Ekonomist Yasemin Kılıç ,hükümetin krizi yönetemediğini belirterek ‘Zaten kötü olan ekonominin faturası salgına kesilmek isteniyor’ dedi
Salgın koşulları altında bütün dünyada ekonomik bir daralma yaşanırken, Türkiye gibi zaten kriz yaşayan ülkelerde ise durum daha da ciddi. Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) açıkladığı rapora göre, Türkiye’deki işsizliğin yüzde 17.4 seviyesine çıkacağı öngörülüyor. AKP’nin aldığı önlemler ise işçiden çok işvereni koruyor. Ekonomist Yasemin Kılıç, Jinnews’ten Rengin Azizoğlu ve Medya Üren’e gelişmeleri değerlendirdi.
‘Zengin daha da zengin oldu
’ Zaten kötü olan ekonominin faturasının salgına kesilmek istendiğine vurgu yapan Kılıç, şunları söyledi: “Ülkenin ekonomisinin çökmesi iki ayda mümkün olamaz. Şu an ülkede 4 buçuk milyon işsiz var. Bir çözüm üretilmezse yılsonunda tablo daha da kötüye gidecek. Dış ülkelerden aldığımız borçlara bağımlı durumdayız. 2002’de dolar 1 lira 7 kuruştu, bugün 7 lira 27 kuruşa ancak bir dolara satın alabiliyoruz. Milli gelir dağılımındaki adaletsizlik günden güne büyüyor. Zengin daha zengin, yoksul daha da yoksullaştı.”
‘Paralar nerede kimse bilmiyor’
Ülkenin içerisinde bulunduğu mevcut durumun hükümetin tercihlerinin sonucu olduğunu kaydeden Kılıç, “Devlet halkına karşı şeffaf ve dürüst değil. Kaynakların nereye harcandığı bilinmiyor. Pandemiyle birlikte düzenin tüm yapısal sorunları da gün yüzüne çıktı. Elbette tüm dünyada yaşanan krizden herkes etkileniyor ama ekonomisi zaten zayıf olan ülkeler bunu daha ağır geçirecekler. Sağlam bir temelleri yok” dedi.
‘Ortada para yok’
Hükümetin sosyal devlet olmanın gereklerini yerine getiremediğini dile getiren Kılıç, “Vatandaşlardan vergiler toplandı, fonlar ayrıldı. Bugün küresel çapta yaşanan salgın sürecinde toplanılan vergiler kullanılmayacaksa ne zaman kullanılacak? Kullanamıyorlar çünkü öyle bir para yok. En önemli şey olan maske bile bir krize dönüştü. İki aydır elimize ulaşmış tek bir maske dahi yok. Maske bile temin edemeyen devlet ülke ekonomisini nasıl idare edecek bilemiyoruz” dedi.
‘Kadın ucuz iş gücü’
Kriz koşullarında kadının güvencesiz ve ucuz iş gücü olarak çalıştırılmasının artış gösterdiğini de söyleyen Kılıç, “İşverenler maliyeti kısmak için ucuz, kontrol edilebilir, esnek iş gücü oldukları düşüncesiyle kadınları tercih ediyorlar. Erkek işçilerin istihdam olanaklarının düştüğü, evdeki gelir kaybı nedeniyle kadınlar iş gücüne ek işçiler olarak katılıyorlar. Kriz dönemlerinde ise işten çıkarma gibi bir durum söz konusuysa öncelikli olarak kadınlar çıkarılıyor. Kadının toplumsal hayatta ikincil iş gücü olarak görülmemesi olması, kadın emeğinin karşılıksız ve görünmez emek olmaktan çıkması gerekiyor” diye kaydetti.
Tarım politikalarına da değinen Kılıç, “Ülkenin elinde yetişen fazla ürün varken ithal etmeyi tercih ediyorlar. Farklı anlaşmalar yapılarak ülkeye ihanet ediliyor. Yarının refahını ancak dün yapılanlardan özeleştiri vererek sağlayabiliriz. Ekonomik açıdan bakarsak hükümetin bütçeyi gözden geçirip elzem olmayan masraflardan kaçınılması gerekiyor” dedi.
DİYARBAKIR