Stephen King’in ünlü romanı ve aynı zamanda Stanley Kubrick’in de sinemaya uyarladığı The Shining’in devamı Doktor Uyku, geçmişin mirasını ele alan ama yeterince taşıyamayan bir film
Stephen King’in 1977’de yayımlanan üçüncü romanı The Shining, kitap için çevrilirken “Medyum”, Stanley Kubrick’in kült filminin adı olarak ise Türkçeye “Cinnet” diye geçti. King’in hayranları Medyum’u bilse de Kubrick’in Cinnet’i yazarın kitabının önüne geçerek daha çok Jack Nicholson’ın hayat verdiği Jack Torrance karakteri ile hafızalara kazındı. King’in kitapları aslında sinemaya hiç de yabancı değil. Cinnet (The Shining), Yeşil Yol (The Green Mile), Esaretin Bedeli (The Shawshank Redemption), O (It), Hayvan Mezarlığı (Pet Sematary), Dolares (Dolores Claiborne), Gizli Pencere (Secret Window) en bilinenleri elbette bunlar dışında olanlar var ve tabii TV dizileri de bu listenin içinde.
Kubrick, kitabımı anlamadı
Öte yandan Stephen King, The Shining’i üzerinden 35 yıl geçtikten sonra Doktor Uyku (Doctor Sleep) romanını yazdı. King’in bir devam romanı yazma sebebi ise bir okurunun imza gününde “Danny’e ne oldu, o şimdi ne yapıyor?” demesiymiş. 2013’te çıktığında hayranları açısından bir dönüm noktasıydı Doktor Uyku. Zira ben gibi ergenlik döneminde, 2000’lerin başında King okumayı bırakmış kişiler içinse nostaljik bir geri dönüş (Kitap o yıllarda elime geçse de hala okumadım). Bu arada belirtmek gerekir ki sinemanın efsaneleşmiş filmlerinden biri olan, Kubrick’in The Shining’ini King pek de beğenmeyip o yıllarda ‘Kubrick filmimi anlamadı’ demişti. Kitabın daha sonra Stephen King’in yapımcılığını üstlendiği ikinci ve pek hatırlanmayan bir versiyonu daha var. 1997 yapımı mini TV serisinin yönetmenliğini ise Mick Garris yapıyor.
King’in, Kubrick’e kızdığı en büyük noktalardan birisi kitabın odağını ve kendisine göre bazı noktalarını değiştirmesiydi. 217 numaralı odanın 237 olması gibi küçük detaylardan çok ana gövdeye, babanın cinnetinin konulması ve bir aile hikâyesine çevrilmesi denilebilir. Ama King’in vurgu yaptığı asıl şey Overlook Otel’inin kendisiydi. Kanımca King’in en iyi uyarlamalarından biri Kubrick’in The Shining’i ise diğeri de birebir uyarlama değil ama esinlenme olarak yazarın ilk romanı Carrie’yi baz alan Joachim Trier imzalı Thelma’dır. Ki en iyi uyarlamalar yönetmenin kendi kattıklarıyla ortaya koyduğudur, eserin asıl sahibi beğenmese de…
Kitabı ve asıl mirası takip ediyor
King, her ne kadar Kubrick’e kızsa da hikâyeyi onun bıraktığı yerden ele alıyor. Kitapta Overlook yok olsa da Kubrick’te sadece terk edilen bir yerdi ve çıkış noktasını buradan alan Stephen King, hikâyeyi bir şekilde oraya bağlıyor. Doktor Uyku, ilk filmde üç tekerlekli bisikletiyle aklımızda kalan Danny’in (Ewan McGregor) ne yaptığını anlatıyor. Danny yani buradaki haliyle Dan, annesiyle bir süre kış olmayan Kaliforniya’da yaşasa da otelin hayaletleri peşini bırakmıyor. Yani ne Overlook Danny’i bırakıyor ne de Danny Overlook’u. Otel’den tanıdığı ve onun gibi ‘ışıyan’ Dick de ona bir süre rehberlik ediyor. Ama Dan, ışığını bir şekilde babası gibi olarak söndürüyor. Alkolik olan Dan daha sonra bir kasabaya yerleşiyor. Adsız Alkoliklere (AA) katılarak içkiyi bırakıyor. Daha sonra hasta bakıcı olarak çalıştığı huzurevinde, ölüm öncesi oradakilerle ettiği sohbetlerden dolayı adı Doktor Uyku olarak anılıyor. Dan, o kasabaya yerleştiğinde uzaklarda bir yerde Abra adından Dan gibi ama daha güçlü telepatik güçlere sahip, küçük bir kız çocuğu dünyaya geliyor. Öte yandan kendilerine Gerçek Kardeşlik (The True Knot) diyen ve Dan, Abra gibi telepatik, hissi ışımaları olan çocukların güçlerinden beslenen bir grubun hikayesi de devam ediyor. King okurları, böyle paralel hikâyelere aşina. Çünkü Stephen King bu hikâyeleri bir şekilde birleştirir.
Bir başyapıt varken…
Peki, bir kitap uyarlaması olarak yönetmen Mike Flanagan ne yapıyor? Pek serbest bir uyarlama yaptığı söylenemez. King’in Kubrick ile ters düşmesinden mi bilinmez ama kitaba sadık kaldığı her halinden belli. Yönetmen, daha ziyade King’in izini takip ediyor. Hatta sadece onu değil Kubrick’inkini de. Jack Nicholson ve Shelley Duvall’ın canlandırdığı Wendy’e benzer karakterler hatta sahneler kullanıyor. Netflix’teki Tepedeki Ev (The Haunting of Hill House) filmiyle epey beğeni toplayan yönetmen açıkçası üç farklı ama paralel akan hikâyeyi King kadar (Bu kitabı okumasam da geçmişe dayanarak) toparlamayı beceremiyor. Sadece toparlamak açısından da değil kendini orada hissettirecek bir şey de katmıyor. Kubrick’in kurduğu atmosfer, örneğin; onun renklerini ve perspektifini taşır. Flanagan bunu yapamıyor. Kubrick’in The Shining’i üzerine epey sığ kalıyor. Belki bağımsız düşünüldüğünde sevilecek yerleri olsa da 152 dakikalık bir filmde birçok yerin es geçildiği hissi var. O yüzden Doktor Uyku’nun sinema tarihine devam filmi olarak geçmesi bir hayli zor. Temposu yüksek, gerilimi görece az bir kitap uyarlaması Doktor Uyku; ama Kubrick’in değil, Stephen King’in The Shining’inin…
Künye
Yönetmen: Mike Flanagan
Oyuncular: Ewan McGregor,
Rebecca Ferguson
Süre: 152 dk.
Tür: Gerilim