İktidarın bir tarafı, şöyle bir reverans yapıp, yani bir saray dansı selamı edasıyla çıkar gibi yapıp, tekrar piste geri döndü. Arkasından bol bol bis yapıldı, sahneye yeniden davet edildi ama zaten locanın kararı, esas olduğundan gerisi, Amerikan komedi sitcom tadında efekt gülme sesleri gibi.
Kime işaret edildiyse ona zaten gelecek bu alkış tufanında sokaklar da yalnız değildi ama. İstifa kabul edilmediğinde, havai fişekleri atıldı bazı semtlerde.
-Karantina günlerinde nereden bulursun havai fişeklerini? Nasıl bulursun? Geçen sen değil miydin yahu, sokak yasağı son iki saat evveli, benzin kuyruğunda önden dalarak, depoyu fulleyen ve hatta depodaki plastik bidonları da dolduran ve sanki eğer sokağa çıkma yasağı varken nereye gideceksen -iyi sık bari kapağı- ve partili fırından 2 çuval ekmek alan şahsiyet? Yani evinde sürekli bir havai fişekler kutusu mu var, bir içişleri bakanı istifa eder ve geri döner kutlarım diye. Yoksa ne zaman iki gram yağmur yağsa, köşe başında mantarlardan hızlı türeyen, plastik şemsiye satıcıları gibi, devletin derin figüranlarına dağıtılmış —ki bugünlerde maske verselerdi bari— özel derin devlet kitlerinde mi var, istifa dönüşü kutlama havai fişekleri –
Bu yüzden yukarıdaki temaşadan çok, seyircilerin seyir biçimi endişelendiriyor beni. Her şeyi bir yana bırakın ‘Ben hata yaptım, birilerinin hastalanmasına ve çok muhtemel ölmesine yol açtım.’ Diyen birisinin geri dönüşü kutlamaları, hasta ediyor insanı.
Hadi bizi geçtik, ölenlere nasıl izah ediliyor acaba araf kapılarında, bekleme odalarında, niye ben diye sorabiliyorlarsa bir yerlere…
‘Otoriter rejimler, sanıldığının aksine ‘tek adam’ rejimi değildir. -Burada ‘adam’ tabii ki cinsiyetçi kullanılmıştır- İktidar; yukarıdan aşağı, mümkün olduğunca düzen ve intizam içinde, kesinlikle birlik ve beraberlik halinde, gelin-damat başlarına savrulan konfeti avuççukları ya da su muhallebisine, kalın delikli şekerlikten silkelenmiş pudra şekeri gibi serpilir. Atmosferde biraz havalanan iktidar, tek adamın aynısı, yansısı ve konsantresi olarak, küçük küçük reislere, kısmetleri oranında taksim olur. Her bir küçük iktidar -küdam-, esas adamın, temsili bile sayılmayacak gerçeklikte, onun yeryüzünde iktidarı halinde vuku bulur. -Yani hattı iktidar yoktur sathı iktidar vardır ki o satıh bütün vatandır.- Bu yüzden bu rejimler bence yukarıdan değil, aşağıdan doğru adlandırılmalıdır ve bu yüzden de -benim siyasal literatüre katkım olsun- bu rejimleri, ‘bekokrasi-bekçi rejimi olarak adlandırmamız daha doğrudur.’
Bir kamyonum olsaydı arkasına şöyle yazardım: ‘Filmlerde iyiler kazanır, hayatta kötüler…’
Ama bir de ‘Ben feleğin tekerine çomak sokarım var.’
İyi ki var…