Şirnex’ın Silopiya (Silopi) ilçesinde sokağa çıkma yasaklarında katledilen Taybet İnan’ı anlatan eşi Halit İnan, Taybet İnan’ın bütün Kürdistan’ın annesi olarak sembolleştiğini söyledi
Şirnex’ın Silopiya (Silopi) ilçesinde, 14 Aralık 2015’de Şırnak Valiliği tarafından ilan edilen ve 38 gün süren sokağa çıkma yasaklarında aralarında bebek, çocuk, yaşlı ve kadınların da olduğu 68 kişi katledildi. Katledilenlerden biri de 57 yaşındaki Taybet İnan’dı.
Yasakların 5’inci gününde komşunun evinden dönerken, özel harekat polisleri tarafından vücuduna isabete den 10 kurşunla katledilen İnan’ın cansız bedeni, 7 gün boyunca sokakta bekletildi. İnan’ın kayını Yusuf İnan’da onun yardımına gitmek isterken evinin avlusunda vuruldu. Yusuf İnan da, 20 saat boyunca yaralı bekletilerek kan kaybından hayatını kaybetti. Taybet İnan’ın eşi Halit İnan da, cenazeyi almak isterken yaralandı.
Düşmanlık hiç bitmedi
Taybet İnan’ın cenazesi 7 gün sonra alınabilirken, 18 gün de morgda bekletildi. Sadece ailesinin katılımına izin verilen cenaze ile birlikte Taybete İnan sürecin sembolü haline geldi.
Devlet kurşunuyla katledilen Taybet İnan’ın hayatı da Kürtlerin yaşadığı zulmün özeti gibi. Koçer bir aile olan İnan ailesi baskılar nedeniyle 1988 yılında Silopiya’nın Xezayê köyünden Silopiya’ya göç etti. Taybet ananın oğlu Ömer ve eşinin kardeşi Avdi İnan hiçbir gerekçe gösterilmeden polisler tarafından evlerine yapılan baskınla gözaltına alındı. Ömer İnan Elezîz’e, amcası Avdi ise Mêrdîn’deki cezaevine gönderildi.
Baskın, tutuklama ve ölüm…
1992’de Silopiya’da bulundukları mahallede mayın patlaması sonucu çocukları 10 yaşındaki Esmer ve 4 yaşındaki Botan ile 9 yaşındaki yeğenleri Ayaz , 5 yaşındaki Şevzet ve 10 yaşındaki Mehmet hayatını kaybetti. Henüz çocukların yası tutulurken, İnan ailesinin evi özel hareket polisleri tarafından basılarak, Taybet İnan’ın eşi Halit İnan gözaltına alındı. Tutuklanan Halit İnan Mardin Cezaevi’nde tutulan kardeşi Avdi İnan’ın yanına götürüldü. İnan, 11 ay cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakıldı. Bırakıldıktan birkaç ay sonra tekrar tutuklandı ve toplamda 3 yıl 9 ay cezaevinde kaldı.
Taybet İnan’ın kızı Heznî İnan da Cizîr’de ilan edilen sokağa çıkma yasaklarında bodrumda katledildi.
Sadece parmakları kalmıştı
O süreci ve çocuklarının katledildiği günü anlatan Taybet İnan’ın eşi Halit İnan, “Ben o çatışmanın yaşandığı gün cezaevine oğlum Ömer’in görüşüne gitmiştim. Dönüşte mahallenin polis ablukasında olduğunu gördüm. Mahallede patlama yaşanmış Taybet de çocuklarımızı arıyordu. Bir asker Taybet’e, ‘çocukların sünnetli miydi?’ diye soruyordu. Çocuklardan geriye sadece ayak parmakları kalmıştı. Çocuklarımız paramparça edilmişti” dedi.
Gelme seni de vururlar dedi
Halit İnan, eşini kurtarmayı düşünürken bu sefer de kardeşinin yaralandığı haberini aldığını belirterek, “Sokağa çıkma yasaklarının 3’üncü gününde Silopiya’da çatışmalar şiddetlendi. Taybet bize o sabah kahvaltı hazırladı ve hep birlikte kahvaltı yaptık. Sonra biraz uzandım. Taybet bana gülümseyerek, ‘Utan kendinden, ayağa kalk’ dedi. Kahvaltıdan sonra kardeşimin evine gittim. Daha sonra bir patlama sesi geldi. Kardeşim pencereden baktı, ‘Taybet caddede öylece yatıyor’ dedi. Taybet’e seslendim, bana ‘gelme seni de öldürecekler’ dedi. Bir ip aldım ona doğru attım. Eline dolamasını söyledim. Taybet’i kurtarmaya çalışırken ‘Ay birayo’ diye bir çığlık duydum. Kardeşim Yusuf’un vurulduğunu gördüm. Herkesi aradım ama kimse yardıma gelmedi. Doktor, Taybet için 7 saat yaralı kaldıktan sonra hayatını kaybettiğini söyledi. Kardeşim Yusuf da zamanında hastaneye kaldırılmadığı için kan kaybından öldü” diye belirtti.
Balkondan cenazeye bakıyordum
Eşi ve kardeşinin yasını tutarken Cizîr’deki sokağa çıkma yasaklarında kızı Heznî’nin katledildiğinin haberini aldığını söyleyen İnan, “Taybet katledildikten sonra çaresizlikten kızımın evine yerleştik. Orada 30 kişi kalıyorduk. Polisler eve gelip her gün bizi sorguluyordu. O esnada hala Taybet’in cenazesi sokak ortasındaydı. Balkondan cenazesine bakıyordum” dedi.
Bir süre sonra kızı Heznî’nin Silopi Devlet Hastanesi morgunda tutulan cenazesini alıp annesinin yanına defnettiğini belirten İnan, “Bir aile yok edildi. Ben 8 kişinin acısını asla unutmam. Taybet bütün Kurdistan’ın annesidir, bütün Kürt halkının annesidir. Ben yaşadığım sürece de onlardan davacı olacağım” dedi.
AİHM’e taşıyacağız
İnan ailesinin verdiği hukuk mücadelesine dair bilgi veren avukat Ramazan Demir ise, 2020 yılında faillerin tespiti için ‘daimi arama kararı’ verdiğini öğrendiklerini belirterek, “Yani savcılık yaptığım bütün çalışmalara rağmen ‘failleri bulamadım’ demek istemiş. ‘Daimi arama kararı’ demek Türkiye’de cezasızlığa doğru atılan en önemli adım demektir. Daimi arama kararını öğrendiğimiz gibi çalışmalarımızı yaptık ve dosyayı Anayasa Mahkemesine (AYM) taşıdık. AYM de dosyanın esasını incelemek üzere Bakanlıktan savunmasını istedi, dosyanın incelemesi sürüyor. Buradan çıkacak karara göre de dosyayı gerekmesi halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıyacağız” dedi. 1990’ların kayıp dosyalarında da aynı yöntemle yüzlerce dosyanın zamanaşımına uğradığı hatırlatması yapan Demir, “Bağımsız kişiler ve soruşturmacılar tarafından soruşturmanın yürütülmesi taleplerimiz görmezden gelinmiştir” dedi.
ŞIRNAX