İbrahim Sarı
Bir torbada kemikleri verilen Hakan Arslan, 22 Ocak 2016 tarihinde Sur Özyönetim direnişinde şehadete ulaştı ve cenazesi Hasırlı Camisi’nin yanına defnedildi. Tüm bunlar bilinmesine rağmen sürecin bu kadar uzamasının nedeni bir torba olmamakla birlikte, bir torba sembolünde anlatılmak istenilen yüzyıllık inkâr ve imha sistemidir.
Yaşanan savaşın son 7 yılına baktığımızda TC’nin ilk saldırdığı yerlerden birisi de HPG’lilerin cenazelerinin bulunduğu yerlerdi. Havadan bombardıman, toplar ve havanla saldırılar yapıldı. Özgürlük güçlerinin dirisinden korkan zihniyet ölüsüne bile tahammül göstermiyordu. Bu yüzden şehitliklerin bombalanması, mezarlıkların yıkılması ve mezar taşının kırılması bizlere dayatılan inkâr politikasının parçasıdır. Bu inkâr politikasında temel amaç hafızasızlıktır. Sen bir halkı hafızasız bırakırsan istediğin politikayı dayatabilirsin, kabul ettirebilirsin. Halkın direniş hafızasını ortadan kaldırmak için her türlü insanlık dışı muameleyi yapmakta ve yapıyor. Hatta içişleri bakanı yalan olduğunu bilmesine rağmen 41. defa bitecek söylemi özel savaşın bir parçasıdır. Bitirme söylemi adı altında 40 yıllık özgürlük hareketinin direnişini ve oluşturmuş olduğu direniş hafızasını en ince yöntemlerle ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Halbuki Zap, Avaşin ve Metina’da özgürlük hareketi en büyük direnişini yaşamakta ve yenilmezliğini bir kez daha kanıtlamaktadır. Bu direniş bizlere özel savaşın her türlü kirli yöntemlerine karşılık direniş hafızasını unutmayın, sahip çıkın ve büyütün emrini vermektedir.
İkinci olarak Zap, Avaşin ve Metina’da özgürlük hareketinin direnişi karşısında çaresiz kalan TC güçleri HPG’ye karşı taktik nükleer ve kimyasal silah kullanmaktadır. Her türlü tekniğe rağmen sonuç alamıyor. HPG’ye bu kadar yoğun saldırmasının ve savaşı Başur’a yaymasının temel amacını TC’nin soykırım tarihinden bilmekteyiz. Ağrı isyanı başarısız olduğunda ve İhsan Nuri Paşa İran’a geri çekilmesinin hemen ardından Zilan Katliamı gerçekleşir. Dersim isyanında ise Seyid Rıza idam edildikten sonra katliamlar silsilesi başlar.Tarihten de görüyoruz ki TC son silahlı gücü ortadan kaldırdıktan sonra halk üzerinde büyük katliamlar gerçekleştiriyor. Özgürlük hareketine bu kadar saldırmasının ana hedefi son silahlı gücü ortadan kaldırmak ve yüzyıllık inkâr ve imha politikasını sonuca götürmek istiyor. Şunu hep unutuyor ki; direnenler boğazındaki kılçık oluyor. Hedefini yutmasını engelliyor ve boğazını yırtarak ölümünü gerçekleştirecektir.
Son olarak; Ey Welat kemiklerin bir torbada olsa da gözün açık kalmasın. Bu dağlarda ve ovalarda hayallerinin peşinden onbinler mücadele etmekte ve Özgür Kürd’ü direne direne inşa etmektedir.