3 kızı ile birlikte evli olduğu Hasan Karaaslan tarafından katledilen Leyla Karaaslan’ı dosyası 9 aydır hazırlanmadı. Duruma tepki gösteren Leyla Karaaslan’ı annesi Bedia Tek, ‘Ben kızlarımın ve torunlarımın katillerinin en ağır şekilde cezalandırılmalarını istiyorum’ dedi
Şirnex’in (Şırnak) Hezex (İdil) ilçesine bağlı Yeni Mahalle’de evli olduğu Hasan Karaaslan’ın yıllarca sistematik şiddetine maruz kalan Leyla Karaaslan ile kızları 17 yaşindaki Derya , 16 yaşındaki Melek ve 13 yaşındaki Şerife, 24 Ağustos 2022’de uykuda olduğu sırada katledildi. İdil Emniyet Müdürlüğü’ne giderek teslim olan fail, “Kasten eşini ve çocukları öldürmek” suçundan tutuklanarak Şırnak T Tipi Cezaevi’ne gönderildi. Karaaslan savcılığa verdiği ifadesinde “bipolar” hastalığı olduğunu iddia etti.
9 aydır iddianame yok
Fail Karaaslan’ın, tutuklanmasından sonra “bipolar” hastalığına dair Adli Tıp Kurumu’na (ATK) götürülerek rapor verildiği belirtildi. Ancak 9 ay geçmesine rağmen fail hakkında iddianame hazırlanmadı.
Kaymak yönlendirdi
Ayrıca, katledilen Leyla Karaaslan ve çocuklarının avukatının olmadığı öğrenilirken, Leyla Karaaslan’ın ailesinin hukuki yardım talebiyle başvurduğu kaymakamın, “İşlediği suç belli olduğu için avukata ihtiyaç yok” dediği ileri sürüldü. Kaymakamın bu söylemi üzerine ailenin avukat tutmadığı belirtildi.
Evden dışarı çıkarmıyordu
Leyla Karaaslan’ın annesi Bedia Tek yaşananlara tepki göstererek, “Kızım gün yüzü görmedi. Her gün işkenceyi görüyordu. Kızımı çırılçıplak soyup betonun üzerinde oturtuyordu. Kendisi de elinde tüfeğiyle başında duruyordu. Kızlarının komşularına gitmesine bile izin vermiyordu. Ben bunları bilmiyordum, bana anlatmıyordu, kardeşlerine anlatmış. Bu insanın en ağır şekilde cezalandırılmasını ve ömür boyu dört duvar arasında kalmasını istiyorum” dedi.
Kaymakam avukat tutmayın dedi
Hukuki destek talebinde bulundukları kaymakamın avukat ihtiyacının olmadığını söylediğini aktaran Tek, “Kaymakam bize, ‘İhtiyaç olduğunda avukat tutarsınız’ dedi. Bizde ona, ‘Sen bu dava ile ilgilenmiyorsun ne şahsı mahkemeye getiriyorsunuz ne de yargılıyorsunuz, biz avukat tutacağız’ dedik. Ama ‘tutmayın’ dedi. Kaymakam bize failin rapor için İstanbul’a götürüldüğünü söyledi. Bize, ‘Raporu çıkmış ve şizofreni değil’ dedi. Bu şahsın en ağır şekilde cezalandırılması istiyorum” dedi.
Bir kızını da devlet vurdu
Tek, 1990’lı yıllarda 15 yaşındaki kızının da askerler tarafından açılan ateş sonucunda katledildiği bilgisini paylaşarak, “Kızımın belinde kesk û sor û zer kuşağı olduğu için evimize baskın yapan askerler, ‘onu kaldırın, yok edin’ tehdidinde bulundu. Bir şey yapmadılar ama o günün akşamında kızım evin damındayken vuruldu. Kızım ağır yaralanmıştı. Ben Cizîr’de alışveriş yapmak için gitmiştim. Hastanede yaşamını yitirdi. Ben kızlarımın ve torunlarımın katillerinin en ağır şekilde cezalandırılmalarını istiyorum” diye konuştu.
Haber: Zeynep Durgut / MA