Çürümüş bir etnokratik devlet yapısının tepesindeki bir figürü bir başkasıyla değiştirmek, tüm adanın Rajapaksa’nın içinden doğmuş olduğu başka bir etnokratik ve askeri yönetim döngüsüne girmesine izin verecektir
9 Temmuz’da binlerce protestocu, adadaki ekonomik kriz üzerine aylarca süren protestoların zirvesi olarak Sri Lanka Devlet Başkanı Gotabaya Rajapaksa’nın (‘Gota’) konutunu bastı. Kısa sürede tüm dünyada manşetlere çıkan fotoğraf ve videolar, göstericilerin Gota’nın gardırobunu karıştırdığını, spor salonunda egzersiz yaptığını ve özel havuzunda yüzdüğünü gösterdi. Rajapaksa’nın çoğunluğu kazanmasından üç yıldan kısa bir süre sonra, hayal bile edilemeyecek bir şey olmuştu: İşlediği savaş suçları iktidara yükselmesini engellemek bir yana kolaylaştıran Sinhala Budist diktatörü görevinden ayrılmak zorunda bırakılıyordu.
Adadaki birçok kişi için bu devrim niteliğinde bir andı. Gerçekten de, hem Sri Lanka’nın cumhurbaşkanının hem de yeni atanan başbakanın istifa edebileceği haberleriyle birlikte, ekonomik çöküş yaşayan ada için yeni bir başlangıç umutları arttı.
Temkinli bir yaklaşım
Bununla birlikte, Kuzey-Doğu’daki Tamiller, onlarca yıldır tutulmayan vaatlere maruz kaldıkları için temkinli davranıyorlar ve şüpheci olmak için de iyi nedenleri var. ‘Gota Defol’ protestolarının arkasındaki altmış örgütün talepler listesinde, Eelam Tamillerinin temel sorunları olan askersizleştirme, hesap verebilirlik veya yetki devri bulunmuyor… Ayrıca, Parlamento Sözcüsü’nün verdiği güvencenin ötesinde Cumhurbaşkanı’nın kendisinden resmi bir istifa açıklaması gelmedi. Gerçekten de Rajapaksa’nın nerede olduğu bilinmiyor. Ama Rajapaksa görevi bıraksa bile Sri Lanka’nın krizi bitmeyecek. Ada, hanelerin üçte birinin çocuklarını beslemek için çırpındığı rekor düzeyde enflasyonla birlikte yakıt, ilaç ve dolar sıkıntısı çekiyor. Tüm partilerden oluşan bir geçici hükümet için son söylenenler ise krizin daha iyi yönetilebileceğine dair çok az işaret verdi.
Yalnızca giysi mi değişecek?
Rajapaksas gibi figürlerin güçlü konumlara yükselmelerine izin veren sistemi değiştirmeden, aynı özgürlükçü olmayan, etnokratik ve sorumsuz yönetim döngülerin kendilerini tekrar etme riski ortadan kalkmıyor. Rajapaksas’la birlikte Mullivaikkal soykırımını tasarlayan eski ordu komutanı Sarath Fonseka’ya, hükümet karşıtı hareketi tarafından aktif bir rol verildi. Kötü şöhretli ırkçılar ve savaş suçluları gösterilere katıldılar. Tamilleri infaz etme rolü nedeniyle ABD’ye girmesi yasaklanan Shavendra Silva da dahil olmak üzere ordu bile kendisini ülke anayasasının savunucusu olarak gösteriyor ve önümüzdeki aylarda daha büyük bir rol oynayabilir.
Bu nedenle önümüzdeki günler ve haftalar çok önemli. Çürümüş bir etnokratik devlet yapısının tepesindeki bir figürü bir başkasıyla değiştirmek, tüm adanın Rajapaksa’nın içinden doğmuş olduğu başka bir etnokratik ve askeri yönetim döngüsüne girmesine izin verecektir. Bunun olmasına izin verilmemelidir.
Böyle bir krizin önlenmesinde daha aktif ve ilkeli bir rol oynaması gereken uluslararası toplum üyeleri şimdi harekete geçmelidir. Rajapaksa’nın seçilmesinden bu yana çok az kişi ondan hesap sormaya çalıştı. Tamillerin Kuzey-Doğu’da süregelen protestoları görmezden gelindi ve askeri suistimallere göz yumuldu. Güneyde protestolar patlak verdikten sonra bile, daha bu hafta, Batılı diplomatlar utanç verici bir şekilde adayı mahveden yozlaşmış bir savaş suçlusu olan Gotabaya Rajapaksa ile el sıkışmaya ve birlikte fotoğraf paylaşmaya devam etti.
Şimdi protestocular, siyasi parti liderleri ve uluslararası toplum için her düzeyde şeffaflık, adalet ve hesap verebilirlik için baskı yaparak gerçek bir dönüşüm yaratma zamanıdır. Hem yolsuzluk hem de daha da önemlisi toplu katliamlar açısından ağır suçların sorumlularından hesap sorulmalıdır. Bunlar yapılana kadar Tamiller şüpheci kalmaya devam edecek.
Sis dağılırken, Sri Lanka’nın sonunda dönüştürücü bir değişimin eşiğinde olup olmadığı veya farklı bir kıyafetle aynı etnokratik askeri devlet olarak mı kalacağı görülecektir.
* 10 Temmuz 2022 tarihli yazı, Tamil Guardian’dan alınmıştır