Yumuşama-normalleşme sürecinin, eğer, diyelim ki NATO’nun itelemesiyle bir Türk-İran savaş ortamı oluştuğunda CHP’yi AKP’nin yanına sürükleyeceğini ve karşımıza emek ve barış düşmanı programı birlikte uygulayacak bir “milli beka koalisyonu” çıkacağını yazıp duruyorum.
Olaylar benim bu öngörümü fena halde yalanlıyor. CHP’nin AKP’yle suç ortağı haline gelmesi için savaş gibi büyük bir hadisenin olması gerekir şeklindeki düşüncem aşırı akılsızca bir düşünceymiş. İşte görüldü: Ne savaşı, bir futbol hadisesi bile böyle bir suç ortaklığına sebep olabilir.
Önce eski Vekil Encu’nun Türk milli takımını yenen Portekiz Milli Takımını “Bijî Portekiz” twitiyle selamlaması AKP, MHP ve cümle sistem içi muhalefeti birleştirdi. Encu o sırada Türkiye’de olsaydı kesinlikle tutuklanır, tüm emeklilik hakları yok edilir, ailesi açlığa sürüklenirdi.
Şimdi daha beter bir durum var. Avusturya’ya iki gol atan bir Milli takım oyuncusu, kollarını kaldırıp, iki elinin işaret ve küçük parmaklarının arasındaki ikişer parmağını öteki ikişer baş parmağı ile birleştirerek Türk faşizminin selamlama işaretini yaptı, bu siyasi kışkırtıcı eylemi yüzünden UEFA tarafından iki maçlık cezaya çarptırıldı. Bu futbol hadisesi DEM Parti dışındaki bütün sistem içi partileri birleştirdi. İşler öyle bir noktaya kadar vardı ki, CHP’nin mülteci düşmanı Belediye Başkanı, bu futbolcunun heykelini Bolu’nun orta yerine dikme kararını ilan etti. Ülkenin bütün tarihçileri, etnologları, antropologları ve daha bilmem neleri Bozkurt’un çağlar öncesinden beri Türklüğün sembolü olduğunu, futbolcunun da derin tarih bilgisine sahip olduğu (!) için Kurt işaretiyle Avusturya’nın Viyana şehrini kuşatırken ölen Kanuni Sultan Süleyman’ın anısına saygı duruşunda bulunduğunu halka yutturmakta birleşti.
Güya bu futbolcunun siyasetle bir ilgisi yokmuş. Her Türk anasının karnından parmaklarını tam da bu futbolcu gibi kurt işareti yaparak doğarmış. Hatta ilk oksijeni soluduğu anda Türk bebekleri diğer milletlerin bebekleri gibi “ingaaa” diye ağlamaz, kurt gibi ulurmuş.
Bozkurtun Türk efsanelerinde önemli bir yere sahip olduğu doğrudur. Bu ne kadar doğruysa İtalyanlar için de Kurt efsanesi benzer yere sahiptir. Remus-Remulus’un kurt memesini emerken temsil edildiği bir heykel bugün de Roma’dadır. Mussoli’nin iktidara geldiği 1922 yılıyla birlikte Falih Rıfkı Atay’ın Kemalizmi Roma-Moskova adlı kitabında İtalyan faşizmi ve Sovyet komünizmiyle sentezlemesini işaret edip, o yıllarda beş liralık banknota Kurt resmi konmasına da değinelim. Ne demişler, “Kurt dumanlı havayı severmiş.” O sıralar hava çok pusluydu.
Her halk efsaneleri sever. Ben de severim. Mesele halkın sevdiği efsanelerin günümüzde neye hizmet ettiğidir. Kürt halkının “Demirci Kawa” efsanesi günümüzde Kürt halkının bütün halklarla demokratik ulus içinde kendi özgünlüğünü koruyarak birleşme iradesinin kaynağı haline gelmiştir. “Bozkurt” efsanesi ise Türkeş’in eliyle Türk faşizminin başka milletlere düşmanlığının simgesine dönüşmüştür.
Amedspor oyuncusu Deniz Naki maç sonrasında parmaklarıyla V işareti yaptığı için Türkiye’de ömür boyu futbol oynamaktan men edildi. Şimdi ülkesini terketmek zorunda kaldı. Buna karşılık Avusturya maçında MHP’nin resmi kurt işaretini yapan futbolcuya iki maçlık ceza Türkiye’yi ayağa kaldırmıştır. Oysa Deniz Naki’nin V işareti yalnız Kürt halkına, onun partilerine ait bir simge değildir. İngiliz Başbakanı Winston Churchil tarafından 2. Dünya Savaşı sürecinde Hitler faşizmine karşı zafer işareti olarak kullanılmıştır. İngilizcede zafer sözcüğünün karşılığı olan Viktory’nin baş harfini temsil eder. Bu işaret günümüzde bütün barış ve özgürlük yanlısı halklar tarafından kullanılır.
Nazi bayrağından hepimizin tanıdığı “gamalı haç” ile sağ kolun baş hizasında gergin olarak, parmaklar bitişik ve avuç içi yere bakacak şekilde yapılan “Hitler selamı” da çok eski efsanelere dayanır. Gamalı Haç çok eski çağların iyilik sembolüydü, “Hitler selamı” ise Roma İmparatorluğu’nda kullanılan bir selamdı. Bu geleneksel gamalı haç ve Roma selamı, Hitler’in eliyle 60 milyon insanın ölümüne sebep oldu. Günümüzde gamalı haç ve “Roma selamı” başta Almanya olmak üzere hemen hemen bütün ülkelerde yasaktır, cezası üç yıllık hapistir.
Bir tarihi resmi de hatırlatayım. 1938 yılında Nazi Almanyası’nın başkenti Berlinde yapılan Olimpiyat yarışlarına katılan Türk kafilesi, yanılmıyorsam Hitler’in de yer aldığı şeref tribününün önünden Türk usulü sağ kolunun parmaklarını birleştirip, sağ kaşının üstüne avuç yere bakacak şekilde yerleşiren ve sol kolunun avucunu da bacağına sıkıca yapıştıran selam yerine “Hitler Selamı” vererek resm-i geçit yapmıştı. Hey gidi günler hey…
Bir de şu MHP bayrağının ilk versiyonunu hatırlatayım. Doğan Özgüden’in yayınladığı Ant dergisinin arşivinde araştıran bu ilk versiyonun “üç hilalin gamalı haç benzeri” birleştirilmesinden oluşturulduğunu görür.
Laf uzadı.
Demek istediğim şu: Ülke derin bir krizde. Halk aç, savaş tırmanıyor. Yarın bütün Türk milletini, bütün sistem içi iktidar ve muhalefet partilerinin üyelerini kolları öne doğru gerilmiş ve parmakları kurt kafası haline gelmiş bir vaziyette, Erdoğan’ı, Özgür Özel’i, belki Bahçeli, Abdullah Gül, Davutoğlu’nu bulundukları “şeref tribününün” önünden selamlayarak geçtiğini görürseniz şaşırmayın.
Görmek istemiyorsanız, sizi kızdırmayı göze alarak bir daha tekrar ediyorum, bizim gibiler “Öcalan’a özgürlük için”, kiminiz “ekmek ve adalet için”, kiminiz “CHP’ye iktidar için” ve fakat hepiniz “erken seçim, hemen şimdi, Erdoğan istifa hemen şimdi” sloganıyla, işaret ve orta parmaklarınızı ayırıp V işareti yaparak, pencerelerinden bakanları siz selamlayınız ve onları yanınıza çağırınız.