meclis, Osmanlı bakiyesi halkları bünyesinde barındırmasıyla dikkat çekiyor. Kürtlerin Kürdistan Mebusu olarak yer aldığı Birinci Meclis, aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk’ün önerisiyle Kürdistan’a yerel muhtariyet (Özerklik) veren Meclis olarak biliniyor. Birinci Anayasa’da Türkiye halkları ifadesi yer alırken, Mustafa Kemal, “Büyük Millet Meclisi Reisi Mustafa Kemal” imzasıyla Elcezire Cephesi Kumandanlığı’na yolladığı yazıda, “iç ve dış siyasetin gereği” olarak Kürtler için “mahalli idareler kurulması” talimatını vermişti. Mustafa Kemal’in talebiyle “Kürdistan hakkında bir düzenleme” yapmıştı. Buna göre talimatın birinci maddesinde “Adım adım bütün memlekette ve geniş ölçüde doğrudan doğruya halk tabakalarının ilgili ve etkili olduğu mahalli idareler kurulması iç ve dış siyasetimizin gereklerindendir. Kürtlerin oturduğu bölgelerde ise, hem iç siyasetimiz ve hem de dış siyasetimiz açısından adım adım mahalli bir idare kurulmasını gerekli bulmaktayız” diyor Mustafa Kemal. Talimatın ikinci maddesinde, milletlerin kendi kaderlerini tayin hakkı gereği Kürtlerin Türkiye idaresinde yaşamaya talip olduklarını ilan etmeleri ve mahalli idarelerini tamamlamaları istenmektedir. Üçüncü maddede ise, “Kürdistan’da Kürtlerin Fransızlar ve hele Irak sınırında İngilizlere karşı silahlı çarpışmalara sevkedilmesi” istenmektedir. Kürtlerle yapılan tarihi ittifak neticesinde Kurtuluş Savaşı zaferle sonuçlanırken, hemen ardından Birinci Meclis ve Anayasa lağvedilerek Kürtleri inkar başlamıştı.
Kaboğlu: Bunun adı monokrasi
Anayasa uzmanı ve CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, CHP Meclis grubuna yürürlüğe giren yeni sistemle ilgili sunum yaptı. Gazeteduvar’dan Nergis Demirkaya’nın haberine göre Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’, “Türk tipi başkanlık” veya “ala turka yönetim modeli” gibi nitelemeleri yanıltıcı bulan Kaboğlu “Hükümetin, cumhurbaşkanlığının ve sistemin olmadığı bir düzenlemeyi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olarak adlandırmak, yalanın resmileştirilmesi ötesinde bir anlam taşımaz. Anayasa değişikliği ile kurulan yönetim şekli olsa olsa, ‘monokrasi’ (anayasa kuralları yerine tek kişinin üstünlüğü) olarak adlandırılabilir” şeklinde konuştu.
Yıldırım’a ‘itaat’ madalyası
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı seçilen Binali Yıldırım’a Devlet Şeref Madalyası verdi. “Gerek Bakanlığı gerekse Başbakanlığı döneminde sergilediği uzlaşmacı, kuşatıcı ve samimi yaklaşımını Meclis Başkanlığı sürecinde de devam ettireceğine inanıyorum. Kendisi 40 yıllık yoldaşlığımızda bizleri hiçbir zaman yolda bırakmadığı gibi bazıları gibi yolunu da şaşırmadı” ifadelerini kullanan Erdoğan, “Binali Bey, asıl 15 Temmuz gecesinde cesaretiyle milletimizin gönlündeki yerini ayrıca pekiştirmiştir” dedi. Törende duygulandığı görülen Yıldırım’ın 15 Temmuz günü darbe girişimi olurken bir tünelde beklediği iddiaları basına yansımıştı.
HABER MERKEZİ