Kimi insanlar vardır, bu dünyadan göç ederken ardında kalanlara ve sonrasında gelecek kuşaklara, kişiliği, birikimi, duruşu ve mücadelesiyle büyük bir miras bırakırlar. Bilge kişiliğiyle, yazdıkları ve söyledikleriyle, edası ve sevdasıyla dünyamıza hoş bir seda bırakırlar.
İki gün önce toprağa verdiğimiz, ömrünü demokrasi, özgürlük, eşitlik ve barış mücadelesine adayan Kürt siyasetçi Tarık Ziya Ekinci’den söz ediyorum.
Aydınlık saçan düşünceleriyle, azimli ve inançlı karakteriyle aramızdan ayrıldı Tarık Ziya Ekinci. Yaşamını Kürt halkının özgürlük, Türkiye halklarının demokrasi ve eşitlik mücadelesine adamış bir bilgeydi O.
Ömrü boyunca barışı, demokrasiyi, birlikte özgür yaşamı savunan, Türkiye İşçi Partisi’nde eşitlik ve özgürlük mücadelesi veren, Sıkıyönetim Mahkemeleri’nde yargılanıp tutuklanan, Türkiye halklarının hak ve taleplerini yaşamı boyunca savunan Ekinci’nin hayat hikayesi mücadeleyle ve derslerle doludur. Ekinci, 1925 yılında Amed’in Licê (Lice) ilçesinde doğdu. Türkçe’yi ilkokulda öğrendi. Ortaokulu ve liseyi Amed’de okuyan Ekinci, 1949’da İstanbul Tıp Fakültesi’ni bitirdi. 1957 yılında iç hastalıklarda uzman hekim olarak Amed’e yerleşti. Amed-Mêrdîn-Sêrt Tabip Odası Başkanlığı görevini üç dönem boyunca sürdürdü. 1958-1980 yılları arasında Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Kongresi’nde bölge hekimlerini temsil etti. Bir dönem de bu konseyde Yüksek Disiplin Kurulu üyeliği görevini yaptı. Ekinci, 1970’de Diyarbakır Devrimci Doğu Kültür Ocakları’nın (DDKO) kuruluşunda aktif rol aldı. 12 Mart Muhtırası sonrası Diyarbakır Askeri Cezaevi’nde “Kürtçülük ve komünizm propagandası” suçlaması nedeniyle 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 12 Eylül döneminde 5 kez tutuklandı. Kısa bir süre özgür kalınca yurt dışına çıktı. 1989’a kadar Paris’te doktorluk yaptı. Ardından Türkiye’ye tekrar döndü. Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Akademik Siyasi Danışma Kurulu üyeliği yapan Ekinci, en son Halkların Demokratik Partisi (HDP) Danışma Kurulu’nda yer aldı.
***
Türkiye sol siyasetinin önemli isimlerinden biri olmasının yanı sıra aynı zamanda sivil toplum alanında çalışmalar yürütmüş önemli bir entelektüel ve hafıza tazeleyen bir yazardı.
Eserleri kendi alanında bütünlük oluşturan bir birikimdir. Parlamento konuşmalarından oluşan “Doğu Dramı-Devlet ve Ben-Faili Meçhul Bir Cinayetin İçyüzü (1994 yılında faili meçhul olarak katledilen kardeşi Avukat Yusuf Ekinci’nin cinayetini konu alan kitabı.) Vatandaşlık Açısından Kürt Sorunu ve Bir Çözüm Önerisi -Demokrasi, Çokkültürlülük – Bir Yargısal Serüven- Avrupa Birliği’nde Azınlıkların Korunması Sorunu -Türkiye ve Kürtler- Sol Siyaset Sorunları- Türkiye İşçi Partisi Ve Kürt Aydınlanması- Millet Milliyetçilik, Devlet ve Anayasa Sorunları-Türkiye’de Demokrasi ve İnsan Hakları Sorunları-Türkiye’nin Kürt Siyasetine Eleştirel Yaklaşımlar-Türkiye’nin Çağdaşlaşması ve Kürtler-Bir Kürt Aydını’nın Lice’den Paris’e Uzanan Yaşam Serüveni-Türkiye İşçi Partisi ve Kürtler-Kürt Siyasal Hareketlerinin Sınıfsal Analizi adlı kitaplarının dışında çeşitli dergi ve gazetelerde pek çok makalesi yayımlanmıştır.
***
Tarık Ziya Ekinci, bir süre önce babasından kalma arazisini; “Bu topraklar babamdan kalsa da Kürt halkının malıdır. Ben de bu toprakları Kürt halkı için yararlı işler yapan bir kuruma bağışlamak istiyorum” diyerek İsmail Beşikçi Vakfı’na bağışlamıştı.
Düşünce sistematiğinde sosyalist damarını hep diri tuttu. Yeri geldiğinde kendi iç siyasetine eleştiriler getirmekten de geri durmayan; Türkiye siyaset tarihinin ve Kürt meselesinin önemli aktörlerinden Ekinci, vasiyeti üzerine Diyarbakır’da toprağa verildi.
Evet. Bir ulu çınar devrildi. Bizlere zengin bir düşünce birikimi ve mücadele mirası bıraktı. Hakikat ve adalet mücadelesinde, bize ve hayata kattığı değerleriyle yaşayacak…
Anısına, mücadelesine saygıyla.