Gönlü derinlikli ve kalıcı şiirlerden yana olan Çadırcı’nın beyin yongası üç kitap nice kitabın kanıtı bence diyeyim ve sizi onun yazın sofrasına davet edeyim.
Tacim Çiçek
Rabia Çelik Çadırcı, Urfa/Bozova doğumlu. İlk ve ortaokulu ilçesinde, liseyi, Urfa Anadolu Ticaret Meslek Lisesi’nde okumuş. Eskişehir Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü’nde sürdürdüğü lisans eğitimini bırakmış. İlk gençliğinden beri bir tutku olan edebiyatı ve şiiri adeta iş edinmiş. Yazıları pek çok gazetede, şiir ve öyküleri de CazKedisi, Varlık, Sanat ve Hayat, Şiirden, Sincan İstasyonu, Eliz Edebiyat, Zamansız Dergi, Sadece Şiir, Bibliyomag, Yenie, Lacivert dergilerinde yayımlanmış.
Belki Çadırcı da edebiyata şiirle başlamıştır ama ilk görünür yaptığı öyküleridir. Gece Saçlı Kırlangıçlar (Mart 2017, Aryen Yayınları) Ismarlama İzdivaçlar, Cemile, Cennetten Düşenler, Ölüm Sancıları ve Miras adlı öykülerden oluşan kitap 112 sayfa. Sondaki Kendini Doğuran Kadınlar başlıklı şiir dışında öykülerin girizgâhında ve içlerinde de anlatılara uygun şiirler var. Ulusal televizyonların haberlerinden ve günlük gazetelerin üçüncü sayfalarından neredeyse kanıksadığımız gerçekliklerden, olaylardan, durumlardan soğurulmuş öyküler yazdıkları. Derdi tam da bunların karşıtı olan bir kadının bakışını, yarattığı anlatıcılardan öğrenmek acıtıcı gerçekten de. Yaşadığımız toplumsal, siyasal ve ekonomik olumsuzluklar sonucu olan yaşanmışlıklar, sözcüklerle görünür yapılmış, gözümüze sokulmuş. Kimi teknik ve anlatım yanlışlarına rağmen öyküler okunmayı hak ediyor. Çadırcı öykülerini ataerkil baskıların bilincinde bir yazar olarak yazmış. Anlattıklarının acısını içinde duyumsamış. Kurgusal olanı da sahicileştirebilmiş. Bir kadın, anne olarak hayata karşı duruşunu öyküleriyle, şiirleriyle dillendiriyor. Yaratılan olumsuz ortamların sonucu yaşamların kadınlara, kızlara, çocuklara dayatılmasına karşı duruşunu yazdıklarıyla kalıcılaştırıyor. Çadırcı; sesini şiirleriyle, öyküleriyle yükseltiyor böylece. Yapılması gereken ona kulak vermek, yazdıklarını okumak…
Zehrimar, (Kasım 2019, Edebiyatist) çoğu kısa, 49 şiirden oluşan 78 sayfalık bir ilk şiir kitabı. Adı da ilginç, çünkü yılan zehri anlamına gelen sözcük; Farsçada birisine duyulan öfkeden dolayı söylenen bir tür beddua anlamı da içeriyor. Ayrıca doğuda sinirlerin tavan yaptığı zaman bağırılarak söylenen aşağılama içeren bir sözcük. Çadırcı, kronikleşmiş sorunlara, durumlara kendince dikkat çektiği şiirlerinde bu sözcüğün her iki anlamını kullanmış demek bir abartı olmaz sanırım. Bunu yaparken de acıya, hüzne mesafe koyuyor ama daha kişisel, daha kapalı bir şiire mesafe koyamıyor. Zehrimar’daki şiirler gür sesli de olsa kendini kolay ele vermeyen dizeler toplamı çünkü. Hayatı sırtlansa da zor bir şiir yolundan ilerliyor. Bu, kolay bir şiir okurundan yana olmadığının da bir sonucu olabilir. Öfkesini şiirin ve bilincin süzgecinden geçirerek yumuşatması anlaşılır bir şiirden uzaklaştığının farkında olup daha anlaşılır olmak istemesinin çabası gibi geldi bana. Şiirlerdeki ses, anlam, akış ve sözcük ekonomisi gösteriyor ki Çadırcı şiiri de şiirin olmazsa olmazı işçiliği de önemsiyor.
Kör Bir Harfle Yazıyorum Göğe, (Şubat 2022, Klaros Yayınları) 32 kısacık şiirden oluşan 50 sayfalık bu kitabını da kızı Aze’ye adamış Rabia Çadırcı. Annelik sanırım yapıp eylediği her güzel çabada olumlu bir etken… Harfler de hayat gibi tek olmadığına göre ben olsaydım “Kör harflerle yazıyorum göğe” derdim. Kısacalar da olabilirdi adı kitabın. Bu kitapta dış-konuların uyumlu iç-konular olarak birbirini izlediği şiirler var. Hareketli, canlı bir sesleniş, açlık metaforu ve gerçekliği dizelerde hayat buluyor. Okurunu ortak duygulara çağırıyor. Çadırcı’nın şiirlerinde, karamsarlığa, “günlük hayatın karşı konulmaz ağırlığına” rağmen umut var. Bu yüzden de anlaşılır ve sorgulayıcı dili bizi yazın dünyasına davet ediyor. Özünde şiir haz alınacak bir kaynak değil. Yakıcı günlerden geçmek zorunda olanların sözcüklerden ilmek ilmek örülmüş ateşten koruyucu giysileridir bilinçlerinin. Hele ki coğrafyasındaki yıkım ve katliamların, özellikle kadınlara, kızlara ve çocuklara yaşattıkları, bizi ‘gayri yeter’ noktasına getirdiği günümüzde bence has şiir çok şeydir.
Gönlü derinlikli ve kalıcı şiirlerden yana olan Çadırcı’nın beyin yongası üç kitap nice kitabın kanıtı bence diyeyim ve sizi onun yazın sofrasına davet edeyim.