Kürt Dedeoğulları ailesine yönelik ırkçı saldırıyı yapan Keleş ailesi, ‘Biz ülkücüyüz Kürtleri burada yaşatmayacağız’ diyerek katliamı gerçekleştirdi. Katliama dair görülen davanın ilk duruşmasında, polisler tarafından darp edilerek gözaltına alınanlardan Harun Rıfatoğlu, “Arabada bizi darp eden polislerden biri ‘Biz ülkücüyüz hepinize yeteriz’ şeklinde tehditlerde bulundu” dedi
Konya’nın Meram ilçesinde 30 Temmuz 2021’de katledilen Kürt Dedeoğulları ailesinin katledilmeden önce 12 Mayıs 2021’de komşuları Keleş ve Çalık aileleri tarafından ırkçı saldırıya maruz kalmalarına ilişkin davanın ilk duruşma 14 Ocak’ta Konya 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Yargılanan faillerin duruşma salonunda çelişkili beyanlarda bulunmasına tepki gösteren aile yakınlarına polis saldırarak birçok aile üyesini darp etti. Polis saldırı sırasında aileden Harun, Ömer (16) ve Öner Rıfatoğlu’yu gözaltına aldı.
Yalan konuştukları için tepki gösterdik
Darp edilen Hülya Kaplan ile gözaltına alınan Ömer ve Harun Rıfatoğlu polis şiddetini Jinnews’ten Öznur Değer’e anlattı. Katledilen Yaşar ve İpek Dedeoğulları’nın yeğeni Ömer Rıfatoğlu, maruz kaldıkları haksızlık ve hukuksuzluk nedeniyle duruşmaya “Adalet istiyoruz” baskılı tişörtle katıldığını söyledi. Duruşmadaki polis saldırısını anlatan Ömer Rıfatoğlu, “Duruşmada yalan yanlış konuşuyorlardı. Biz tepki gösterince de polis bize saldırdı. Duruşma salonunda video çeken sivil bir polis vardı. Biz onun polis olduğunu bilmiyorduk. Babam da onun telefonunu aldı, polis olduğunu bilmeden. Ardından babam telefonunu verince bizim boğazımızı sıkmaya başladılar, bizi dövdüler. Ardından bizi duruşma salonundan çıkardılar. Sonrasında ise adliyede bizi dövdüler, telefonumu kırdılar. Bizi darp ederek gözaltına aldılar” dedi.
Polis: Kürtlerle mi uğraşacağız!
Darp edilerek gözaltı aracına bindirildiklerini ve burada cinsiyetçi küfürlere maruz kaldıklarını belirten Ömer Rıfatoğlu, kafasından darbe alarak yaralandı. Polislerin araçta “Bu saatten sonra Kürtlerle mi uğraşacağız” dediğini kaydeden Ömer, “Ardından beni çocuk şubeye götürdüler. Bizi darp eden polislerden şikayetçi olacağız” diye konuştu.
Polis: Biz ülkücüyüz
Katledilen İpek Dedeoğulları’nın kardeşi Hülya Kaplan da duruşma salonunda polis tarafından darp edilerek yaralananlardan. Maruz kaldığı şiddetin etkisiyle sesi kısılan Hülya Kaplan, saldırı sonrası duruşma salonundan çıkarıldıklarında polisler tarafından cinsiyetçi küfür ve tehditlere maruz kaldıklarını aktardı. Hülya Kaplan, “Yeğenlerimi gözümün önünde darp etmeye başladılar. Ben de onları korumak için kendimi onların üzerine attım. Bu şekilde beni de yaraladılar. Kolumdan yaralandım (Morluk izleri hala duruyor). Sesim kısıldı. Beni duvara ittiler” ifadelerini kullandı.
