Ankara’da bir plazanın 20.katından atılarak katledilen Şule Çet davasının 3. duruşması bugün görülecek. Dava savcısının değişmesine dikkat çeken avukat Umur Yıldırım, ‘Deliler karartılmaya çalışıldı ve hala karartılıyor’ dedi
Ankara’da sanıklar Berk Akand ve Çağatay Aksu tarafından cinsel saldırıya maruz bırakıldıktan sonra bir plazanın 20’inci katında atılarak katledilen Şule Çet davasının 3’üncü duruşması bugün Ankara 31’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Duruşmada, plazada yeniden olay yeri keşfi yapılması kararı, ardından neler yaşandığı, olay yerinde neler çıktığı, bilirkişi raporunda neler yazıldığı ve Çağatay Aksu’nun annesi Gülümser Aksu tarafından oğlunun çıkması için verilen rüşvet üzerinde durulacak.
‘ATK uzmanı keşfe gelmedi’
Dosya avukatlarından Umur Yıldırım, 17 Haziran’da Şule Çet’in katledildiği plazada uzmanlarla birlikte olay yeri keşfinde olduğunu belirterek, şunları aktardı: “Mahkemenin atadığı bilirkişi, mütalaa raporunu hazırlayan, Erciyes Üniversitesi’nden profesörler, mahkeme heyeti ve dosya müdafileri vardı. Biz özellikle istememize rağmen sanıklar getirilmedi. Keşif mahallinde sanıkların, olay yerinde imzası olan polis memurunun, Şule’nin bedeninde inceleme yapan adli tıp uzmanının bulundurulmasını istedik. Sanıklar güvenlik gerekçesiyle getirilmezken, adli tıp uzmanı gelmedi. Polis memuru vardı. Öncelikle içeri girildi. Mahkeme üç tane bilirkişi atadı ve üç bilirkişi ortak bir rapor hazırlayacak. Biri inşaat mühendisi, biri adli tıp uzmanı diğeri de kriminal uzman. Onlar burada kendilerince ölçüm ve hesaplamalar yaptı.”
‘Sanıkların ifadeleri yalanlandı’
Davanın ilk iki duruşmasında delillerin karartılmasına yönelik savunma yaptıklarını belirten Yıldırım, “Keşif yerinde hazır bulunan polis memuruna, ‘Girdiğinizde hiçbir şeye dokundunuz mu? Siz girdiğinizde bir şeye müdahale ettiniz mi’ diye sorduk. Polis memurunun cevabı, ‘Biz girdiğimizde hiçbir şeye dokunamayız, girer girmez direkt kamera kaydını alırız. Sonradan gerekli incelemeleri yaparız. Olay yeri kamera kayıtları da dosyada vardır’ dedi. Polis memuru bunu dedikten sonra sanıkların anlattıklarının tamamen yalan olduğu ortaya çıkmış oldu. Mahkeme heyeti, mütalaa raporlarını hazırlayan profesörlere, ‘bizim kendi bilirkişilerimiz inceleme yaptıktan sonra sizler inceleme yapın’ dedi. Mahkemenin atadığı bilirkişiler, işini bitirdikten sonra bu sefer mütalaa raporunu hazırlayan bilirkişiler inceleme yapmaya başladı. Kendilerince verileri toplamaya başladılar. Bu şekilde olay yeri keşfi bitti” diye konuştu.
‘Bilirkişiler cevap verecek’
Umur, olay yeri keşfi sonunda mahkeme heyetinin kendi atadığı bilirkişi uzmanlarına şu soruların yönetildiğini söyledi: “Şule yere düştüğünde çorabının çıkması mümkün mü? Diğer çorabının kaybolması mümkün mü? Bir ayakkabının diğer kolunun altında olması mümkün mü? Diğer ayakkabının Şule’den bu kadar uzak olması mümkün mü? Şule’nin anlatıldığı gibi düşmesi mümkün mü? Hangi odadan atılmıştı? Bu tarzda yedi sekiz kalem soru sordu. Bilirkişiler de hazırlayacakları raporlarla bu soruların cevaplarını verecek.”
Aksu’nun annesinin rüşveti
Çağatay Aksu’nun annesi Gülümser Aksu’nun, “Biri beni aradı, bana para getirirsen oğlun çıkacak” diyerek bu kişiye para vermeleri ve dolandırıldıkları sözlerinin de duruşmada üzerinde duracakları başka bir konu olacağını kaydeden Yıldırım, “Bu yargılamaya yönelik bir rüşvettir. Bu dolandırıldık kelimesi yanlış bir kavram burada doğru olan kavram sen ‘rüşvet’ verdin. Senin oğlun suçsuzsa kimse boş yere para vermez. Bu numara kime ait buna ilişkin bir suç duyurusu dahi yapıldı mı, bunlara cevap yok. Hangi suçsuz biri bu parayı verir ve defalarca o numarayı arar. Bu duruşmada bunların üstüne gideceğiz” ifadelerinde bulundu.
‘Dosya savcısı değişti’
Dosyanın savcısının da değiştiğini söyleyen Umur Yıldırım, “Bu dosyada bazı ihmaller yapıldı ve savcı değişerek yerine başka bir savcı atandı. Şule’nin iç çamaşırı kayıp, deliller kayıp. Deliler karartılmaya çalışıldı ve halen karartılıyor. Bunu duruşmada dile getireceğiz. İnsanların adalet anlayışı zedeleniyor. Bir anne kalkıp birilerine rüşvet veriyor, oğlu da kalkıp ‘kızına sahip çıksaydın’ diyor. Biz bunların üstünde dururken, birileri de bu dosyayı kapatma peşinde” diye konuştu.
Dilan Babat/Ankara-Jinnews