Tiyatro dünyasından bir güzel arkadaşı; oyuncu, yönetmen ve yazar Mehmet Emin Yalçınkaya’yı kaybettik. Yalçınkaya bir süredir pankreas tedavisi görüyordu. Hayat sonludur. İnsanın ölüm karşısındaki çaresizliğinin farkında oluşundan mıdır, her kaybın ardından bir teselli bulabiliyor.
“Doğduğumuz zaman dünyaya hiçbir şey getiremediğimiz gibi, ölürken de hiçbir şey götüremeyiz” demiş Victor Hugo. Doğrudur ama keşke bu sözünün sonuna; “ama bu dünyaya birşeyler bırakabiliriz” diye ekleseymiş diye düşünüyor insan.
***
Yakın çevresi ona ikinci adıyla Emin diye hitap ederdi. Gerçekten de adının anlamına uygun; güvenilir, inanılır bir dosttu. Mehmet Emin Yalçınkaya, 1990’da Diyarbakır Belediyesi Dr. Orhan Asena Şehir Tiyatrosu’nda profesyonel olarak tiyatroya başladı. Çok sayıda oyunda görev yaptı. Veysel Öngören, Ziya Demirel, Luciano İogna, Celil Toksöz ve Haldun Dormen gibi tanınmış tiyatrocularla çalıştı. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nda oyuncu, yazar, çevirmen ve yönetmen olarak çalışmalarını uzun yıllar sürdürdü. Yapılan edilen üzerine kafa yoran, öneriler getiren ve bunu yaşama geçirmeye çalışan bir emekçiydi O.
Sadece dilin değişmesiyle yapılan tiyatroya Kürt tiyatrosu denmesini doğru bulmuyordu. Kürt tiyatrosunun kendi kaynaklarından beslenip kendi tarzını yaratması gerektiğinin ve bakir Mezopotamya mitologyası ile sözlü edebiyatının bu konuda büyük bir potansiyel taşıdığının bilincindeydi. Bu yüzden kendi yazdığı oyunların dokusu da bu iki kaynaktan besleniyordu.
***
Yalçınkaya, kuruluşundan beri Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’yla (DBŞT) birlikte. 27 seneyi aşkın şehir tiyatrosunun sahnelediği çoğu oyunda rol alan, Hamlet’te Claudius, Antigone’de Kreon, Mem û Zîn’de Mem’in amcasını canlandıran Yalçınkaya, Bölge Belediyelerine kayyum atanmasından da birçok tiyatrocu arkadaşı gibi mağdur edildi.
Kadrosunun bağlı olduğu Diyarbakır’ın Sur Belediyesi’ne kayyum atandığı gün tiyatro ekibiyle birlikte İran’da turnedeymiş.
Diyarbakır’a döndüklerinde, Yalçınkaya ve DBŞT’den iki meslektaşı, oyuncular Vural Tantekin ve Şehabettin Dağ, kayyum tarafından (kadrolarının önceden bağlı olduğu) zabıta müdürlüğünde görevlendirildiklerini öğrenirler.
Kayyumla görüşme çabaları karşılık bulmayınca, yasal haklarını alarak kadrolarının feshedilmesini talep ederler ancak kıdem tazminatı dahil hiçbir yasal hakkını alamayacağını bildiren bir yazıyla birçok arkadaşıyla işten çıkartılmıştı. Daha sonra kurulan Amed Şehir Tiyatrosu içinde yer aldı.
Yaşananlar 90’lardan tanıdık geliyor insana. Refah Partisi 1994 yerel seçimlerinde Diyarbakır belediyesini kazanınca Belediye Başkanı şehir tiyatrosunu kapatarak oyuncuları da başka görevlere atamıştı. Yalçınkaya bu dönemle ilgili de şunları söylüyordu bir söyleşisinde: “O zaman da temizlik işlerine sürüldüm. Aldığımız karar gereği sabahları temizlikte çalışıyordum, akşamları da tiyatro yapıyorduk” diyor Yalçınkaya. Bir süre sonra istifa ederek özel tiyatrolarda çalışan oyuncu, 1999 seçimlerinde HADEP’in Diyarbakır belediyesini kazanmasıyla tekrardan açılan belediye tiyatrosuna dönmüş.
***
Yalçınkaya birçok dizide de rol üstlenmişti. Yazarın bugüne kadar sahnelenmiş birçok oyunu vardır. Bunlar arasında en çok bilinenler “Mala Dinan” ve “Mala Extiyaran” adlı oyunlarıdır. Bunların dışında “Cembeli û Binevş”,“Zembilfroş” adlı oyunları da bazı tiyatrolarda sahnelendi.
Aynı zamanda çeviri de yapan yazar; Aziz Nesin’in “Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz”, “Benim Güzel Pabuçlarım”, Ömer Polat’ın “Aladağlı Mıho” adlı eserlerini de çevirip DBŞT’de oynanmıştır. Yazarın “Mala Dinan” ve Mala Extiyaran” adlı iki oyunu tek kitap halinde basılıp yayımlanmıştı.
***
Emin, yokluklar ve zorluklar içinde geçen kısa denebilecek bir ömürde, ardında kendi alanında güzel çalışmalar bırakarak gitti.
Teşekkürler sevgili Emin, ışıklar içinde uyu kardeşim.