Kürt olduğumuz için darp ettiler
Birlik çağrısında bulunan Hülya Kaplan, tüm Kürtlerin bu tür saldırılar karşısında bir olmaları gerektiğini ifade etti. Dedeoğulları’na Keleş ailesi tarafından söylenen “Siz Kürtsünüz sizi buradan kaldıracağız” sözlerini hatırlatan Hülya Kaplan, “Kardeşimin ailesini yok ettiler. Sadece bir Çetin’imiz kaldı. ‘Siz Kürtsünüz PKK’lileri burada istemiyoruz’ diyorlardı onlara. Kürt olduğumuz için bu tür saldırılara maruz kalıyoruz. Polisler de bizi Kürt olduğumuz için darp etti. Adalet istiyoruz. Gerekirse ‘adalet’ yazılı tişörtle gezerim” dedi.
‘Bu ülkede Kürt olmak gerçekten suç mu?’
Darp edilerek gözaltına alınan ve duruşmaya “Bu ülkede Kürt olmak suç mu” baskılı tişörtle katılan Harun Rıfatoğlu da duruşma salonuna alınırken polisin baskılı tişörtüne müdahale ettiğini söyledi. Tişörtü giyme sebebini, “Katledilen ailemizden sonra Kürt olduğumuz için arka planda tutulmamız nedeniyle giydim” sözleriyle anlatan Harun Rıfatoğlu, “Yetkililere de sormak istiyorum, ‘Bu ülkede Kürt olmak gerçekten suç mu?’ Biz mahkemeye izleyici olarak katıldık. Sanıkların verdiği çelişkili ifadelere ailem tepki gösterdi. Biz de ailemizi yatıştırmak için ailemizin yanına giderken, talimat-emir almadan bizi fiziki olarak müdahale eden polisle karşılaştık. Biz onlara ‘dur’ dedikçe onlar şiddeti artırdılar. Ortamı alevlendiren onlardı. Polisler duruşma salonunda bizi darp ederken cinsiyetçi küfürler ediyorlardı” diye konuştu.
Gelen giden vuruyordu
Olayın adliyenin dışına kadar taştığını kaydeden Harun Rıfatoğlu, dışarıda bulundukları sırada iki polisin korkulukların üzerinden atlayarak kendilerine saldırdığını belirtti. Saldırmadan önce bir polisin ise adliye kapısını kapattığını sözlerine ekleyen Harun Rıfatoğlu, saldırıyı şöyle anlattı: “Bizi darp ettikten sonra polislerden biri elini beline atar gibi oldu. Ben bunu görünce orada yüksek bir sesle ‘Bu polis terör estiriyor, bunun silahını alın’ diye bağırdım. Kimse kulak asmadı ve bizim adliyede darp edilişimizi izlediler. Sonra ben amcam ve kuzenimi darp ederek gözaltı aracına bindirdiler. Bunlar yetmezmiş gibi bir de aracın içinde darp ettiler. Gelen giden vuruyordu. Biz sadece katledilen ailemizin hakkını savunmak istiyorduk. Arabada polislerden biri ‘Bu Kürtlerle mi uğraşacağız’ dedi. Başka biri ise ‘Biz ülkücüyüz hepinize yeteriz’ şeklinde tehditlerde bulundu.”
Hesabını yargı önünde soracağız
“Çelişkili ifadelere rağmen tutuklamayan hakim ve savcılar bize bedel ödetmeye mi çalışıyorlar? Bu neyin bedeli” sözleriyle cezasızlığa tepki gösteren Harun Rıfatoğlu, “Unutmasınlar ki bunun hesabını yargı önünde soracağız. Biz ‘kardeş’ dedikçe onlar bizi katlettiler. Biz ‘adalet’ dedikçe onlar katilleri salıyorlar. Adalet o katilin belindeki silah mı bu ülkede? Ben hakim ve savcı yerinde olsam katledilen 7 kişiden özür diler, istifa ederdim. Bunlar daha ne kadar somut delil istiyorlar. Neden hala tutuklama yapılmıyor? Kürt olduğumuz için mi” diye sordu.
Suç duyurusunda bulunacağız
Harun Rıfatoğlu, kendilerini darp eden polisler hakkında suç duyurusunda bulunacağını belirtti.
HABER MERKEZİ