Yıl 1949, aylardan Ağustos. Akşam gazetesinden Cemal Refik yazıyor: “Müstahsil (üretici) bahçesinde bağında çalışıyor. Meyvesini sebzesini yetiştiriyor, fakat gayretlerinin mükâfatı şöyle dursun, emeğinin en ufak karşılığını görmüyor. İstihsal bölgesinde beş kuruş değeri zorlukla bulabilen bir meyva, istihlâk (tüketim) merkezlerinde, yani İstanbul’da yüzbeş kuruşa satılıyor. Ötede müstahsil perişan kalıyor, beride müstehlik (tüketici) insafsızca soyuluyor, aradaki kâr doğrudan doğruya kabzımalın cebine giriyor.”
Bugün
O günden bugüne, kırsala üvey evlat muamelesi yapıldığı hep yazılıyor, söyleniyor. Ama hükümetlerin; kırsalın sosyalleşmesi, üretenlerin refah düzeyinin yükseltilmesi, tarımsal yapının iyiye doğru dönüşmesi için bir çabaları olmadı. Olmuyor. Hükümetlere eleştiriler ve öneriler her dönem yapıldı. Ne çare? Bu konuda yazılanlar, çaresizlerin yazdığı, çaresizlerin okuduğunun ötesine geçmedi. Çünkü gelen imamlar-hükümetler bildiğini -aslında bilmediklerini- okudu; tarım bu yüzden hep başaşağı gitmeyi sürdürdü, sürdürmeye de devam ediyor.
Olsun, biz yazmaya, çizmeye, söylemeye devam edeceğiz elbette!
Dün bugün hep aynı
Uzak maziye dönmeye gerek yok, son 1 yılda tarımsal girdilerin artış oranları şöyle:
DAP gübresi %158,
ÜRE gübresi %123,
Zirai ilaçlar %75,
Süt yemi %63,
Besi yemi %60,
Elektrik maliyeti %56 olarak artmış (TZOB). Girdilerin fiyat artış hızına yetişmek ne mümkün! Üreticinin ürettiği ürünün fiyatı ise yerlerde sürünüyor. Bu felaket değilse ne? Girdi üreten ile çiftçinin ürününü satın alıp pazarlayan şirketlerin fiyatları ise roketlenmiş durumda tutabilene aşk olsun. Demem odur ki, tarım politikalarına yaklaşım, dün ne idiyse bugünde aynı. Değişen bir şey yok. Gün güne öte git diyor; bugün dünü aratıyor. Tarımdaki bu çarpıklığa, yanlış politikalara bağlı olarak yoksulluk derinleşiyor. Kırsal ve kentlerde tarım tekellerinin mengenesi, üretici ve tüketicilerin boyunlarını her gün biraz daha sıkıyor.
Ya siyasetçilerin tutumu?
Teşbihte hata olmaz ya!
“Kör, “nasıl gidiyor” diye topal’a sormuş, Topal, “gördüğün gibi” demiş kör’e” misali, siyasetçilerin tarıma yaklaşımı devam ediyor.